Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve aracın değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... ... Otomotiv.. A.Ş'den dava konusu 2009 model ... marka araç aldığını, bir iki hafta sonra araçtan ses gelmesi üzerine servise götürdüğünde servisin normal olduğunu söylediğini fakat araçtaki arızanın sürekli olarak devam ettiğini ve aracın yürüyemez hale geldiğini, aracı diğer davalı servis götürdüğünde aracın ön aksamının komple sökülüp parçalara ayrıldığını belirterek aracın yenisi ile değiştirilmesini Ya da bedel iadesini talep etmiştir. Davalı ... Motor. A.Ş;aracı satan taraf olayıp yetkili servis olduklarını belirterek davanın husumet nedeniyle reddini dilemişir. Davalı ... ......

    Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ...taki ayıbın kullanıcı hatası olmayıp imalat hatasına dayalı olduğu, gizli ayıp tamirat işlemleri neticesinde giderilmiş ise de aracın orjinalliğinin bozulduğu, araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle davacının ...tan beklediği yararı sağlayamadığı, davacı tarafça değişiklik talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği ve ibraz edilen faturalarda yeterli bulunduğundan davacının sözleşmenin feshi ile bedel iadesi ve maddi tazminat talebinin yerinde olduğu, karşılıklı iadede faiz veya semen indirimi yapılamayacağı, garanti şartlarının 4.maddesi gereğince ticari satımlarda ithalatçı firmanın müteselsil sorumluluğundan bahsedebilmek için, ithalatçı firmanın da ayrıca garanti taahüdünde bulunması gerekli olup davalı ...'nun garanti taahüdünün salt onarımı kapsadığı, bedel iadesi yönünden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... ......

      Mahkemece, özellikle 2014 yılında yaşanan yoğun ... yağışı nedeniyle Manavgat genelinin su altında kaldığı ve bir çok dükkan ve aracı su bastığı, bu yağış ve su baskınının beklenmedik olağanüstü bir durum olduğu, dolayısıyla bundan davalının sorumlu tutulamayacağı, dava konusu taşınmazın tapuda depo niteliğinde olduğunun davacı tarafça bilindiği ve 2009 yılında yapılan harici satış senedindeki miktardan 7.000.GBP daha az ödenerek satın alındığı, bu yere Tapu Müdürlüğünce bağımsız bölüm numarası verildiğine, elektrik ve su tesisatı da bağlandığına göre, hukuki ayıptan söz edilmeyeceği, ancak dava konusu yerin balkonlu olması ve balkona giren ... sularının balkon kapısından içeriye dolması nedeniyle davacının zarara uğradığı, bu kusurun işçilik ve yapının kusurlu imalatından kaynaklandığı gerekçesi ile; sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan 11606 ve 11607 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazları 11.10.2004 tarihinde tapu ile 8.000 YTL bedel ödeyerek aldığını, ancak davalıların bu taşınmazların imar planında yol ve yeşil alanda kaldığını bildikleri halde kendisinden bu durumu saklayarak kandırdıklarını belediyenin taşınmazların başka yerden arsa ile değiştirilmesinide kabul etmediğni bildirip, sözleşmenin fesih ile davalılara ödediği 8.000 YTL'nin sözleşme tarihinden faiziyle, uğradıkları zarar karşılığı 2000 YTL'nin da faiziyle tahsilini istemiştir....

          sayılı dosyası ile borcun ifasına izin, müdahalenin men-i, cebri tescil ve alacak davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, inşaatta gizli ayıp olduğunu binalarda oturan kişilerin tehlike içinde olduklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin feshi davasının 1999 yılı içinde kesinleştiğini, HMK'nın 377. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğini, davacının kendisine isabet eden dairelerin tümünü sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yargılama iadesi talep ettiği, ,,, 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/948 E., 1999/260 K. sayılı hükmün Yargıtay denetiminden geçip 12.04.2000 tarihinde kesinleştiği, HMK'nın 377/1. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi davasının 10 yıl içinde açılması gerektiği nedeniyle, süre yönünden davacının talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

            - K A R A R - Dava, ayıplı mal satımı nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenilen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davalı taraf vekilleri, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalıların daha uzun süre için ayıba kefalet vermedikleri gerekçesiyle hak düşümü süreci geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin daval.....ve....' den kamyonet satın aldığını, üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunu müvekkilinin sözleşmenin feshi hakkını kullandığını belirterek, mal bedeli ile araç nedeniyle meydana gelen zararın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı .....ve..... vekili, aracın arıza sebebinin kullanıcı hatası olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı..... ve ..... vekili, yargılama aşamasında araçtaki arızanın kullanım hatasından meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, araçtaki ayıbın 2.800,00.-TL değer kaybına yol açacağı bildirilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde bedel iadesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                  Mahkemece; davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 04.10.2011 günlü 2011/6897 Esas 2011/13863 Karar sayılı ilamıyla “...1-Dava 4077 Sayılı Kanunun 4.maddesine göre açılan sözleşmenin feshi ile aracın değiştirilerek yerine yenisinin verilmesi ve bedelinin tahsili talebine ilişkin olup,davacı söz konusu aracın müteaddit defalar arızalandığını ve davalıya ait servise başvurduğunu belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece,ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ve buna ilişkin ara kararınınyerine getirilmediği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de;davacının davalıya ait servise başvurusu ayıp ihbarı mahiyetinde olup, ayrıca ayıp ihbarında bulunma zorunluluğu yoktur. Bu husus,mahkemece ilgili servislere yazılan yazılarla doğrulanmıştır. Kaldı ki,dosyaya ibraz edilen servis kayıtlarından da bu husus anlaşılmaktadır. Böyle olunca; davacıya verilen kesin süre ayıp ihbarı yönünden sonuca etkili değildir....

                    Mahkemece; davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 04.10.2011 günlü 2011/6897 Esas 2011/13863 Karar sayılı ilamıyla “...1-Dava 4077 Sayılı Kanunun 4.maddesine göre açılan sözleşmenin feshi ile aracın değiştirilerek yerine yenisinin verilmesi ve bedelinin tahsili talebine ilişkin olup,davacı söz konusu aracın müteaddit defalar arızalandığını ve davalıya ait servise başvurduğunu belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece,ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ve buna ilişkin ara kararınınyerine getirilmediği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de;davacının davalıya ait servise başvurusu ayıp ihbarı mahiyetinde olup, ayrıca ayıp ihbarında bulunma zorunluluğu yoktur. Bu husus,mahkemece ilgili servislere yazılan yazılarla doğrulanmıştır. Kaldı ki,dosyaya ibraz edilen servis kayıtlarından da bu husus anlaşılmaktadır. Böyle olunca; davacıya verilen kesin süre ayıp ihbarı yönünden sonuca etkili değildir....

                      UYAP Entegrasyonu