Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu bakımdan; davalı-karşı davacının ağır kusurlu bulunması doğru değil ise de; eşit kusur durumunda da boşanmaya karar verileceğinden (TMK. md. 1661/), boşanma kararı hüküm sonucu olarak doğrudur. Bu durumda; hükmün kusura ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK.md.438/son) ve davacı-karşı davalı (kadın)'ın tüm, davalı-karşı davacı (koca)'nın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı gibi boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata (TMK.md. 174/2) hükmolunamaz. Durum böyleyken, davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

    Süresi içinde davalı- karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. K A R A R Dava, TMK 713/2’de belirtilen "ölüm" nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava ise el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve kal isteklerine ilişkindir. Davacı- karşı davalı, dava konusu 4235 ada 1, 2, 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların 1962 yılından beri eklemeli zilyetliğinde bulunduğunu ve taşınmaz malikinin de ölmüş olduğunu belirterek; TMK’nin 713/2. maddesi gereğince tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı- karşı davacılar vekili, dava konusu taşınmazlara davalının tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesine, kal ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6....

      Davacı-karşı davalı cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda;" -Dava ve Karşı davanın kabulü ile tarafların T.M.K.’nun 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, -davalı karşı davacının şartları oluşmayan tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, -davacı karşı davalının şartları oluşmayan manevi tazminat, davalı karşı davacının şartları oluşmayan maddi-manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, -davalı karşı davacı tarafça nafaka, maddi-manevi tazminat talepleri yönünden karşı dava bulunduğu, boşanma yönünden karşı dava bulunmadığından bu yönde değerlendirme yapılmasına yer olmadığına" karar verilmiştir....

      Dinlenen görgüye dayalı tanık beyanları, dosya içeriği ile; davalı-karşı davacı kocanın davacı-karşı davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, başka insanların yanında mahrem hayatlarından bahsetmek ve hakaret etmek suretiyle kadını küçük düşürdüğü, müşterek konutu haklı bir neden olmaksızın terk etmek suretiyle TMK 185. maddesinde yazılı birlikte yaşama, ailenin mutluğunu el birliği ile sağlama eşine yardımcı olma yükümlülüğünü ihlal etttiği, kadının ise; kocanın ilk evliliğinden olan çocuklarıyla görüşmesine izin vermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı kocanın ise ağır kusurlu olduğu, asıl davanın TMK 166/1 maddesi gereğince, karşı davanın ise TMK 166/1- 2 maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla kocanın; kadının davasının kabulü kusur tespiti, kadının ise; kocanın davasının kabulü ve kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin reddine, Mevcut veya beklenen menfaatleri...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek aleyhine hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı erkek davacı-karşı davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda her iki davanın da reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, karar verilmiş olup hükmün asıl davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Asıl davada davacı ... vekili, dava konusu 81 parsel sayılı taşınmazdaki üç katlı evin vekil edeni tarafından yapıldığını açıklayarak, söz konusu evin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, asıl davada davalılar ..., ..., ... davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davacı ... vekili, dava konusu 81 parsel sayılı taşınmazdaki üç katlı evin vekil edeninin murisi ... tarafından yapıldığını açıklayarak, söz konusu evin muris ...’ya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ... davanın reddini savunmuştur....

          Dosyanın incelenmesinde:Davalı-karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde başlık ve netice kısımlarında TMK 166/son,içeriğinde ise TMK 166/1 ve TMK 166/son maddeleri gereğince boşanma isteklerini bildirdiği,09.05.2018 tarihli duruşmada"...boşanma hususunda dayandıkları maddenin TMK 166/son hükmü olduğunu ve tarafların zaten fiilen biraraya gelmediklerini"beyan ettiği,aşamalardaki tüm dilekçelerinde önceki davanın red kararından sonra tarafların biraraya gelmediklerinden ve diğer tarafın önceki davadaki red kararı ile kesinleşen kusurlarından bahsettiği,bu hali ile davalı-karşı davacı kadının karşı davasının TMK 166/son maddesine dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibaret olmasına rağmen mahkemece gerekçeli kararda TMK 166/1- 2.md.gereğince açılmış bir karşı dava olduğu nitelendirilmesi yapılarak ispatlanamadığından reddine karar verildiği,belirtilen hususun HMK 26 ncı maddesindeki "taleple bağlılık"ilkesine de aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır....

          Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine göre davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Tasarrufun İptali, Mümkün Olmaması Halinde Katkı Payı :ve Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacının asıl dava konusu 865 ada 91 parsel 25 nolu meskenin değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 Sayılı TMK mad.235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad.228/1)....

              Davalı-karşı davacı vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; Davacı-karşı davalının kendisini aldattığını, başka kadınlarla yaşadığını, bu süre boyunca evin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve kendisini müşterek haneyi terke zorladığını, çevreden aldığı yardımla geçindiğini, davacı-karşı davalılının müşterek çocuklarla ilgilenmediğini, davacı-karşı davalının evi terk ederek fiili ayrılığa sebebiyet verdiği, davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu iddia ederek boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu