Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici ile Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. Kocaeli 2....

    Tüketici ile Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul 3....

      Dosya içerisindeki fatura örneğinden ve servis kayıtlarından, davaya konu televizyonun üreticisi ve satıcısının davalılar olduğu, televizyonun satış tarihinden itibaren garanti süresi içerisinde iki kez arızası nedeni ile tamir görüp parça değişimi yapıldığı, buna rağmen televizyondaki arızanın giderilmediği ve aynı arızanın devam ettiği, bu durumun denetime açık bilirkişi raporu ile tespit edildiği düzenlenen rapor ve servis kayıtlarında televizyondaki garanti süresindeki arızanın halen devam ediyor olması nedeni ile ayıbın gizli ayıp olduğu ve televizyonun tamir ile düzelmesinin mümkün olmadığı, misli ile değişiminin gerektiği...."gerekçesi ile, Davacının davasının KABULÜNE, ... marka, ... numaralı, UHD-LCD model televizyonun ayıpsız misli ile değişiminin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı elinde bulunan ayıplı televizyonun davacıdan alınarak davalılara verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı ... Tic. Ltd....

        Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle davacının ileri sürdüğü hususlara ilişkin “açık ayıpve “gizli ayıp” değerlendirilmesi yapılıp, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu da araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              Öncelikle mahkemece taraflardan sözleşme aslı istenerek, sonradan el ile şerh düşülen bölüm ve bu bölümdeki paraflar da değerlendirilerek ve ayrıca var ise sözleşmenin eki niteliğindeki teknik resim istenerek sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin nitelikli bir satım sözleşmesi mi yoksa bir eser sözleşmesi mi olduğu hususu belirlendikten sonra sözleşmenin kapsamı belirlenerek mahallinde yapılacak keşif sonrasında düzenlenecek bilirkişi raporu ile sözleşme konusunun ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği belirlenmelidir. Davalı yanca ayıp iddiası kabul edilmemekle birlikte ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı savunulmasında bulunulmuştur. Mahkemece karar yerinde bu husus yeterince tartışılmamıştır. Ayıp ihbar sürelerine riayet edilip edilmediği, ayıp ihbarının ispatı ile ilgili olarak yukarıda ifade edilen sözleşmenin niteliğinin tespit edilmesi son derece önem arz etmektedir....

                Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeni ile sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talepli davada, davalı satıcının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talebine ilişkindir. Dosya incelendiğinde; davacının dilekçesindeki açık beyanı ve ilk derece mahkemesindeki karar gerekçesine göre, ihtiyati haciz kararı sadece davalı T7-Koza İnşaat Sanayi Ve Tic. A.Ş. hakkında verilmiş olup, diğer davalı Odeobank A.Ş. hakkında ihtiyati haciz ara kararı verilmediği açıktır. Dolayısıyla tereddüte mahal bulunmamaktadır. Bu itibarla; HMK m. 352 uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/665 Esas KARAR NO : 2021/951 DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/09/2020 KARAR TARİHİ : 01/11/2021 KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalı ile boyalı iplik satışı için anlaştığını ve 11.628,88 TL ödeme yaptığıını, ürünün müvekkillerine geç teslim edildiğini ve kusurlu olduğunu davalının ürünü iade almadığını belirterek ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiştir. CEVAP Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davalının geç teslim ve ayıp iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ayıp ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebidir....

                  Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, dava konusu telefonun ayıplı olması nedeniyle 2.6.2013 tarihli sözleşmenin feshine, davacının karar tarihine kadar ödediği 1.400 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü cep telefonu için ödediği bedelin iadesi talebi ile eldeki davayı açmış, davalı telefonda ayıp bulunmadığını ve bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin feshine ile karar tarihine kadar ödenen 1.400,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki; kural olarak her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir ve sonuçlandırılır....

                    UYAP Entegrasyonu