Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVACI KISITLI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Tüketicinin seçimlik hakları kapsamında ayıp oranında bedel indirimi veya tazminat yönünden ayrı bir hesaplama bilirkişi tarafından yapılmadığı ve mahkemenin de bu konuda bir karar kurmadığını, bilirkişinin sadece değer kaybı yönünden hesaplama yapması nedeniyle raporunun eksik olduğu, bu nedenle de eksik rapora dayanılarak hüküm kurulamayacağını, dava dilekçesinde açıkça fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00.- Tl talepli bir şekilde tazminat isteminde bulunmalarına rağmen mahkemenin bu konuda hataya düştüğünü, tahkikat aşamasında satılanın alıkonulup ayıp oranında satış bedelinde indirim talep ettiklerini, bu bağlamda bilirkişiler tarafından sadece değer kaybı hesaplanması hakkaniyete aykırı olup talep ile örtüşmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen hukuka aykırı kararın kaldırılarak davanın talepleri bağlamında ayrıca tazminat hesabı da yapılarak davanın kabulüne, vekalet ücreti yargılama...

Dava eser sözleşmesi kapsamında ayıplı işler nedeniyle uğranılan zararın rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı taraflar arasında imzalanmış olan 01/09/2011 tarihli üstyapı üretim sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin ithal ederek sattığı otomobillerin bir kısım tadilatlarının davalı tarafça yapıldığını dava dışı tüketicinin satın aldığı otomobilde tadilat yapılan koltuklar nedeniyle ayıp bulunduğu iddiası ile müvekkili ve bayisi hakkında dava açtığını, davada satılan aracın koltuklarında ayıp bulunduğunun tespit edilerek ayıp nedeniyle tazminata hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, ayıbın davalının sözleşme gereğince yaptığı imalattan kaynaklandığını, 3....

    Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2000 yılında satın aldığı dairenin aralık 2001 tarihinde fiilen teslim edildiği , davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 22.2.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

      Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 1999 yılında satın aldığı dairenin aralık 2001 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla İlgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 30.11.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

        Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı 2013/3129-18651 süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2000 yılında satın aldığı dairenin aralık 2001 tarihinde fiilen teslim edildiği , davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 30.11.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

          Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 1999 yılında satın aldığı dairenin aralık 2001 tarihinde fiilen teslim edildiği , davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 30.11.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

            Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususla ilgili “açık ayıp” ve “gizli ayıp” ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmadan konutta oluşan değer kaybına ilişkin hesaplama yapılmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir....

              Davalı, işin ayıplı ifa edildiğini ileri sürmüş, mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece dava dayanağı sözleşmenin satış akdi olarak kabul edilip ayıp ihbarında bulunma süresinin 2 gün olarak kabulü hatalı olmuştur....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıp nedeniyle satış bedelinin indirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... tarafından Adapazarı’nda inşa edilen ...Vadisi Konutlarından 20.01.2011 tarihinde daire satın aldığını, 24.01.2011 tarihinde teslim edilen dairede pek çok ayıp ve eksik işler bulunduğunu, bu durumu konut teslim föyünde belirterek, taşınmazı ihtirazi kayıtla teslim aldığını, 17.02.2011 tarihinde de davalıya ihtar gönderdiğini, ancak sonuç alamadığını ileri sürerek, ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının tespiti ile satış bedelinden indirilmesine karar verilmesini istemiştir.  ...

                  Bu kapsamda, sözleşme gereği 1.000.000 adet servis altığının davalı tarafından imal edilerek davacıya tesliminin yapıldığı, davacı iş sahibi tarafından çeşitli illerdeki şubelere sevk edilerek kullanıma sunulduğu, şubeler tarafından bildirilen ayıp ihbarları üzerine dosya kapsamındaki mail yazışmalarından davalı tarafa makul sürede ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü gerekmekte olup, davalının 26/06/2018 tarihli cevabi ihtarında da, ayıp iddiası yönünden malların teslimi halinde inceleme yapılıp, ayıplı olması halinde bedelsiz olarak değiştirileceği kabul edilmiş olmakla ve mahkemece sözleşme konusu imalatlar yönünden alınan bilirkişi raporunda da malların ayıplı olduğunun belirlendiği anlaşılmakla mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri olmayan tacirler arası satım akdine ilişkin TTK'nun 23. madde hükümler uygulanarak ayıp ihbarının süresinde yapılmadığının kabulü doğru olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu