Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Taşıt üzerindeki kusurların açık ayıp niteliğinde bulunduğu, bayiden yeni olarak satın alınan taşıtın kabulünden imtina edilebileceği, taşıttan faydalanmayı engelleyecek nitelikte kusur bulunmadığı, taşıtın bedel iadesi ya da yenisi ile değişimine hükmedilmesi halinde %20 oranında kullanım kaynaklı tenzilata gidilmesinin uygun olacağı, taşıttaki değer kaybının 4.000,00 TL bulacağına dair) *23/02/2016 tarihli bilirkişi heyet ek raporu. (Aynı kanaatleri bildirir.) GEREKÇE: Dava davacının satın aldığı araçtaki ayıp nedeni ile ayıpsız misli ile değişimi veya bedel iadesi istemine ilişkindir....

Somut olayda, davacı 6098 sayılı Kanun'un 227 nci maddesi uyarınca terditli olarak talepte bulunmuş, yargılama sırasında da dava konusu aracı 3 üncü bir şahsa satmış ve yargılamaya ayıp oranında bedel indirimi olarak devam edilmesini istemiştir. Bu durumda, davacının malı ayıp nedeniyle eksik bedel ile sattığı kabul edilerek, mahkemece, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, ayıp nedeniyle satıma konu aracın değerinde azalma olup olmadığı, var ise ne miktarda azalma olduğu tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek kararın bozulması gerekmiştir. V. KARAR Açıklanan sebeplerle; Mahkeme kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 06.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    bulunduğu 510 TL nin iadesi ile hakkında yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, 25.04.2011 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olması nedeniyle davacının temyiz talebinin reddine karar vermiş olup, davacı bu kararı da süresinde temyiz etmiştir....

      "Ayıp, bir malda ya da eserde, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Başka bir anlatımla ayıp, eşyanın normal niteliklerden ayrılmasıdır." şeklinde hüküm kurulduğunu, somut olay nezdinde hem sözleşmede belirlenen hem de kendisinden beklenen nitelikli vasıfların yokluğu nedeniyle söz konusu ürünlerin kabul edilmesi beklenemez niteliktedir.” Şeklinde olduğunu, bu doğrultuda davalı yüklenicinin, siparişlerini özen borcuna aykırı olarak anlaşmaya uygun hazırlamaması ve bir takım teslim edilen ürünlerin hiçbir şekilde kabul edilemeyecek oranda ayıplı olması nedeniyle, taraflarınca ... Noterliğinin 14/01/2021 tarihli, ... yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek teslim edileni geri vermeye hazır olduklarını bildirerek seçimlik hakkını kullanılarak sözleşmeden dönüldüğünü, davalı tarafça ihtarnamenin tebliğini takiben müvekkili şirkete iade edilmeyen bedel için dava dışı ......

        tazminatı ile ayıp ve eksikler nedeniyle bedel indirimi istemine ilişkindir....

          KARŞI OY 1- Dava, satın alınan araçta maddi ayıp nedeniyle satıcıya karşı ayıp hükümleri, garanti verene karşı ise garanti sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan aynen iade veya bedelde indirim talebine ilişkindir. 2- Somut olayda, davaya konu araçta satımdan sonra ortaya çıkan maddi ayıp bulunduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıp ve garanti sözleşmesi nedeniyle süresinde ihbarda bulunulduğu ve dava açıldığı konusunda Daire çoğunluğu ile aramızda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. 3- Daire çoğunluğu tarafından davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalıların istinaf isteminin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına dair görüşlerine katılmıyorum. Şöyle ki; 4- 6098 sayılı TBK’nın 227. Maddesi uyarınca satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı: “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....

            Gizli ayıp halinde, ayıp ihbarının ayıbın öğrenilmesi üzerine uygun bir süre içinde yapılması gerekir (TBK m.223). Davacının ürünü teslim aldıktan hemen sonra tamir için davalıya gönderdiği ve servis kaydının oluşturulduğu görülmekle ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir. Davacı, gizli ayıp nedeniyle süresinde ayıp ihbarı yaptığına göre; ayıp nedeniyle davacı/alıcının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği görülmekle davanın kabulü ile bedel iadesine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı tarafın faiz talebi konusunda ise, cihaz halen davacıda bulunduğundan ve cihaz davalıya teslim edilmediği sürece davalının temerrütü oluşmayacağından faizin başlangıç tarihi olarak cihazın davalıya teslim tarihi kabul edilmiştir.(Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Karşı davada davacı talepleri; 106.500,00 TL dava değeri gösterilerek mal bedelinin iadesi, 56.592,80 TL değer gösterilerek bu fatura nedeniyle başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti şeklindedir. Nitekim karşı dava değeri bu miktarların toplamı olan 163.335,60 TL olarak gösterilmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü, karşı davanın da mal bedeline ilişkin talep yönünde reddi yerinde olmuş ise de ; karşı davacının karşı davasındaki icra takibi ve fatura sebebiyle borçlu olmadığının tespiti talebinin, karşı davacının aynı alacağa ve icra takibine ilişkin devam eden bir itirazın iptali davası varken menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle usulden ret kararı verilmesi gerekirken karşı davacının menfi tespit talebi yönünden de karşı davanın esastan reddi yerinde olmamıştır. Zira borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır....

              CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın icra takibinden önce açılmış menfi tespit davası olması nedeniyle davalının ticari işlerinin yürütüldüğü Sakarya Mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında düzenlenen 01.12.2014 tarihli sözleşme gereği süresi içerisinde sözleşmede kararlaştırılan ızgaraların teslim edildiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edilen ölçülerin tamamına yakınının anlaşmaya varılan ölçülerde olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edilen farklı ölçümlerinin sebebinin ızgaraların dökümü aşamasında çekme ve gerilme olmasından kaynaklandığını, ızgaraların tabiye tutulduğu işlemlerin niteliği itibariyle ölçülerde ufak değişikliklerin normal olduğunu, ızgaraların kalıplanma şekillerinin elle kum kalıplama olduğunu, bu nedenle çekme meydana gelebileceğini, değişikliklerin tolerans sınırları içeresinde olduğunu, tespit dosyasında TSE standartlarının baz alındığını, ancak sözleşmede TSE standartlarından bahsedilmediğini, bunun dışında TTK'nın 23/c...

                Yapılan inceleme sonucunda davanın gizli ayıp nedeniyle öncelikle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi olmadığı takdirde ayıp oranında indirim istemine ilişkin olduğu anlaşılmış olup alınan bilirkişi raporu ile aracın kilometresinin değiştirildiğinin anlaşıldığı, araç satışlarında yapılan kilometre değişikliklerinin ise gizli ayıp olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi yapılan değişikliğin gizli ayıp olduğu, satıcının TBK'nın 219. maddesi gereği bu ayıptan sorumlu olduğu, davacının ödediği bedel ile rayiç bedel arasında çok fazla fark bulunmadığı bu nedenle bedel iadesi talebinin reddi, davacının değer farkından dolayı uğradığı zararın tazmini (satış bedelinde indirim) yönündeki kararı istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılması kuralına göre yerindedir. İlk derece mahkemesinin hüküm kurarken ilk talebinin reddine terditli talebin kabulüne şeklinde karar vermesi gerekirken davanın kısmen kabulüne şeklinde karar vermiştir....

                UYAP Entegrasyonu