Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı firmadan satın aldığı cep telefonun ayıplı çıktığını ve bu nedenle zarara uğradığını belirterek, fatura karşılığı ödediği ücretin iadesini talep etmiştir. 4077 sayılı yasada tanımlanan anlamda, davacı, bir malı ticari olmayan amaçla edinen tüketici; davalı ise ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan tüzel kişidir....
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı firmadan satın aldığı ısı sitemi cihazlarının ayıplı çıktığını, ... elektrik faturası gelmesine neden olduğunu ve bu nedenle zarara uğradığını belirterek bedel iadesi ve zararının giderilmesini talep etmiştir. 4077 sayılı yasada tanımlanan anlamda, davacı, bir malı ticari olmayan amaçla edinen tüketici; davalı ise ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan tüzel kişidir. Taraflar arasındaki ilişki, 4077 sayılı yasa kapsamında düzenlenen tüketici ile satıcı tüzel kişi arasında mal satışına ilişkin bir hukuki işlemdir....
Sonuç itibariyle davalının ürettiği mal taahhüt ettiği kriterleri karşılamamaktadır. Davacı tarafın mal bedelinde tenzil isteme hakkı doğmuştur. Tüm bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilen ----ayıplı -------malzemesine ilişkin bedelin davalıdan tahsiline, ayıplı ------malzemesinden doğan zararın tespit ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönünden de davacının müvekkiline fahiş fiyatla ve kalitesiz mallar getirmeye başladığını müvekkilinin ayıplı malların bedelini ödemekle yükümlü olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş ve davalı yanın yerleşim yerinin ..., davacı alacaklı şirketin ise ... olduğu bu nedenle ... İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı satışa konu malların davalının ...'taki şantiyesinde teslim edildiğini iddia etmiş, davalı vekili de cevap dilekçesindeki açıklamaları ile davacının belirtilen yere mal getirdiğini, ancak ilk zamanlar iyi mal getirildiği halde, daha sonra ayıplı mal getirildiğinden söz ederek malların ...'...
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan bazı elektronik mallar satın aldığını, mallardan bir kısmının ayıplı olduğunun davacıya bildirildiğini, davacının bu durumu kabul ederek ayıplı mal kadar ilave mal vereceğini bildirdiğini, görüşmelerin devamı sırasında davacının icra yoluna başvurduğunu, müvekkilinin ayıp sebebiyle kullanamadığı malların bedelini ödemek zorunda olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönünden de davacının müvekkiline fahiş fiyatla ve kalitesiz malları getirmeye başladığını, müvekkilinin ayıplı malların bedelini ödemekle yükümlü olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş ve davalı yanın yerleşim yerinin Ankara davacı alacaklı şirketin ise Ardahan olduğu bu nedenle ... İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı satışa konu malların davalının ...'taki şantiyesinde teslim edildiğini iddia etmiş, davalı vekili de cevap dilekçesindeki açıklamaları ile davacının belirtilen yere mal getirdiğini, ancak ilk zamanlar iyi mal getirildiği halde daha sonra ayıplı mal getirildiğinden söz ederek malların ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 08.03.2012 tarihinde dava konusu otomobili satın almış olduğunu, bir süre sonra bir arkadaşının salık vermesi üzerine yaptırdığı ölçüm üzerine aracın farklı yerlerinde farklı boya kalınlıkları olduğunu öğrendiğini, aracın kendisine ayıplı olarak satılmış olduğunu ileri sürerek ayıplı aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dilemiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı savunmasında, fatura içeriği malların bazılarının ayıplı olduğunu, ayıp ihbarının davacı şirket yetkilisi ile olan samimiyete binaen sözlü olarak bildirildiğini ileri sürmüş, yargılamada ise, davacı vekilinin açıkça muvafakat etmemesine rağmen davalı şirketin çalışanı olan iki tanığın ifadesiyle ayıp ihbarında bulunulduğunu ispat etmeye çalışmış, mahkemece de dinlenen bu tanık beyanları ile ayıp ihbarında bulunulduğu kabul edilmiştir. Taraflar tacir olduğundan somut olayda dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sy. TTK'nın 25/3. md.nde öngörülen ayıplı mal satışı ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Anılan Yasa hükmüne göre “emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda, dava ikinci el olarak garanti süresinin bitiminden sonra satılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla açılmış olup, davalının ticari ve mesleki anlamda satıcı tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Fethiye 2. Sulh Hukuk Mahkemesince görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Fethiye 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....