Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı-karşı davalı vekili, davalı şirketten 4 adet fatura karşılığı kare çelik malzeme alındığını, 1 adet faturaya konu ürünlerin davalıya iade edildiğini, kalan ürünlerin işlenmesi esnasında ayıplı olduklarının görüldüğünü, buna ilişkin yaptırdıkları tespit neticesinde 43.056,55 TL zararın olduğunun belirlendiğini, ayıplı mallar nedeniyle alıcılara geç mal teslim etmek zorunda kaldıklarını, itibar kaybına uğradıklarını belirterek uğranılan zarara ilişkin 43.056,55 TL, tespit masrafı olarak 540,00 TL, kar kaybına ilişkin olarak 10.000 TL ile ticari itibar kaybı nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... Hazır Beton San. Ve Tic.A.Ş.'nin üreticisi olduğu hazır betonu konut amaçlı inşaatında kullanmak üzere diğer davalıdan satın alıp, aldığı betonun isteği kalitede olmayıp ayıplı olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek ayıplı mal satışı nedeniyle 4.200 Tl maddi zarar, 300 Tl kira kaybı ile 5000 Tl manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 20.12.2010 gün, 2010/7394-7085 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 13.01.2011 gün, 2011/2-179 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 08.03.2011 gün, 2011/952-2797 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 18.05.2011 gün, 2011/3918-5971 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin sona erdirilmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 24.11.2011 gününde oybirliğiyle ile karar verildi....

          Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal üretim ve satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 13/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -K. sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak, davacı tarafın satış konusu malı 31.05.2010 tarihinde teslim almasına rağmen TTK'nun 23. maddesinde belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı halde birleşen dava süresinde mal teslim edilmemesi nedeniyle başka yerden mal temin edilmek zorunda kalındığı ve bundan dolayı zarara uğranıldığı iddiasına dayalı olup birleşen davanın ayıp iddiası ile ilgili olmadığı açıktır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava tazminat isteminden, birleşen dava ise menfi tespit isteminden ibarettir. Asıl dava yönünden taraflar arasındaki ihtilaf; davalı ... ... Ltd. Şti. Tarafından tanzim edilen 11.12.2018 tarihli 91346 numaralı 868.458,25 TL bedelli faturaya konu olan ve davacı ... ... Ltd. Şti.'ye teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı mal nedeniyle davacı şirketin maddi ve manevi zarara uğrayıp uğramadığı, varsa maddi-manevi zarar tutarının ne olduğu, davalı ... A.Ş. İle davalı ... ... Ltd. Şti. Arasında bayilik ilişkisi bulunup bulunmadığı, varsa bayilik ilişkisi nedeniyle ve yine varsa davacı şirket zararlarından davalı ... ... A.Ş.'nin sorumlu olup olmadığı, davacı ...'in ayıplı mal nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmasının gerekip gerekmediği, sonuç itibariyle davacılar lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği ile gerekirse tutarının ne kadar olması gerektiği hususlarından ibarettir....

                  -YTL. üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davanın fazlaya ilişkin ve tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu malların hatalı üretim nedeniyle ayıplı olduğu kesinleşen mahkeme kararı ile saptanmıştır. Davacı üretici firma ile davalı alıcı arasında alım satım ilişkisi mevcuttur. Bu durumda davacı hatalı üretim ve ayıplı mal satışı nedeniyle davalı alıcıya karşı sorumlu bulunmaktadır. Bu sorumluluk B.K.nun 202 v.d.maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan yasanın 205/2. maddesi uyarınca “satıcının alıcıya almış olduğu semeni faizi ile beraber iade ettikten başka satılanın tamamen zaptı halinde olduğu gibi muhakeme masrafı ile alıcının satılana vaki olan masrafları ödemesi lazımdır. Satıcı bunlardan maada alıcıya ayıplı mal teslim etmesinden doğrudan doğruya tevellüt etmiş olan zararı da ayrıca tazmin etmeye mecburdur”....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı aracın ADR özelliğine sahip olmasına rağmen araçta çıkan yangın sonucu ADR sisteminin çalışmadığını belirterek ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, aracı satan firma olmadığını, imalat hatasından kaynaklanan hasarın imalatçı firmadan istenebileceğini bildirerek davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı şirketin satıcı ve üretici olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu