Gerçekten, kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Birleşen davanın hukuki dayanağı satış vaadi sözleşmesinin satış amacıyla değil muarazalı olarak yapılmış olması iddiasıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T7 vekili dilekçesinde özetle; "zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını" ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıp iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
Bu durumda mahkemece öncelikle TTK.nun 25/3.maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı üzerinde durulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; ayıp iddiasına dayalı satış akdinin feshi ve mal bedeline karşılık verilen çekler nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dairenin fiziken 2+1 olmasına rağmen mimari projede 1+1 olduğunu bilmediklerini, daireyi 2+1 olduğunu bilerek satın aldıklarını, davalının müvekkillerini aldatmak suretiyle daireyi sattığını, bunun sonucu müvekkillerinin haksız ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, dairenin satın alınması esnasında alınan eksper raporunun müvekkillerine tebliğ edilmediğini, dairedeki ayıbın müvekkilleri tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı rücu davasıdır....
DAVA : Ticari Satım Sözleşmesi ve Teminat Mektubunun İptali ve İadesi DAVA TARİHİ : 26/02/2015 KARAR TARİHİ : 10/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :10/06/2021 Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin teminatı olan banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi istemine ilişkindir. Nitekim Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisizlik kararı üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'de "taraflar arasındaki sözleşmenin iptali" vasıflandırılması ile dosyayı incelemiştir. Yargılama yapan Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi "Dava, taşınmaz satışına ilişkin ihale kapsamında verilen teminat mektubunun satımdan dönüldüğü iddiasına dayalı hükümsüz olduğunun ve iadesi gerektiğinin" tespiti vasıflandırılması ile taraflar arasındaki ihtilafı TBK'nun 222. maddesine göre ve ihale sözleşmeleri kapsamında satım akdindeki ayıp iddiasına göre çözümlemiştir. Karara karşı istinaf başvurusu üzere dosya kendisine gelen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.04.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacının dayanağı ......
KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğunun kendisinden gizlendiğini, davalının ayıba karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek satış bedeli 24.050,00TL nin, ayrıca alımsatım harcı, noter ve ihtar masrafı 226,62 TL.nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 24.050,00TLnin satış tarihinden, 226,61 TLnin ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline hükmedilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve karar başlığında davanın türü ve tarihinin hatalı gösterilmesinin mahallinde her zaman giderilebilecek maddi bir hata olduğunun anlaşılmasına göre davalının yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava ayıp iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekil yerine adi yazılı olarak yapılması sebebiyle geçersizliği iddiasına dayalı ödenen bedelin iadesi için girişilen icra takibine karşı vaki itirazın iptali isteğine ilişkin olup, tapu iptal tescil isteği bulunmamaktadır. Davanın bu niteliği ve mahkemenin hükmü gözetildiğinde görevli Daire'nin Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi olması icap eder. Ne var ki; Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi 10.2.2014 tarih 2013/19182 Esas-2014/1795 Karar sayılı kararında, mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre davanın itirazın iptali (harici satış senedine dayalı ilamsız icra takibinden kaynaklı) istemine ilişkin olduğunu açıklayarak dosyanın Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermiştir. Yargıtay (14.)...
K A R A R Davacı; davalıdan satın aldığı aracın önemli derecede hasarlı olduğunu sonradan öğrendiğini, satış anında kendisini aldatan davalıya ihtar çekip ayıp ihbarında bulunduğunu, sonuç alamadığını ileri sürerek araçtaki değer kaybı olan 9.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacıdan hile ile herhangi bir ayıp gizlemediğini, muayene yükümlülüğünün alıcı davacıda olduğunu, hasarın kendi elinde de doğmuş olabilileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, ayıp iddiasına dayalı değer azalmasının tahsili istemine ilişkindir....
Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı aleyhine dava dışı şahıs tarafından açılan ve görülen davanında müvekkiline ihbar edilmediğini, malın ayıplı olmadığını, bandın tekstil ambalajında kullanılacağının müvekkiline bildirilmediğini, davacını kusurunun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, ayıp iddiasına dayalı olarak açılan davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....