Davalı vekili, davacı yanca satıma konu makinenin bir kısım parası eksik teslim edildiği gibi, makinenin arızalandığı ve ayıplı çıktığını böylece müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş ve %40 oranındaki tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Yargılama sürerken davalı vekilince davacı aleyhine ayıplı ve eksik mal satımı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığından bahisle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000 TL' nin ticari faiziyle davacıdan tahsiline yönelik ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi' nde alacak davası açılmış ve anılan yerel mahkemenin 2013/62-2013/56 E.K. sayılı ilamıyla birleştirme kararı verilmiştir. Davacı (birleşen davalı vekili) gerek ana dava dosyasındaki dava dilekçesi gerekse birleşen davaya konu beyanlarında ayıplı ve eksik mal satımı söz konusu olmadığı gibi teslimden itibaren altı aylık sürenin dolması sonucu davalı (karşı davacı) istemlerinin zamanaşımına uğradığını bildirmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık; davaya konu ayıplı mal teslimi nedeniyle mal bedeli olarak keşide edilen çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı, ve ayıp olgusunun kabulü halinde satıma konu malların aynen iadesine karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava; ayıplı mal teslimi nedeniyle mal bedeli olarak keşide edilerek verilen çeklerin malların ayıplı olması nedeniyle bedelsizliği ve çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....
KARAR Davacı, davalı şirketten 29.12.2012 Citroen marka bir araç satın aldığını, aracın teslim aldığı günden beri sürekli olarak arıza verdiğini, halihazırda arızanın devam ettiğini ileri sürerek ayıplı araç fatura bedeli olan 34.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile 29.12.2012 tarihinde 34.000,00 TL’ye satın aldığı aracın çeşitli defalar arıza yaptığını, istediği gibi maldan yararlanamadığını ileri sürerek ayıplı mal için ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı dava konusu malda üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davaya konu aracı 24.07.2009 tarihinde davalı ... Otomotiv...Tic. A.Ş.'den satın aldığını, aracın 02.06.2011 tarihinde motor arızası yaptığını, servis tarafından rektifiye gerektiğinin tespit edildiğini, aracın gizli ayıplı olması nedeniyle aracın davalılara iade edildiğini belirterek satış bedeli olan 57.791,01 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın aracın ayıplı olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....
Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından, davacı, Teknosa mağazası ile aralarında düzenledikleri 04/05/2013 tarihli fatura ile 1.888,90....
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi, Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti İmalatçı-Üretici: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere tüketiciye sunulmuş olan mal veya hizmetleri ya da bu mal veya hizmetlerin hammaddelerini yahut ara mallarını üretenler ile mal üzerine kendi ayırt edici işaretini, ticari markasını veya unvanını koyarak satışa sunanları, ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı kanunun 4-A maddesinde ''Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." hükmü düzenlenmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 19/11/2013 tarihli faturayla sıfır olarak dava konusu aracı satın aldığı, ancak öncesinden aracın 12/09/2013 tarihli faturayla dava dışı kişiye satıldığı ve adına tescil kaydı yapıldığını, davalı ...Ş. ve dava dışı aracı satın alan kişi tarafından Trafik Tescil Müdürlüğüne hitaben yazılan dilekçelerde; aracın boya kontrollerinin yaptırıldığı, fabrika değerlerinin üzerinde olması nedeniyle teslim almadan iade edildiği, ayıplı mal kapsamında kaydının kapatılmasının talep edildiği, dilekçe üzerine Trafik Tescil Müdürlüğü tarafından 17/09/2013 tarihinde tescil kaydının ayıplı mal kapsamında kapatıldığı, 22/11/2013 tarihinde ise yine ayıplı mal nedeniyle plakasının iptal edildiği görülmektedir....
E. sayısını aldığını, yetkili dosyadan gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine davalı şirketin tekrar borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ettiğini, davalının borca inkâr ile ayıplı mal iddiasında bulunduğunu, icra dosyasına ayıplı mal beyanı sunan davalı şirketin, kaşeli ve imzalı olarak davacı şirkete gönderdiği mutabakat metni ile 30/06/2019 tarihi itibarı ile davacı şirkete 29.530,42 USD borcu bulunduğunu bizzat kendilerinin beyan ettiğini, icra takibinin başlatılmasından sonra taraf şirketlerin bir araya geldiklerini ve anlaştıklarını, borçlunun ödeme gücünün olmaması sebebi ile bir kısım ödeme, bir kısım mal iadesi ile müvekkilinin alacağının aslı haricen kapatıldığını, icra takibinden sonra alacağın tasfiyesi halinde asıl alacak yönünden dava ikamesinde hukukî yarar bulunmasa da, borçlu tarafın icra takibinden ödeme tarihine kadar geçen süre için işlemiş faiz, icra takip masrafları ve vekâlet ücretleri yönünden sorumlu olduğunu, Yüksek Mahkemenin itirazın iptâli davasının asıl...