"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıpların giderilme bedeli ile sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen avansın iadesi istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 10.02.2012 tarihli sözleşme ile davalı yüklenicinin, paslanmaz krom kutu harf imalatı ve montajı ile alttan led aydınlatma edimini, 14.02.2012 tarihli sözleşme ile de totem imalatı ve montajı edimini ifa etmesi düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesinin 25.03.2015 tarihli ve 2014/26548 E., 2015/9553 K. sayılı kararı ile; “…Davacı, ayıplı ürün nedeni ile bedel iadesi için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, anılan bilirkişi raporunda üründe ayıp tespit edilmemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar bilirkişi tarafından yapılan incelemede üründe herhangi bir ayıp tespit edilmese de davacı tarafından ibraz edilen dava dışı şirketin 22.1.2014 tarihli sevk irsaliyesinin üzerinde davalının kaşesi bulunmakta ve ürünün ayıplı olduğunun kayda geçtiği görülmüştür. O halde mahkemece ibraz edilen bu belge de değerlendirilerek gerekli görülürse bilirkişiden ek rapor alınarak davalının ayıp olduğuna dair kaydı ile rapor arasındaki çelişki değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur. Direnme Kararı: 9....
Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile; 39.250,00.-Tl'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacıda bulunan Hyundai marka İ20 Troy model küp beyaz renkli ....şasi numaralı aracın davalıya iadesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi istemi ile eldeki dava açmıştır. Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu otomobilin motor kaputu üzerindeki boya kalınlığı nedeni ile aracın 2.800,00.-TL değer kaybına uğrayacağı mütalaa edilmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir....
Somut olayda aracın 2012 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 1 yıl 5 ay boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Bu durumda araçta oluşacak zararı telafi etmek için bedel indiriminin değerlendirilmesi gerekir. Dairemizin kural olarak uygulaması nispi metod yöntemi ile değer kaybının belirlenmesidir. Bu metoda göre zararın tazmini için, ayıplı değer ile ayıpsız değer arasındaki farka hükmetmek gerekir. Hal böyle olunca çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, işin esasının incelenerek, indirilecek miktar yönünden nispi metot uygulanmak suretiyle ek rapor alınarak bedel indirimi talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Mahkemece, davanı kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı ve tapuda depo vasfında olduğunu ileri sürerek daire için ödediği bedelin davalıdan tahsili ile maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir....
Mahkemece, anılan bilirkişi raporunda üründe ayıp tespit edilmemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar bilirkişi tarafından yapılan incelemede üründe herhangi bir ayıp tespit edilmese de davacı tarafından ibraz edilen dava dışı şirketin 22.1.2014 tarihli sevk irsaliyesinin üzerinde davalının kaşesi bulunmakta ve ürünün ayıplı olduğunun kayda geçtiği görülmüştür. O halde mahkemece ibraz edilen bu belge de değerlendirilerek gerekli görülürse bilirkişiden ek rapor alınarak davalının ayıp olduğuna dair kaydı ile rapor arasındaki çelişki değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 25.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
/2016 tarihinde teslim edildiğini, davalı tarafından bir gün önce 16/11/2016 tarihinde ise müvekkilinin banka hesabından 18.562,06 TL çekildiğinin tespit edildiğini ve 01/12/2016 tarihinde kendilerine kargo yoluyla cihaz bedeli açıklamalı fatura gönderildiğini, 02/12/2016 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından fatura iade edilerek haksız çekilen paranın da iadesinin talep edildiğini, cihazların geç teslimi nedeniyle sözleşmede yer alan hükümlerin genel işlem koşulu olduğunu, ayrıca müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranışının olmaması ve sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin ilgili hükümlerinin uygulanmasının ve bedel talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek haksız olarak çekilen bu paranın iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamını asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir....
AŞ ve ... şirketi tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ve geç teslim nedeni ile oluşan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, hükme esas alınan 30.10.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, biyolojik arıtmanın, kapalı yüzme havuzunun ve alış veriş merkezinin olmaması hususlarının eksik iş niteliğinde olduğu, su kanallarının tanıtımdaki gibi olmaması ve dış cephenin giydirme cephe olmaması hususlarının açık ayıp niteliğinde olduğu kabul edilerek bedel indirimi ile sözleşmenin 6.5....
maddesinde açıklanan iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil edeceği, bu sebeple mahkemenin ayıp oranında bedel indirimi ve ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde bilirkişi raporu alınarak araçtaki değer düşüklüğünün 10.000 TL olacağı tespit edilmiş, buna göre arızanın giderilebilmesi için yapılacak işin niteliği, araçtaki ayıplar nedeni ile oluşacak değer kaybı gözetildiğinde ücretsiz onarım yada ayıp nedeni ile bedelden indirim yapılması halinde hak ve menfaatler dengesinin tüketici aleyhine bozulacağı kanaati ile bedel iadesinin hak ve menfaatler dengesini sağlayacağı sonucuna varılarak bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamının gereğinin yerine getirmesi gerekir. Bu husus davalı yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan mesken olduğu düşüncesi ile satın aldığı dairenin vasfının tapuda büro olarak göründüğünü, bu durumun düzeltilmesi için davalının taahhütte bulunduğunu ancak tapuda cins tahsisini yaptırmadığını, bu durumun hukuki ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile davalıya ödemiş olduğu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tapudaki bu durumu bilerek taşınmazı satın aldığını, davacıya başka daire verilmesi için teklifte bulunulduğunu ancak kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....