ortadan kaldıran, kısıtlayan bir vasıf eksikliği bulunmadığını, araçta meydana gelen arıza nedeniyle yetkili servise başvurulduğunu, onarım hakkını kullandığını, onarım ardından aracını sorunsuz olarak teslim alan davacının, akabinde aracın ayıplı olduğu iddiasıyla araç değişimini talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, aracın misli ile değişimi ya da bedelinin iadesinin davacının haksız ve sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, davacının aracı fiilen geri vereceği tarihe kadar olan kullanım bedelinin satış bedelinden düşülmesi gerekeceğini, taraflar arasındaki satım ilişkisinin kurulduğu günden bu yana, aracın kullanımından doğan yarar (tüketici yararı) ile satış bedelinin kullanımından doğan yarar (satıcı yararı) arasında davacı lehine bir oransızlık olduğunu belirterek davanın reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ayrıca, davalı tarafça aracın davacıya teslim edildiği tarihten iade edileceği tarihe kadar kullanımdan kaynaklanan yararların dikkate alınması gerektiği ileri sürülmekte ise de satış bedelinin de davalı satıcının uhdesinde ve tasarrufuna açık bulunduğu (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 09/02/2014 tarihli, 2013/6084 E.2014/3237 K; 17/05/2012 tarihli 2011/13713 E. 2012/8309 K. sayılı içtihadı) dikkate alındığında davalıların aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.İkame araç temini nedeniyle uğranılan maddi zarar yönünden; dava konusu araçta ortaya çıkan ayıp nedeniyle davacının araç ihtiyacı doğacağı ve bu süreçte ikame araç masrafı yapmak zorunda kalacağı açıktır....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle, araç tamir bedeli ve aracın kullanılamaması nedeniyle kiralama bedelinin tahsili talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
- K A R A R - Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle ayıplı malın ayıptan ari misli ile değiştirilmesi mümkün olmaması halinde bedelin iadesi ve sigorta poliçe bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalılar ayrı ayrı davanın zamanaşımına uğradığını, araçta ayıp olarak nitelendirilebilecek maddi bir hasar ya da eksikliğin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davalı T4 A.ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7.982,1 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda onarım bedeli belirtilmediğini, karar tarihi itibariyle tarifede gösterilen maktu vekalet [A.A.Ü.T (madde-13)'e göre 2.040,00 TL] ücretine hükmedilmesi gerekirken, bedel iadesi veya araç değişimi kararı verilmişcesine vekalet ücretinin hatalı olarak fatura bedeli üzerinden hesaplanması ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup verilen kararın vekalet ücreti bakımından kaldırılmasına karar verilmesini,Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dava konusu aracın yetkili serviste yapılacak olan onarım bedelinin 100- TL olduğu için bu tutar üzerinden hesaplama yapılarak karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliği'nin 09/07/2019 tarih ve 09081 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hileli ve ayıplı satış nedeniyle zorunlu olan onarım masrafından kaynaklı olarak uğramış olduğu zarar olan 11.147,01- TL'nin tarafına ödenmesini talep ettiğini, ancak ihtarnameye davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, gizlenmiş olan ayıp nedeniyle uğranmış zararın tazmini gerektiğini beyanla hileli ve ayıplı satış nedeniyle zorunlu onarım masrafı olan 11.147,01- TL'nin onarım tarihi olan 19/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalılar vekili, davacıya doğrudan kendileri tarafından araç satışı yapılmadığını, davaya konu aracın dava dışı şirkete satışı yapıldıktan sonra davacıya devir edilmiş olduğunu, araçta üretimden kaynaklanan açık ya da gizli ayıp sayılmasını gerektiren bir durumun olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davaya konu araç üzerinde ...Tüketici ...A.Ş lehine rehin hakkı bulunduğu, rehin hakkı nedeni ile davacı araç sahibine yapılacak tazminat ödemelerinin davacı tarafından davaya konu edilmesi ya da dava sonunda hüküm altına alınacak tazminatın davacıya ödenebilmesi için rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermesi gerektiği, somut olayda rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermediği için davacının davacı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olan aracın imalat hatası nedeniyle misli ile değişim veya bedelinin iadesine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışına ilşkin oluşan zararların tazmini istemine ilişkindir. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur. Davacı vekili 30/09/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; Davalı Şirket ile yaptığı ticaret ve davalı şirketin araçtaki ayıbı gizlemesi nedeniyle 22.300 TL(değer kaybı) + 19.765 TL(onarım bedeli) = 42.065-TL zarara uğradığı, araç için ödenen bilirkişi tespit bedelinin 531 TL olduğu, aracın noter alım satım masrafları toplamının 1.090,52 TL olduğu, toplam talebini 43.686,52-TL'ye artırmıştır....
Ayıplı onarım halinde gerçek zarar ise zarar görenin ayıplı onarım sebebiyle yapmak zorunda kaldığı masraflar ve uğradığı kayıplardır. Eğer onarılan eşyanın gerçekten onarıma ihtiyacı var ise bu durumda ilk başta ödenmesi gereken onarım bedelinin tenzili gerekmektedir. İlk derece mahkemesince hükmedilen 5.940,00 TL zaten bilirkişi tarafından hesaplanan 17.074,59 TL'nin içerisindedir. Bu miktara ikinci kez hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan davacıya ait aracın arızalı olduğu ve onarımının gerektiği sabittir. Bu durumda davacının normal şartlar altında ödemesi gereken tamir bedelinin tenzil edilmemesi de davacı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açmakta olup, ilk derece mahkemesince bilirkişi tarafından hesaplanan 4.000,21 TL ödenmesi gereken tamir bedelinin tenzil edilmemesi de doğru görülmemiştir....
Aldırılan bilirkişi raporuna göre, davalı satıcı tarafından davacı alıcıya satılan araçta meydana gelen şanzıman arızasının basit bir gözden geçirme ile tespitinin mümkün olmaması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu ayıbın giderilmesi amacıyla onarım bedelinin KDV dahil 6.885,84 TL olduğu anlaşılmıştır. Satıcının ayıbın varlığını bilmese bile ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Somut olayda, davalı satıcı araçtaki şanzıman arızasını bilmese bile, bu ayıptan dolayı sorumlu olup, davacı alıcı gizli ayıp nedeniyle onarım bedeli olarak 6.885,84 TL'yi davalıdan talep edebilecektir. Bu nedenle bilirkişi raporunun yasal, yeterli, denetime elverişli olduğu görülmüş ve davalının gizli ayıp nedeniyle 6.885,84 TL onarım bedelinden sorumlu olduğu kabul edilmiştir....