Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının dava konusu aracı finansal kiralama yoluyla satın aldığı ve araç ile ilgili dava açma hakkını da dava dışı kiralayan Yapı Kredi Finansal Kiralama AŞ'den devraldığı, dolayısıyla davacının davayı açıp takip etme yetkisinin bulunduğu, dava konusu araçta gizli ayıplı olup bu ayıbın önemli ve vaadedilmiş mal özelliklerini ciddi şekilde etkileyen bir ayıp oluşturması sebebiyle davacının araç satışı ile ilgili sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, sözleşmenin feshedilmesi ile de ödenen bedelin davacıya iadesinin gerektiği, davacının dava konusu araç için aylık Türk Lirası (TL) bazında taksitlerle ödeme yaptığı, bu itibarla araç için yabancı para cinsinden ödeme yapılmamış olması sebebiyle davacının yabancı para cinsinde talepte bulunamayacağı, dava konusu edilen araç için faturada gösterilen bedelin 115.000- Euro olup bu bedelin dava tarihi itibarıyle Türk Lirası...
Yerel mahkeme ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini kabul ederek davacının ödediği bedelin tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş ve Sayın çoğunluk bu kararı onamıştır. Sayın çoğunluğun sözleşmenin feshi ve bedelin geriye alınması gerektiği görüşüne katılmakla birlikte, ödenen bedelden sadece davalı şirketin tahsilini kabul ettiği “25.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi” gerektiği belirtilerek kararın bozulması düşüncesinde olduğumdan onama kararına karşıyım. Zira, taraflar arasındaki satım ve hizmet sözleşmesinde ödenen 35.000,00 TL'lik bedel davalıya değil, davalı ile irtibatı açıklanmayan....ödenmiş davalı şirket .... 25.000,00 TL tahsil ettiğini 10.000,00 TL' yi tahsil etmediğini beyan ve kabul etmiştir..... davalı şirketin temsilci veya yetkilisi olduğu yahut davalının “bedelin .... ödenmesi isteğinin” olduğu iddia ve ispat olunmadığına göre, davacının .... yaptığı ödeme “kötü ödemedir.”...
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın teknik özelliklerinin Erzurum gibi soğuk iklim şartlarına göre yapılmadığını, -2 derecede aracın hareket halinde olmasına rağmen donma meydana geldiğini, bilirkişi raporunda aracın ayıplı olmadığının belirtildiğini, Erzurum gibi kışların soğuk geçtiği yerde -2 derece de donan aracın ayıplı olduğunu, bu şartlarda bir yerde satış yapılıyorsa bu şartlara göre aracın yapılması gerektiğini, mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden raporu esas aldığını, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, araçtaki ayıp bu kadar açık ve net ortada iken aksi düşüncenin kabul edilemeyeceğini belirterek kararın ortadan kaldırılması, davanın kabulü ile 104.500,80- TL'nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi, aracın iadesi ve araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, aracın satım tarihinden dava tarihine kadar geçen 1 yıl, 5 ay, 19 günlük sürede arıza nedeniyle 2 kez kurtarıcı ile götürülmek suretiyle toplam 17 kez servise gittiği ve toplamda 103 gün serviste kaldığı, tüm bu arızaların aracın gizli ayıplı olduğunu gösterdiği, davacının sözleşmenin feshi ile bedel isteme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshi ile aracın davalı tarafa iadesinden sonra 84.196 TL araç bedelinin aracın tesliminden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, faiz alacağı yönünden fazla istemin reddine, 12.198 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
1500-2500 devir aralığında hızlanma esnasında tutukluk yapması ve motorun yağ eksiltme problemleri başta olmak üzere bir çok sebeple yetkile servise götürülmek zorunda kalındığını ancak servisçe yapılan müdahalelere rağmen problemlerin giderilemediğini, bu haliyle aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile araç için ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
den satın almış olduğunu, satın alınan otomobilin arka camı ile bagaj kısmı arasında normal olmayan bir boşluk olduğunun farkedildiğini, satıcı firma nezdinde yaptıkları başvuruların karşılık bulmadığını ve aracın bu haliyle ayıplı olduğunu ileri sürerek, dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değişimine, bu talebin reddi halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2007/240 E. sayılı dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, satın alınan bilgisayarın, ayıplı olduğu iddiası ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun”un 4. maddesi hükmü gereğince, tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, “verdiği bedelin iadesini”, “ayıp nispetinde bedelin tenzilini”, “ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını”, son olarak da “malın yenisi ile değiştirilmesini” isteyebilir....
Davacı her ne kadar dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talebinde bulunmamış ise de sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talebi aynı zamanda tapu iptal talebini de karşıladığı zira sadece sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi talebine karar verilmesi halinde bu defa sözleşmeye bağlı olarak taşınmaz mülkiyeti kazanıldığından tapuya tescil edilen taşınmazın davacı üzerinde kalması ikinci bir ihtilafa neden olacaktır. Hal böyle olunca; sözleşmenin feshi ile birlikte tapu iptal ve tescili de zorunlu hale gelmiş olup, gayrimenkul aynına ilişkin talebi de içerdiği göz önünde bulundurularak HMK m.12 gereğince gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir....
Davacı, dava ve ıslah dilekçesinde yapılan imalâtın sözleşme ve eklerine uygun olmaması ayıplı yapılması nedeniyle sözleşmenin iptâlini, zararın tesbitini ödenen bedelin istirdadını davalıda kalan çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. Ayıbın varlığı halinde iş sahibinin seçimlik hakları 6098 sayılı TBK'nın 475. maddesinde sayılmış olup davacının dava dilekçesindeki sözleşmenin iptâli isteminin TBK'nın 475/1 maddesindeki sözleşmeden dönme şeklinde anlaşılması gerekir. Mahkemece, raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulundan, TBK'nın 475. maddesinde belirtilen seçimlik haklara göre ayıbın niteliği, başka deyişle eserin reddini gerektirip gerektirmediği, bedelden indirim yapılıp yapılmayacağı ve onarımın aşırı masraf gerektirip gerektirmediği konularında; indirim gereken miktar ve onarım masrafları konusunda gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekir....
Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ... A.Ş davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin genel yetki kuralı uyarınca Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Yetki itirazı ilk itiraz olup ön inceleme duruşmasında öncelikli olarak yetki ilk itirazı değerlendirilerek yargılamaya devam olunmalıdır. Dava konusu sözleşme satım sözleşmesidir. Davacı sözleşmenin feshini ve bedel iadesini istemektedir....