"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre uyuşmazlık, ayıplı mal satımı iddiasıyla davacı aleyhine açılan sözleşmenin iptali ve alacak davası sonrasında kurulan hüküm nedeniyle davacıya yönelik olarak yapılan haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar aleyhine, davacının ayıplı mal satımına neden oldukları iddiasıyla dava açılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde sigorta hukukunun uygulanma yeri bulunmamaktadır.Bu nedenle temyiz inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber anılan dairecede gönderme kararı verilmiş olmakla temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'NA gönderilmek üzere Yüksek Birinci Başkanlığa SUNULMASINA 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesi ise, ayıplı olduğu ileri sürülen aracın şirket adına kayıtlı olması ve davacının da anılan şirketin ortağı olması nedeniyle tüketici konumunda bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı,davalı Anadolu AŞ den satın aldığı televizyonun arızalı çıkması nedeniyle diğer davalı servise gönderildiğini ancak 30 ... gününde teslim edilmediğini bildirerek ödenen bedelin tahsilini,1000 TL manevi tazminatının davalı servisten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece dava konusuz kaldığından ayıplı mal hakkında karar verilmesine yer olmadığına,manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeni ile müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini davalının mal bedelinin ödememesi üzerine girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından teslim edilen malların bir kısmının ayıplı çıkması üzerine reklamasyon faturası düzenlendiğini ve ayıplı malların ve kullanılmayan malların davacıya iade edildiğini, müvekkilinin teslim aldığı malların bedelini ödediğini, davacının kendisine iade edilen malları geri almadığını öne sürerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....
Menşeili " vişne suyu konsantresi" alımı için 11.3.2003 tarihli sözleşme imzalanıp ürün bedeli olarak 90.400 Euro ödendiğini, Türkiye'ye gelen ürünün gümrük müdürlüğünde 15.5.2003 tarihinde yapılan testte ayıplı olması nedeniyle yurda girişine izin verilmediğini, bunun üzerine ayıplı malın mahrecine iade olunduğunu, ayıplı mal yerine gönderilen malın ise 78.025 Euro değerinde olduğunu iddia ederek, eksik teslimatta 12.372 Euro, ayıplı malın depolanması için ödenen 5.015 Euro, mahrece iade için ödenen navlun bedeli 4715 EURO, malın zamanında teslim edilmemesi ve sezon geçmesi üzerine uğranılan kar kaybı 37.908.04 EURO olmak üzere toplam 60.010.04 EURO alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, taraflar arasında 24.09.2007 tarihinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesi gereğince müvekkilinin filtre sistemi ithal edip, davacıya teslim ettiğini, 11.08.2008 tarihli tadil sözleşmesine yeni bir fatura eklenip, sözleşmede malın ayıplı çıkması nedeniyle davacının malı iade edeceği, yeni mal alımı nedeniyle oluşacak her türlü masrafı istem halinde ödemeyi kabul ettiğini, ayıp nedeniyle iade edilen malın yerine başka mal satın alındığı, sözleşme uyarınca yeni fatura tarihindeki KDV oranının uygulandığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Yukarıda da belirtildiği gibi, dava ayıplı imalâttan kaynaklanan nakliye masraflarının tahsiline ilişkindir. Ayıplı mal teslim edildiği davalı yanca kabul edilmiştir. BK.'nın 360. maddesi uyarınca imalâtın mukavele şartlarına muhalif olması veya eserin reddini gerektirmeyecek derecede ayıplı bulunması halinde eserin reddi veya bedelden tenzil talep edilebileceği gibi müteahhidin kusurlu bulunması halinde zarar ve ziyan da talep edilmesi mümkündür. Dava konusu olayda eserin ayıplı olması nedeniyle değiştirilen mallar yurtdışına tekrar gönderilmek zorunda kalındığından nakliye ve gümrükleme masrafları da iki kez ödenmiş durumdadır. Bu nedenle davalı sözkonusu masrafları da davacıya ödemekle yükümlüdür. Nevar ki, ayıplı olduğu ileri sürülen mamüller davalıya iade edilmediğinden varsa bunların hurda bedelleri belirlenip davacı alacağından düşülmelidir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesinde "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir." şeklinde ayıplı mal tanımlanmış ve malın ayıplı olması durumunda tüketiciye bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme seçimlik hakları tanınmıştır....
Tüketici Finansmanı A.Ş. arasında yapılan 15.07.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile taksitli olarak ödendiği, alınan bilirkişi raporu gereğince, satın alındığı tarihten itibaren motosikletin 1 yıl içerisinde farklı arızalardan dolayı 8 kez servise götürüldüğü, halen de kısmen mevcut olan bu arızaların kullanım hatasından kaynak-lanmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalıdan satın alınan üç adet fatura içeriğindeki mallara karşılık toplam 65.000,00 USD tutarlı iki adet bononun keşide edilerek teslim edildiğini, satıma konu malların ayıplı çıkması üzerine yerine davalı yanca yeniden mal verilmiş ise de bunların da ayıplı olduğu anlaşılınca müvekkilinin zarara uğradığını, ihtar çekilerek ayıplı malların iade alınıp bedelsiz hale gelen iki adet bononun müvekkiline teslim edilmesi davalıdan istenmesine rağmen olumlu yanıt alınamadığını belirterek davalı elinde bulunan toplam 65.000 USD bedelli iki adet bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince davacıya teslim edilen malların ayıplı olmadığı gibi, süresinde ayıp ihbarında da bulunulmadığı ve altı aylık sürede davanın açılmadığını böylece zamanaşımı süresinin dolduğundan dolayı öncelikle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....