Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yaklaşması beklenemeyeceğinden kusuru olmasa da su seviyesinin azalması sonrası araca hararet yaptırılmasından ve motordaki hasar boyutunun artmasından da sorumluluğu bulunduğu, yani araç alımı esnasında ve satış sonrası en kısa sürede yapması gereken araç kontrol işleminde davacı yanın kusur ve ihmali bulunmamakla birlikte - aracın kullanımı sonrası artan hasar boyutundan sorumluluğu bulunduğu, buna göre mahkemece davacı yanın onarım bedelini talebinde haklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığında, ticari araçta motor kaynaklı arıza sonrası onarım bedelinin 43.713,10TL olduğu, davacı yanın onarım bedelinden sorumlu olmayıp ayıplı araç satış nedeni ile ayıp oranında indirim bedelinden sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığında ise araç satış bedelinden uygulanması gereken indirim bedeli nispi metod yöntemine göre 16.381,57TL olarak ayrıca hesap edildiği, davacının mahrum kaldığı çekici nedeni ile oluşan mahrumiyet zararı ise 3.000,00TL olarak belirlendiği belirtilmiştir....

    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapılan keşif sırasında araçta bir arıza bulunmadığı saptanmış olmasına rağmen, geçmişteki arıza kayıtlarına göre değişimin, sözleşmenin feshinin uygun olacağı sonucuna varılmıştır. ... bu rapor kendi içinde çelişkilidir. Bu sebeple ek rapor alınmadan bu raporun hükme esas alınması isabetsizdir. Mahkemece yapılması gereken ..., araçta tespit edilen arızanın onarımının mümkün olup olmadığını, başka bir deyişle durumun sözleşmenin feshini haklı kılıp kılmadığını, ayıp nedeni ile nisbi bir bedel indiriminin gerekli olup olmadığını, bu indirim bedelinin miktarının sözleşmenin feshini haklı kılacak nitelikte bulunup bulunmadığını belirleyen gerekçeli, Yargıtay denetimine elverişli bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulu raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Bu nedenle bilirkişi tespitinden anlaşılacağı üzere eserin reddini gerektirecek seviyede ayıbın bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde götürü bedel ile yapıldığı ve iş bedelinin tamamının ödendiği anlaşıldığından davacı tarafından ayıp giderimine ilişkin dava dışı yükleniciye ödenen ayıp giderim bedelinin de dosya kapsamına uygun olacağı kabul edilmekle davacının talep edebileceği iş bedelinin 21.000,00 TL +KDV bedeli lan 24.780,00 TL olarak kabul olunarak temerrüt tarihi olan 16.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

        (2)Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir.Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

        Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçımüteselsilen sorumludur. (2) Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi olmadığı takdirde aracın ücretsiz onarımı ile değer kaybı bedeli istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı Başaran Oto. A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı Başaran Oto....

        Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

          Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....

          Eser sözleşmesinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eserin sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim etmiş olması gerekir. Eser sözleşmelerinde ayıp, eserin sözleşme ile işin niteliğine göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması olarak tanımlanır. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan bunların Dairemiz uygulama ve içtihatlarında her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabileceği kabul edilmektedir. Davalı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler 13.02.2014 tarihinde teslim alınmış olup, 15.02.2014 tarihli e-mail ile ayıp ihbarında bulunulduğu gibi yeminle dinlenen davalı tanıkları da davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve davacı şirket yetkililerinin gelip ayıplı ürünleri geri aldıklarını beyan etmişlerdir....

            sayılı kararı ile; 26.04.2012 tarihli duruşmanın (1) nolu ara kararı ile davacı-karşı davalı vekiline menfi tespit ve teminat senedinin iadesi talepleri yönünden eksik peşin harcı tamamlamak üzere Harçlar Kanunu’nun 30 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 150. maddesi uyarınca bir sonraki duruşma gün ve saatine kadar süre verildiği, davacı-karşı davalı tarafça 18.06.2012 tarihli yazılı beyan ile kira bedeli toplamı 1.062,000,00TL ve binaya yapılan masraflar toplamı 381.108,24TL talepte bulunduklarını belirterek artırılan müddeabihe ilişkin peşin harcın ikmal edildiği, menfi tespit ve teminat senedinin iadesi talepleri yönünden ise peşin harcın yatırılmamış olduğu anlaşıldığından 21.06.2012 tarihi itibari ile menfi tespit ve teminat senedinin iadesi taleplerine münhasır olarak asıl davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal 3 aylık sürede peşin harcın yatırılmamış olması karşısında davacının menfi tespit ve teminat senedinin iadesi talebine yönelik davasının Harçlar Kanunu’...

              UYAP Entegrasyonu