Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TMKnun 713/2 fıkrasında öngörülen “..maliki yirmi yıl önce ölmüş..” ve tapu kütüğünün hukuki değerinin bu nedenle yitirmiş hukuiki sebebine dayalı olarak TMKnun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, tapulu taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılmadığı, davalıları zilyet olduğu ve olayda on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TMKnun 713/2.fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında harici satışların diğer zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarında gerçekleşmesi halinde, sadece satın alanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç tarihi bakımından önem taşımaktadır. Bunun dışında bu tür harici satışların hukuki bir değer taşımayacağı ve hukuki bir sonuç doğuramayacağı, sadece harici satış sözleşmelerin kişisel hak doğuracağı hususu mahkemenin de değindiği gibi doğrudur....

    Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir. 3-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davası, 05.12.2017 tarihinde verilen hükümle reddedilmiş, karar erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan temyiz incelemesinde erkeğin temyiz talebinin süresinde olmadığından bahisle Dairemizin 04.11.2019 tarihli ilamıyla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davasının reddine ilişkin karar kesinleşmiştir. Hal böyle iken, süresinde temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması ve buna dayalı olarak kadın lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi hatalı görülmüş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. ve 3....

      Davacı-karşı davalı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 162, 163. ve 166/1. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) kabulüne karar verilerek boşanma hükmü kurulmuş, Türk Medeni Kanunu'nun 162. ve 163. maddelerine dayalı olarak açılan boşanma davaları ise reddedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ispatlanarak kabulüne karar verildiğine göre, davacı-karşı davalı kadın bu dava açısından haklılığını ispat etmiştir....

        Davacının yasal danışman atanmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; TMKnun 429. maddesinde kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergine yasal danışman atanacağı hükme bağlanmıştır. Dava dilekçesinde, ...'e TMKnun 405. maddesi gereğince vasi atanması, mümkün olmadığı takdirde 429. maddesi gereğince yasal danışman atanması istenildiği halde, mahkemece, TMKnun 429. maddesi uyarınca herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Maddelerine dayalı karşılıklı boşanma davasında davacı-karşı davalı taraf; kadının kabul edilen davaları, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kabul edilen zina davası yönünden, süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. TMK'nun 161,166/1,166/4. Maddelerine dayalı karşılıklı boşanma ve ferilerine ilişkin eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; 1- TMK'nun 161. Maddesine dayalı zina davasına yönelik yapılan incelemede; Kadına ait karşı dava dilekçesinin incelenmesinde, davasının TMK'nun 166/1,166/4 maddelerine ilişkin olduğu, zinaya ilişkin her hangi bir talebinin bulunmadığı mahkemece talebi aşarak zina davasının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca zina eyleminin erkeğin birlikte yaşadığı kadından çocuğunun olduğu, kadının retle sonuçlanan davada sabit olduğu hak düşürücü sürenin de geçtiği sabittir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin davası kabul edilmiş; davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanunun 166/1 ve 166/son maddelerine dayalı açmış olduğu karşı boşanma davası ise, aynı sebebe dayalı davanın daha önceden davacı-karşı davalı erkek tarafından açılmış olduğu ve kadının aynı sebebe dayalı dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle (HMK m. 114/1-h-ı) usulden reddedilmiştir. Aynı davanın, aynı sebebe dayalı olarak, aynı taraflar arasında görülmekte olması halinde derdestlikten söz edilir....

            dayalı boşanma davası, birleşen ilk dava kadın tarafından 14.02.2017 tarihinde açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1, 161. ve 162. maddelerine dayalı boşanma davası, birleşen ikinci dava ise yine kadın tarafından 02.03.2018 tarihinde açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. ve 161. maddelerine dayalı boşanma davasıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiş ve daha sonra birleşen davasıyla TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca ayrı bir dava daha ikame etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise TMK 161. maddesine dayalı boşanma talebinin ve TMK’nun 166/1. maddesine dayalı birleşen davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir....

                Mahkemesi'nin 05.02.2014 tarih, 2013/1236 Esas-2014/200 Karar sayılı kararı ile çocukların TMKnun 404.maddesi gereğince vesayet altına alınmasına ve kendilerine dedeleri ...'ın vasi olarak atanmasına karar verildiği; anne Selda'nın ise Denizli 3.Aile Mahkemesi'nin 2013/865 esas sayılı dosyası ile velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından TMK 161'e dayalı açtığı boşanma davasının reddi, TMK 163 ve 166/1 maddelerine dayalı davaları ile ilgili hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddi tazminat yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.07.2019 günü temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

                    UYAP Entegrasyonu