İlk derece yargılama makamınca dava konusu aracın ayıplı mal niteliğinde olduğunun kabulü ile davacının ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebinin kabulü cihetine gidilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde, yukarıda da gösterildiği üzere dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunmaktadır. Bununla birlikte, görüşüne başvurulan bilirkişiler 20.10.2015 tarihli raporlarını araç üzerinde herhangi bir inceleme gerçekleştirmeksizin hazırlamışlar ve dava konusu aracın bir yıl içerisinde en az dört defa aynı arızadan dolayı servise başvurulmuş olması esasına dayandırmışlardır....
Dosyaya kazandırılan raporlar ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, araçta imalattan kaynaklı bir ayıp olduğu, ayıptan davalıların sorumlu olması gerektiği, söz konusu ayıbın niteliği, araçtaki ayıbın ancak aracın motorunun yenisi ile değiştirilmesi yolu ile giderilebileceği ve arızanın sürücü güvenliği yönünden önemi dikkate alındığında, davacının aracın misli ile değişimi yönünde seçimlik hakkına öncelik verilerek aracın ayıpsız misli ile değişimi ve kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının da davalılara iade edilmesi gerektiği değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçe ile aracın motorunun sıfırı ile değiştirilerek onarılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.933,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden ......
Sorunun giderilmesi için yetkili serviste ECU yüklemesi yapılmış ancak sorun çözülemeyince aracın turboşarj ünitesinin, EGR soğutucusunun, intercooler ve dizel partikül filtresinin değişimi tavsiye edilmiştir. Bilirkişi bu üniteler hakkında bilgi verdikten sonra araçta arızanın devam ettiğini, arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanmadığını, aracın 36.000 kilometre yol yaptıktan sonra arızanın başladığını, esasen bu tür bir aracın performansının 600.000.km olduğunu, bu haliyle aracın gizli ayıplı olduğunu açıklamıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede özellikle yüksek fiyata satılan ve üst seviyede konfor ve güvenlik vaadeden bir araçta henüz 37.000 km yol yapmadan arıza çıkması, arızanın kronik biçimde tekrarlaması, alıcıyı sürekli servise gitmeye mecbur bırakması, yolda arızanın tekrarlayacağı endişesi yaşanmasına sebep olması, servis müdahalesinin yetersiz kalması dikkate alındığında maldan yararlanmanın önemli ölçüde azaldığı kabul edilmiştir....
İlk derece yargılama makamınca görüşüne başvurulan bilirkişi raporuna da dayanılmak suretiyle ve araçta oluşan şikayetlerin henüz üçüncü gün itibariyle meydana çıktığı da bilindiğinden, sonrasında meydana gelen kazaların doğrudan kronik arızalara sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği ve her şeyden önce, kazalarla arıza arasında uygun nedensellik bağı bulunmaması nedeniyle ürünün, davacıya ayıplı olarak teslim edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde davalı tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde de ifade ettiği üzere dava konusu aracın kullanıcı elinde iken beş kez kazaya uğradığı ve yine kullanıcı elinde iken aracın 103 bin km.de yetkili servisi dışında özel bir oto servisinde motorunun değiştirildiği anlaşılmıştır. Bu kaza ve motor değişimi nedeniyle oluşacak değer kaybı araç ayıplı da olsa ürünün satıcısına veya ithalatçısına yüklenemez....
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davacı tarafından satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiası ile aracın misli ile değişimi mümkün olmadığı takdirde araçta meydana gelen değer kaybının tespit edilerek davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Dava ilk olarak -------- Esasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda -------- K....
Motor No 'lu, Beyaz renkli aracı sıfır olarak aldığı, aracın yağ yakma problemi ile servise başvuruda bulunulduğu, serviste bazı işlemler yapıldığı fakat sorunun çözülemediği, bu sebeple ayıplı aracın misliyle değiştirilmesi ya da ayıp oranında indirim yönünde işbu davanın açıldığı, tespit bilirkişisi ve mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporlarına göre; dava konusu araçtaki yağ eksilme şeklinin motor içinde yağın yanması suretiyle olduğunun anlaşıldığı, aracın 1.000 km'deki yağ tüketiminin, 223 g x (1.000 km/1.160 km) — 192 g olarak tespit edildiği, aracın, her 1.000 km de 192 gram yağ eksiltmesi ile 20.000 km'de aracın yaklaşık 3.845 g motor yağını tamamen kayıp ve kaçaklarda yakarak eksiltmesinin olağan sayılamayacağı, aracın servis kayıtlarında bulunan ve onarımı gerçekleştirilen önceki kayıtları da değerlendirildiğinde, sorunun kronik hale geldiği ve onarımla giderilemediğinin değerlendirildiği, davaya konu aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın kullanımla ortaya çıktığı için gizli...
Aracın 33. Km'de marş basmamaya başladığını. Aracın aküsünün şarja bağlandığını şarj oluyor gösterdiğini ancak aracın marşı çevrilince voltaj düşerek aracın çalışmamaya başladığını. Aracın yetkili servisi olan davalıya 28/04/2022 tarihinde garanti kapsamında başvuru yapıldığını. Davalının aracın aküsünün değişiminin gerektiğini belirttiğini ancak '' 26.07.2021 tarihinde garantisi başlamış bir ürün. 33 kilometre. Ürün aktif olarak kullanılmamış gözüküyor. Garanti kapsamında değişimi uygun görülmemektedir.'' gerekçesiyle akünün değiştirilmediğini. Bunun üzerine müvekkilinin akünün değişmesini istediğini ve vergiler dahil davalıya 1.350,00 TL bedelli faturayı ödemek suretiyle akünün değiştirildiğini. Müvekkilinin davalıların ayıplı mal ve ayıplı hizmet sağlaması nedeniyle mağdur olduğunu....
Davalı vekili, davanın Türk Ticaret Kanunu'nda belirtilen zamanaşımı süreleri içerisinde açılmadığını, davacı tarafından süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, aracın kontrol edilerek teslim edildiğini, araçta ayıp ve boya sorunu bulunmadığını, davacının aracı kullanmaya devam ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aracın değişimi söz konusu olacak ise davacının kullanımı nedeniyle araçta oluşan değer kaybının göz önüne alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafça satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpsız misliyle değişim, terditli olarak da araç değerinin tazmini talebidir. Davacı adına kayıtlı Honda marka 34 XX 270 Plakalı aracın dava dışı Mustafa Çakmak tarafından davalı üreticinin bayisinden 21/12/2015 tarihli faturayla fabrika çıkışlı LPG'li olarak satın alınıp tescil ettirildiği, davacının da ilk satıcıdan 12/07/2016 tarihinde noter satışıyla devraldığı, yakıt göstergesi arızası nedeniyle garanti süresi içerisinde 04/12/2017 Tarihli aracın misliyle değişimi talepli davalıya noter ihtarnamesi keşide ettiği 26/02/2018 tarihli dava dilekçesiyle de eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Ancak bir an için aracın ayıplı olduğu kabul edilse dahi bu durum misli ile değişim veya bedel iadesi gerektirmediği. Bu nedenle, davacı taleplerinin Mahkemece kabul edilmesi halinde aracın değişimi şeklinde değil, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım yönünde karar verilmesi hakkaniyet gereği olduğu....