Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından hak düşürücü nitelikteki ayıp ihbar yükümlülüğü süresine uyulmamış olduğu halde mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, Dava konusu taleplere ilişkin zamanaşımı ve garanti sürelerinin geçtiğini, Davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araca ilişkin bedel iadesi kararının hakkaniyete uygun olmadığını, fakat aksinin kabul edildiğini, iş bu halde davacı tarafın araçtan elde ettiği faydaların mahsubu gerektiğini, Kaldı ki, 13 yıla yakın bir süredir kullanılmış bir araç için bedel iadesine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, zira Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği uyarınca binek otomobillerin kullanım ömrünün 10 yıl olarak belirlendiğini, dava konusu aracın davanın açıldığı tarihte dahi kullanım ömrünün sonuna gelmiş ve günümüz itibariyle de kullanım ömrünü halihazırda tamamlamış bir araç olması sebebiyle bedel iadesine hükmedilmiş olmasının...

Dava, davacı tarafından 13/04/2016 tarihli fatura ile 0 km olarak satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı satıcı ve ithalatçı davalılara karşı açılan sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Öncelikle Başer Otomotiv Petrol İnşaat Kiralama A.Ş. vekilinin davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına dair istinaf itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay 13. H.D.'...

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafca 6762 sayılı Kanunun 20/3.maddesinde yer alan şekil şartına uyularak bir ayıp ihbarı yapıldığına ilişkin bir bilgi ya da kayıt bulunmadığından usulüne uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarının varlığından söz edilemeyeceği, davacı tarafın 3 yıldır varlığından haberdar olduğu ayıp için süresinde bir ihbar yapmadığı, davanın 6762 sayılı TBK'nın 25/4 ve 818 sayılı BK 207. maddeleri gereğince 6 aylık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı ve diğer hususların araştırılmasına gerek kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Maddesinde belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunarak, aracın ithalatçısı firmaya karşı dava açmıştır. 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde düzenlendiği üzere tüketicinin ücretsiz onarım ya da, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarını üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceği açıktır. Somut olayda tüketici bedel iadesi talebinde bulunduğundan, bu talebini ancak satıcıya karşı isteme hakkı mevcuttur. Bu durumda söz konusu bedelden dolayı davalının sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece belirtilen gerekçelerle davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir....

    de yer göstermediği gibi evin yapılacağı arsanın tapusunun da olmadığını açıkladığı, bu durumda davalı temerrüdünün gerçekleşmediği, akdin feshi şartlarının da oluşmadığı kabul edilerek dava reddedilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme bedel karşılığı inşaat yapımına ilişkin eser sözleşmesi olup tek taraflı fesih mümkündür. Davacı da davasında ödediği bedelin iadesini isteyerek sözleşmeyi fesih iradesini ortaya koymuş, davadan önce çektiği ihtarnamede de sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiştir. Sözleşmenin tek yanlı feshi mümkün olduğuna göre mahkemece işin esasına girilerek, davalı savunmaları da değerlendirilmek suretiyle iadesi gereken miktarın olup olmadığı, varsa miktarının saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki değerlendirmede hataya düşülerek davanın reddi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....

      İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava; davalıdan satın alınan mobilyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir....

      Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Davacı, sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep etmiş olup davaya konu ayıplar nazara alındığında bedel iadesini gerektiren bir husus olmasa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre davacının ücretsiz onarım ve bedel indirim hakkının olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere toplanan deliller doğrultusunda bedel indirimi ve ücretsiz onarım hususları gözetilerek hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....

        Dava, davalıdan satın alınan koltuk ve yemek odası takımındaki ayıplar nedeniyle bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı davalıdan 2010 yılında koltuk, yemek odası ve tv ünitesi satın aldığını, ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ederek bu ürünlerin davalıya iadesi ve ürünler için ödediği bedelin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise sadece kumaşlarda sorun olduğunu ve tamir hakkının kullanıldığını, diğer ürünlerde bir ayıp olmadığını, süresinde kendilerine ihbarda bulunulmadığını savunmuştur....

          Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır....

            Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden ayıp nedeniyle feshi ile ödenen bedelin iadesi ve ceza-i şart istemlerine ilişkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

              UYAP Entegrasyonu