ortak yerleri ile ilgili ayıp ve eksiklikler bulunduğunun ortaya çıktığını ve bu hususta davalılara ihbarlarda bulunulduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ayıplı ürün nedeniyle ödemiş oldukları bedelden indirim taleplerine istinaden bu aşamada şimdilik 500 TL ile ayıplı ürün nedeni ile uğranılan manevi zarara karşı 1.000 TL tazminatın konut bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 21/03/2013 tarihli ıslah dilekçesiyle bedelden indirim talebine istinaden dava değerini 29.636 TL'ye yükseltmiştir....
Davacı iş sahibi, TBK’nın 475/1-1 maddesi gereğince ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ödediği bedelin tahsilini talep etmiş ve mahkemece yapılan yargılama neticesinde bedelin iadesine karar verilmiş ise de; yapılan iki ayrı bilirkişi incelemesinde eserin ayıplı olduğu belirtilmiş, ancak eserin kullanılamayacağı veya hakkaniyet gereği iş sahibinin kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olup olmadığı alınan raporlarda değerlendirilmemiştir. Eser sözleşmesinde iş sahibi sözleşmeden dönerek bedelin iadesini istese de, eser kabule zorlanamayacak derecede ayıplı değilse, hakim bilirkişiye ayıp giderim bedelini belirleterek bedelde indirim yapabilir. Ayrıca, dava konusu pistonun davalı tarafça, kendisinin taktığı piston olmadığı, fatura dayanak gösterilerek itiraz edilmiş olmasına karşın bu husus da yargılama sırasında açıklığa kavuşturulmamıştır....
Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosunun 2014/64441 sayılı dosyasından gümrük kaçakçılığına konu edilmiş olması nedeniyle ihtiyati tedbir konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine 23/07/2014 tarihinde noter kanalıyla davalı satıcıya ayıp ihbarında bulunduğunu, davalının taleplerini yerine getirmediğini belirterek satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme seçeneğini kullanarak şimdilik davalıdan 1.000,00 TL bedel indirimi ve 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL de manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak ... Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosunun 2014/64441 sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir konulmuştur....
Davacı tarafından sonradan ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle ayıp oranında indirim nedeniyle dava açılmışsa da dava dilekçesinde tankeri ADR araç olarak aldıklarını ancak yapılan inceleme sonrası tankerin ADR li araç olarak kullanılamayacağını ileri sürülmektedir....
Hukuk Dairesinin 2015/15808 Esas sayılı kararında belirtilen gayrimenkulün teslim tarihi esas alınarak nisbi metodla yapılan değer kaybına ilişkin hesaplama neticesinde, Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak tahsil ettiği 2.550.000 TL üzerinden yapılması gereken indirim tutarının ise 584.166,43 TL olarak hesaplandığı, dava tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmediği belirtilen Çarşı ve Spor salonu alanları nedeniyle satış bedeli üzerinden yapılması gereken indirim tutarının 51.000 TL olarak belirlendiği görülmüştür. Aktivite alanlarının site mükiyetinde olmayıp Yenimahalle Belediyesine ait olması, davalı tarafından belirli bir süre için kiralanması olgusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin ...K....
Davacı taraf, 4.10.2011 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesindeki diğer taleplerinden vazgeçtiğini bildirerek üç başlık altında topladığı ve eksik iş olarak nitelendirdiği işlerin yapılmaması nedeniyle uğradığı zararın tahsilini talep etmiştir. Bilirkişi raporunda,davacının eksik iş olarak nitelendirdiği işlerden sadece mantolamanın içten yapılması ve bu suretle metrekare küçülmesine neden olması gizli ayıp olarak nitelendirilmiş,diğer taleplerin ise açık ayıp niteliğinde bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davacının ıslah dilekçesindeki talepleri eksik iş olarak nitelendirilip değerlendirme yapılmış ise de açık ayıp-gizli ayıp nitelendirmesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Açık ayıplar için teslimden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa yapılmış bir ihtar bulunmamaktadır. Gizli ayıplar yönünden ise; gizli ayıp ihbarını yasada belirtilen sürede yaptığını ispat yükümlülüğü davacı tarafa aittir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat-bedel tenzili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan forklift cihazının ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve aracın fahiş fiyatla satılması nedeniyle bedelin tenzili istemine ilişkindir. Davalı vekili, makinenin satıldığında arızalı olmadığını, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle ücretsiz onarım istemine ilişkindir. Davacı vekilinin talep sonucunu açıkladığı dilekçede üçüncü kişilere iş yaptırılması nedeniyle tazminat istenmişse de dava dilekçesi ekinde faturaların sunulmadığı gibi dava dilekçesinde de dayanılmadığı, sunulan dilekçenin ıslah mahiyetinde de olmadığı anlaşılmakla alacak talebi yönüyle hüküm kurulmamıştır. Ücretsiz onarım talebi yönüyle; Taraflar arasında yazılı bir sözleşme düzenlenmiş, bir kısım imalatlar hakkında ise anlaşma sözlü olarak yapılmıştır....
Davacının uğradığı zararın, bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere, davalının sözleşmeye ve yönetmelik hükümlerine aykırı ifası nedeniyle meydana geldiği, malda tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran eksiklikler bulunduğu, bu durumun betonun vaad edilen veya standardında tespit edilen nitelik veya niceliğe aykırı olan ya da tahsis ve kullanım amacı bakımından değerini ve tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan ekonomik eksiklik olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu betonun 6502 sayılı yasanın 8. maddesi kapsamında ayıplı olduğu ve davacının dökülen betonu bu haliyle kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı, üründen beklediği faydayı sağlamasının ise mümkün olmadığı ve 11. maddesi uyarınca tüketicinin seçimlik haklarından ayıp oranında bedelde indirim istemine dair yasal koşullarının oluştuğu kanaatiyle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle...