Tüm bu kriterler ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı-karşı davalı-birleşen davacı kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 25.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600 TL tedbir-iştirak nafakası takdir edilmiştir. Birleşen dava TMK 'nın 197.maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olduğu, mahkemece de gerekçede doğru şekilde davanın bu niteliği kabul edildiği halde birleşen davada kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Davacı-davalı kadın tarafından açılan 500.00 Türk lirasına ilişkin bağımsız tedbir nafakası davasına ( TMK m. 197) karşı erkek tarafından boşanma davası ( TMK m. 166/1) açılmış, davacı davalı kadın tarafından boaşanma davasına verilen cevap dilekçesinde asıl davada yer alan 500.00 Türk lirası nafaka talebinin yoksulluk nafakası (TMK m. 175) olarak devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bağımsız tedbir nafakası davası ile boşanma davasının feri niteliğindeki yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Dava; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md. 197) istemine ilişkindir. Davalı erkeğin; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına (TMK md. 197) yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK m.197)....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2023 NUMARASI : 2021/462 ESAS, 2023/213 KARAR DAVA KONUSU : Asıl dava TMK 197 maddesine dayalı Tedbir Nafakası, KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı - birleşen dosya davalı karşı davacısı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının 1984 yılında evlenmiş, bu evlilikten dört reşit müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının üç yıl önce evi terk ettiğini, müvekkilinin iki oğluyla birlikte yaşamını sürdürdüğünü ve hiçbir gelirinin bulunmadığını, davalının ise emekli olduğunu ve halen inşaatlarda bekçi olarak çalıştığını, dava tarihinden itibaren dava sonunda devam etmek ve her sene ÜFE oranında artırılmak kaydıyla müvekkil lehine aylık 1.000...
Mahkemece, açılan davanın yoksulluk nafakası talebine yönelik olduğu, oysa evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış olan tedbir nafakası talebine ilişkindir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı vekilinin dava dilekçesi ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin talep edildiği; yargılama sırasında davacı vekilinin 15/02/2013 tarihli celsede; "taleplerinin sehven yoksulluk nafakası olarak yazılmış olduğunu, asıl taleplerinin ayrı yaşama hakkına dayanan nafaka talebine ilişkin olduğu" yönünde beyanda bulunduğu ancak mahkemece evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakasına toplu olarak hükmedilmesi ve lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, birleşen dava ise; kadın tarafından açılan TMK 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası olup, yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince " Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen dava ve...
GEREKÇE: Asıl dava; ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197), karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı, asıl davanın reddedilen kısmı, davalı - karşı davacı tarafça asıl davanın kabul edilen kısmı, Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesine dayalı karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir....
Davacı-davalı kadın vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NEVŞEHİR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2014 NUMARASI : 2012/553-2014/149 Asıl dava; TMK'nun 197.maddesine dayalı tedbir nafakası istemine, karşı dava ise; TMK'nun 166.maddesine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen hüküm taraflarca her iki dava yönünden de temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....