Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, davacının verilen bu yetkiye istinaden davalı aleyhine ayıplı mal satışı nedenine dayanarak bu davayı açmasında usule aykırı neden olmadığından işin esasına girilerek deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hükmüne uyulan 22/10/2015 tarih 2015/8993 - 2015/13427 sayılı bozma ilamında "Davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı, davacının davalıya makine satışı nedeniyle ödediği miktar olması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden, davacının kendi kusuruyla sebep olduğu zarar miktarını da kapsayacak şekilde alacağın tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabul şekline göre de, davacının dava dışı 3. kişiye ödediği ayıplı mal bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, birlikte ifa kuralı gereğince ayıplı malın davalıya iadesi konusunda da bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir....

      Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu motosikletlerdeki arızaların kullanımla ortaya çıkan arıza olmadığı, imalat hatasından kaynaklı olduğu, Tüketici Hakem Heyeti kararı ve Tüketici Mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında tespit edilmiş olup, motosikletlerin hukuki ayıplı olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, satış sözleşmesinin tarafı olan davacı 6098 sayılı TBK.'nun 227. maddesinde düzenlenen haklarını talep edebilecektir. Anılan maddede, davacının seçimlik haklarının yanında genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının da saklı bulunduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı tarafından davacıya, davacı tarafından da dava dışı üçüncü kişilere satışı yapılan motosikletlerin ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından ödeme yapıldığına göre, davacı yapılan ödemelerin tamamını akidi olan davalı satıcıdan talep edebileceğinin kabulü gerekir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete uzun zamandır “PUA ve Jelefon” tutkal satışı yapıldığını, 11.363 YTL bedelli faturanın ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla 2002/ 493 Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiş, birleşen davası ile 10.271 YTL alacağın tahsili için yapılan 2002/ 494 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacıdan uzun zamandır tutkal satın aldıklarını, alınan tutkalın kağıt poşet üretiminde kullanıldığını, Temmuz 2001 döneminden sonra üretilen kağıt poşetlerde açılmalar meydana geldiğini ve müşterilerin ürünleri iade ettiğini, açılmaların tutkalın kalitesiz oluşundan kaynaklandığını, davacının ayıplı mal sattığını beyan ederek davanın reddini istemiş, karşı davası ile ayıplı tutkal satışı nedeniyle uğranılan zararın 42.373 YTL kısmının tahsilini talep ve dava etmiştir....

          numarası (cep telefonu numarası ) ile kullanılmasına izin verilen cihazların ayıplı mal olarak değerlendirilemeyeceği, söz konusu cihazın yapılan eşleştirme sonucunda ... ve ... numaraları ile kullanılabildiği başka numaralarla kullanılamadığı,ayıplı mal olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda mahkemece dava konusu malın ayıplı olup olmadığının saptanması yönünden konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            A.Ş.nin imalatçı olduğu, 2005 model 16 R 8536 plakalı .... kamyoneti diğer davalıdan alan davacının, aracın imalatındaki hatadan dolayı arızalanması nedeniyle uğradığı zararın tahsili istemine ilişkindir. Davalı ... A.Ş.vekili, davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığını, araç kiralama bedelinin istenemeyeceğini ve değer kaybının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı ...Ltd.Şti.vekili, davada davalı sıfatının imalatçı-üretici olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuştur. Mahkemece üretici ve satıcı olan davalı şirketlerin dava dışı servis şirketinin işleminden sorumlu olmadığı ve davalıların taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, hatalı üretim ve ayıplı mal satışı iddialarına dayanmaktadır....

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ayıplı maldaki ayıbın üretim hatası olduğu, davacının değişim talebinde haklı olduğu, ayıplı araç üzerinde bulunan aksesuarlar ile oto teyp ve hoparlör sistemlerinin iadesinin gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise maddi tazminat talebine ilişkin talebini ispat edemediği, manevi tazminat talebi yönünden ise ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak bir nitelikte olgu olmadığından manevi tazminat istemi kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın yenisi ile değişimine, araç aksesuarlarının iadesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                nın 47. maddesindeki şartların da somut uyuşmazlıkta bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan 17.746,01 TL alacağının temerrüt tarihi olan 03/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ayıplı ürün satışı nedeniyle tazminat, kar kaybı ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                  Dava, araç satış sözleşmesine dayalı olarak açılan ayıplı mal satışı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davacı yanın tacir olmadığı, satışa konu aracın hususi olduğu, bu suretle iş bu davanın mutlak ya da nisbi ticari dava niteliğini taşımadığı ve genel mahkemenin görevli olduğu kanaatine varılmakla, Mahkememizin görevsizliği sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    Davalı- karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davacı da maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davada davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı kanaatiyle asıl davanın kabulüne, 5.931.40 YTL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı- karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, sipariş formunda davacıdan ... lablı Emniyet Folyosu talep etmiş, sipariş formu davacı tarafça da teyit edildiği halde, davalıya sipariş formunda istenen mal yerine, başka bir mal (alüminyum folyo termolak) gönderilmiştir. Uyuşmazlık, ayıplı mal satışından değil, sipariş edilenden başka bir malın gönderilmiş olmasından (aliud teslim) kaynaklanmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu