Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E. sayılı dosyasına itirazı üzerine iş bu davanın ikame edildiği, yapılan bilirkişi incelemesinde; davacının hak sahibi olacağı alacak miktarı 61.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan tespit tarafların ticari defter kayıtları ile faturalara dayanmış olup, davacı faturalarının davalı kayıtlarına da dayandığı bu hali ile bakiye alacağın 61.000 TL olduğu hususu izahtan vareste olup, nitekim davalı yan itirazını bu hususta değil alınan ürünlerin ayıplı olmasından kaynaklı başka şirketlerden yeniden hizmet aldığını ve ödemeler yaptığını ileri sürerek borcu kabul etmemiş olup, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda da, davalının alınan ürünlerin ayıplı olması sebebi ile başka şirketlerden ürün ve hizmet alındı iddiası teknik değerlendirme olur düşüncesi ile değerlendirilmemiş olup, değerlendirilmemesinin de yerinde olduğu şöyle ki; davalı yan aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu iddia etmesine rağmen davacı şirkete başvurmamış, başvurulduğuna dair belge sunmamış, başvurulmuş...

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/271 Esas KARAR NO : 2023/52 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/03/2021 BİRLEŞEN BAKIRKÖY ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ... ESAS SAYILI DOSYASINDA; BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 18/02/2022 KARAR TARİHİ : 16/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) ve birleşen Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, müvekkili şirketçe, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... E....

      Mahkemece, davanın kabulüne, ayıplı ürünün yenisiyle değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan telefonun ayıplı olduğu iddiasına dayalı yenisiyle değiştirilmesine ilişkindir. Mahkemece, 24.04.2014 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmı dışındaki bölümlerine itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, sözü edilen bilirkişi raporunun diğer kısımlarıyla çelişki içermeyen sonuç kısmında " telefonun kulaklık girişini kapatan kapakta sıvı temasından kaynaklı hasar olduğu ......

        -Davalı vekilinin tensip zaptı ile verilen süre içerisinde sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; dava konus olay üzerinden yaklaşık 10 yıl geçtiğini, davacının çağrılarak ayıplı ürünlerdeki zarar konusunda mutabakata varıldığını, buna ilişkin fatura kesildiğini, her ne kadar istinaf incelemesiyle karar kaldırılmış ise de aradan uzun bir süre geçmiş olması nedeniyle müvekkilinin istinaf kararı ile mağdur edildiğini, ayıplı ürünlerin bu kadar uzun bir süre boyunca depoda tutulmasının mümkün olmadığını, bu nedenle tanıklarının dinlenerek sonuca gidilmesini talep ettiği ve ayrıca sunmuş olduğu dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmüştür....

          Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda araçta otomatik vitesin P (park konumu) ile D (sürüş konumu) arasındaki geçişleri sırasında meydana gelen hareketin normal olduğu, aracın ayıplı bulunmadığı, araçta gizli bir ayıbında olmadığı, davacı tüketicinin gerek aracın ayıpsız misliyle değişimi, gerekse bedel iadesi talebini gerektirecek bir durum olmadığını aracın ayıplı olmadığı bildirilmiş, mahkemece bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun tespitinde belirtildiği üzere 19.02.2013 tarihinde şanzıman değişiminden öncesinde ve sonrasında araçta vites geçişlerindeki vuruntu nedeniyle bir çok kez servise gidildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda vites geçişlerindeki vuruntu ve sarsıntının neden kaynaklandığı ve aracı ayıplı araç haline getirip getirmediği konusunda ayrıntılı açıklama içermemektedir....

            -KARAR- Dava, ticari satım çerçevesinde ayıplı mal teslim edildiği iddiasına dayalı satım bedelinin iadesi ve tutkal harcamasının tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, yapıştırma makinesinde ilk kullanılan tutkalın müvekkili tarafından verilmediğini, makineye uygun tutkalın piyasadan temin edilemediği iddiasının doğru olmadığını, makineye uygun tutkalın temin edilebileceğine ilişkin bir taahhütte bulunulmadığını, garantinin tüketim mallarını kapsamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişilerin teknik incelemeleri sonucunda satılan ürünün etiketinde belirtilen model olmadığı ve yapıştırma işlevini yerine getiremediği, gereken tutkalın piyasadan teminin mümkün olduğu, bu nedenle makinenin ayıplı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              , davacı yüklenicinin alacak hakkı olduğu iddiasına karşılık (karşılıklı borç yükleyen sözleşmelere ilişkin) TBK m. 97 hükmü gereğince “ödemezlik def'i” olarak “ayıp iddiasında” bulunduğu (böylece aslında davalı işsahibinin, TBK m. 475 hükmündeki ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanmadığı); davalı işsahibinin TBK m. 474 hükmüne göre “ayıbı gözden geçirmek (muayene etmek) ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye zorunda bildirme” külfetini yerine getirdiği kabul edilse bile bu noktada davacı yüklenici, alacak iddiasında bulunduğu için davacının eser meydana getirme ve teslim etme borcunu gereği gibi yerine getirip getirmediğinin ve de davalı işsahibinin cevap dilekçesinde de açıkça belirttiği üzere “eksik işin” yapılıp yapılmadığının irdelenmesi gerekeceği, eksik iş” ile ayıplı iş”, bambaşka kavramlar olduğundan bağlı oldukları hüküm ve sonuçların da farklı olacağı, eksik iş bakımından ayıplı işte arandığı gibi ayıp ihbarına kanunen gerek olmadığı, davacı yüklenicinin...

                Davalı, ayıplı hizmet iddiasına ilişkin olarak fotoğraf, yaptığı kısmi ödemeye ilişkin dekont ve diğer evrakı dosyaya ibraz etmiştir. Davacı ile davalı arasındaki ihtilafın halli için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi 05/05/2021 tarihli raporunda özetle; "Uyuşmazlık halinde, faturanın verilmesine neden olan iş/hizmetin veya fatura içeriğine ait durumun yapılmış/gerçekleşmiş olduğunun veya gerçekleşmemiş/eksik ve ayıplı olarak yapılmış/gerçekleşmiş olduğunun kanıtlanması gerektiği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında 03.02.2020 tarihi itibariyle ve 24.09.2020 takip tarihinde 23.610,23 TL alacaklı olduğu" mütalaa edilmiştir. Davalı bilirkişi raporuna itirazlarında eksik ve ayıplı iş iddialarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD'nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı). Somut olayda, davalının verilen hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin davacıya ayıp ihbarında bulunduğu görülmektedir.Ancak HMK'nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Mahkemece alınan raporda, camlarda biriken kir ve tozun silme sırasında çizik oluşturmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Tespit raporunda ise kanaate dayalı olarak sert uçlu bezlerin camlardaki kiri tutarak zımpara etkisi yaratabileceği ve camlarda oluşan çiziklerin silme esnasında kullanılan bezlerden kaynaklanmış olabileceği ifade edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalının ayıplı mal sattığı iddiasına dayanan alacak davasıdır. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının Kartal İlçe sınırları içerisinde bulunduğunu, mahkemenin bu nedenle yetkisiz olduğunu, esas yönünden ise, müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarının yapılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının yetki itirazı yerinde görülmüş ve dava dilekçesinin yetki yönünden reddine talep halinde dosyanın yetkili Kartal Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu