Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davacı iş sahibi eserin ayıplı olduğunu, ayıpların ileri derecede önemli olmasından dolayı eserin kabul edilemeyeceğini, bu sebeple yapılan ödemelerin iadesini istemiştir. Bu istemin dayanağı Borçlar Kanununun 360.maddesidir....

    Davacı söz konusu seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelini tercih etmiştir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamasında ayıp oranında indirim bedelinin nispi metoda göre (satış bedeli-[ayıplı değer/ayıpsız değer x satış bedeli]) hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Ayıp oranında indirim bedelinin hesaplanmasında esas alınacak satış bedeli hususunda ise taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu iddiasındayken davalı taraf noter satış senedinde yazıldığı gibi satış bedelinin 47.000,00 TL olduğunu savunmuştur.Noter satış senedindeki satış bedelinin aksini iddia ettiğinden davacı, satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu yönündeki iddiasını ispatla yükümlüdür....

    olmamasından kaynaklandığından bahisle davalıların sorumlu olmadığı şeklinde hiçbir teknik inceleme ve araştırmaya dayanmayan değerlendirmelere yer verildiğini, zira ayıp nedeniyle tazminat davasında alınan bilirkişi raporunda, konuttaki ayıp ve eksik hususlar, teknik inceleme sonucunda tek tek sayılmış; söz konusu ayıp ve eksik hususların montaj ve imalatlardaki hatalı işçiliklerle ilgili olduğu açıkça belirtildiğini, anılan raporda ayıplı hususların idaremizin tanıtımlarındaki taahhütlerinden kaynaklandığına ilişkin hiçbir değerlendirmeye yer verilmediğini, ayıp nedeniyle tazminat davasında verilen kesinleşmiş kararın dayanağı olan bilirkişi raporu tamamen yok sayılarak işbu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hatalı imalatların bir kısmının TOKİ'nin gazetelerde ve tanıtım broşürlerinde vaat ettiği niteliklere uygun olmamasından kaynaklandığı şeklinde hiçbir teknik ve bilimsel inceleme içermeyen, afaki ifadelerle değerlendirme yapılması kabul edilemez olduğunu, bu kapsamda işbu...

    Davacı, davalı yükleniciden satın aldığı taşınmaz ile ilgili proje kataloğunda pervanelerin yer almadığı halde pervanelerin projeye aykırı olarak yapıldığını ve çalıştırıldığında görüntü ve gürültü açısından evin rayiç değerini düşürdüğünü ileri sürerek ayıp oranında bedelde indirim yapılması istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre, aracın aynı arızaya bağlı olarak 04/10/2016 ve 07/11/2016 tarihlerinde servise girdiği ve dava konusu aracın amortisörlerinin değiştirildiği, 06/02/2017 tarihinde ise aracın deri koltukları, dolgu malzemesi, kapı kaplaması ve kontak anahtarının değiştirildiği, aracın trafiğe çıkmasından itibaren 5 ay içinde meydana gelen bu arızaların üretim hatasından kaynaklanıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafından söz konusu araçtaki gizli ayıp nedeniyle müteaddit defalar aracın yetkili servise tamir edilmesi için götürüldüğü, yetkili servisin aracın ayıplı olduğunu tespit ettiğinden, bu durumda davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulünün gerektiği ( Yargıtay 19.HD'sinin 2018/2947-2020/137 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.) anlaşılarak ilk derece mahkemesince süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının doğru olmadığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK'nun 231. maddesi uyarınca,...

      Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice Dava, ticari nitelikteki araç satımında gizli ayıp nedeniyle satım konusu aracın misli ile değişimi, onarılması yahut dava tarihindeki değerinin tazminine ilişkindir....

        Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 219. maddesine göre; "bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir." Ayıp sebebiyle alıcının seçimlik hakları ise Türk Borçlar Kanunu 227. Maddesinde düzenlenmiş olmakla ; " Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.3....

        ile taahhüt edilen kapı arasında değer farkının tespitini, aradaki farkın bu aşamada fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile ayıp oranından bedelde indirim yani -----bedelinin ve aradaki farkın bilirkişi marifeti ile tespiti edileceği dikkate alınarak ----- tazminat alacağının hüküm altına alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          nun 23/c maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 223/2 maddesi gereğince davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu ve bu ayıp nedeniyle araçta 10.000-TL değer kaybı oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            Davalı vekili, davanın Türk Ticaret Kanunu'nda belirtilen zamanaşımı süreleri içerisinde açılmadığını, davacı tarafından süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, aracın kontrol edilerek teslim edildiğini, araçta ayıp ve boya sorunu bulunmadığını, davacının aracı kullanmaya devam ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aracın değişimi söz konusu olacak ise davacının kullanımı nedeniyle araçta oluşan değer kaybının göz önüne alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu