Zira, geç teslimin hukuki sonuçları ile ayıplı mal tesliminin hukuki sonuçları birbirinden farklıdır. Bu itibarla mahkemece öncelikle ayıplı mal savunması yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının araştırılması gerekir. Bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan geç teslim sözleşmeye aykırılık sonucunu doğurduğundan davalının bundan dolayı uğradığı zararı kanıtlaması koşulu ile davacıdan talep edebileceği kuşkusuzdur. Mahkemece bu yönde yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan ve zamanında teslim gerçekleşse idi mutat yolla sevkedilecek mal için ödenmesi gereken nakliye bedelinin hesaplamada nazara alınmaması isabetsizdir. Kabule göre de, halen davalı elinde bulunduğu anlaşılan ayıplı malların bir ekonomik değeri bulunduğu hususu göz ardı edilerek tümünün değerinin reklamasyon faturasına konu edilmesi ve mahkemece hükme esas alınması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
Davalı, sipariş formunda davacıdan ... lablı Emniyet Folyosu talep etmiş, sipariş formu davacı tarafça da teyit edildiği halde, davalıya sipariş formunda istenen mal yerine, başka bir mal (alüminyum folyo termolak) gönderilmiştir. Uyuşmazlık, ayıplı mal satışından değil, sipariş edilenden başka bir malın gönderilmiş olmasından (aliud teslim) kaynaklanmaktadır. Olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK m. 76) Mahkemece, uyuşmazlığın yukarıda belirtildiği şekilde nitelendirilip toplanan deliller bu çerçevede değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan TTK.’nun 25/3. maddesinde öngörülen ayıplı mal satışı nedeni ile ayıp süreleri yönünden değerlendirme yapılarak süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini, bakiye mal bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan mal alındığını, davacının taşeron firma olduğunu, bir takım ayıplı imalatlar yapması nedeniyle iş sahibinin hakedişlerini ödemediğini, iş veren dava dışı firmaya karşı dava açtıklarını, ayıplı ifa olup olmadığına göre fatura bedelinin ödenmeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davayı malı yedinde bulundurana karşı açtığı, malı davalıya satıp teslim ettiğini, davalının mal bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Dava, mal bedeli karşılığı düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan mal tedarik ettiğini, tedarik edilen malların piyasaya göre yüksek bedelli ve ayıplı olduğunu, mal bedellerinin bir kısmının ödendiğini, ayıplı olan kısmın ödemesinin yapılmadığını, Teba firması ile yapılan görüşme sonucu bu firmaca .ödeme yapılacağı hususunun davacı tarafça da kabul edildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüke...i Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 29.09.2013 tarihinde ... aracı 64.106,51 TL bedelle davalı ......
Davacı taraf davalıdan 07.12.2009 tarihinden itibaren en yüksek faziyle araç bedelinin iadesini talep etmiş mahkeme davayı kısmen kabul ederek araç bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur....
seramiklerin adliye bahçesine getirilen 2 adet seramik ve dava dilekçesi ekine konulan fotoğraflardan anlaşıldığı üzere davacı vekilinin beyanına göre 68,04m2 beyaz ve 12,90m2 kirli beyaz olduğu ve dava konusu seramiklerin renk olarak birbirlerini tutmadığı için ayıplı olduğu, ayıplı ise gizli ya da açık ayıplı olup olmadığı; Ayıplı olan 12,90m2 seramiğin gözle bakıldığında çok bariz olarak belli olduğundan açık ayıplı olduğu, Ayıplı olduğu iddia edilen seramiklerin bedeli; ayıplı olan 12,90m2 seramik bedeli 12,90 x 254,237 = 3.279,66.-TL + KDV = 3.870,00....
Davalı istinafında, ayıplı emtiayla ilgili davacıya bildirimde bulunulduğunu bu hususta tanık dinelteme taleplerinin reddedildiğini, bu surette savunma haklarının kısıtlandığnı ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki ilişki ticari satım olup, TTK'nın 23/1- c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiştir. Alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden satıcıdan mal bedeli konusunda istemde bulunamaz. Davalı alıcı, ihbarda bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. (Yargıtay 34 XX 736/5982 Esas 2015/15327 Karar 23/11/2015 T.) Davalı tarafından, ihbarda bulunulduğuna dair belge sunulamamış, davacı yan tanık dinlenmesine açıkça rıza göstermemiştir. Buna göre davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. Davacının ağır kusurlu olarak ayıplı mal teslim ettiğine ilişkin kanıt bulunmamakla, somut olayda TBK'nın 225. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir....
Taraflar arasındaki ilişki ticari satım olup, TTK'nın 23/1-c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiştir. Alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden satıcıdan mal bedeli konusunda istemde bulunamaz. Davalı alıcı, ihbarda bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. (Yargıtay 19 HD 2015/5982 Esas 2015/15327 Karar 23/11/2015 T.) Davalı tarafından, ihbarda bulunulduğuna dair belge sunulamamış, davacı yan tanık dinlenmesine açıkça rıza göstermemiştir....