Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ) DAVA TÜRÜ : SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU İLE İLGİLİ TESPİT DAVALARI YARGITAY KARARI Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı Mahkemece temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay Hukuk ve Ceza Dairelerinin görevleri 18.06.2014 tarihli 6545 Sayılı Kanun'un 31. maddesiyle değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar, hizmet tespiti talebine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun iş bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve hizmet tespiti taleplerinin temyiz incelemesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2020 NUMARASI : 2018/71 E., 2020/250 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01/01/2013 de iş kazası geçirdiğini, maluliyet oranının kurumca % 5,3 olarak belirlendiğini itirazın reddedildiğini, 44. İş mahkemesinde 2016/430 sayılı dosyada işveren aleyhine iş kazası sebebi ile maddi manevi tazminat davası açıldığını, bu dosyada YSK tarafından verilen kararın bulunduğunu, itirazla adli tıp tarafından % 11,3 maluliyet saptandığını, bu raporla kuruma başvurduklarını, aylık istediklerini, 15/12/2017 tarihinde talebin reddedildiğini belirterek, davacının iş göremezlik oranının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Davalı Bakanlık davaya cevap vermemiş, vekili duruşmalarda davanın reddini istemiştir....

    Dosya kapsamından, davacının isteminin, 63/B kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmanın tespiti olduğu, ilk derece mahkemesince davacının sosyal güvenlik destek primine tabi şekilde çalıştığının tespitine dair hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince ortadan kaldırılmasına, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmanın sigortalılık süresinden sayılmayacağından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Sosyal güvenlik destek primine tabi çalışma sigortalılık süresinden sayılmıyor olsa da, eldeki dava dosyasında 63/B kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmanın tespitine hükmedilmesi halinde, bu hükmün, işçilik alacakları davasına, buna ilave olarak davacının iş kazası, meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası kapsamına alınmasına etkili olacağı düşünüldüğünde, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ortadır....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2017/205 E., 2021/23 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 22/07/2009- 29/04/2016 tarihleri arasında asgari ücretle ve aralıksız olarak Yenice Belediyesinde işçi olarak çalıştığını, bu belediyenin kapatılarak Haymana Belediyesine devredildiğini, 2010/Ocak, Nisan, Kasım; 2011/Mart, Eylül; 2012/Mayıs, Kasım; 2013/Mayıs, Aralık ve 2014 Nisan dönemleri arasında sigorta bildirimlerinin yapılmadığını ve primlerinin ödenmediğini, her ne kadar sigorta kayıtlarında farklı şirketler bulunsa da bunların asıl işveren Belediyeye iş yapan taşeron şirketler olduğunu belirterek, davacının eksik bildirilen hizmetlerinin asgari ücret üzerinden tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kronik kalp ameliyatı, yüksek tansiyon kalp yetmezliği hastalıkları sebebiyle sürekli iş göremez durumda olduğunu bu sebeple kuruma maluliyet aylığı bağlanması için başvurduğunu, kurumun 2 kez iş gücü kaybının %60 olmadığı gerekçesi ile talebini reddettiğini, 25/08 /2016 da Numune hastanesi tarafından maluliyetin % 60 olarak belirlendiğini, Hacettepe üniversitesi tarafından verilen raporda da % 80 malul olduğunun saptandığını , 2565 gün prim ödemesi , 10 yıldan fazla sigortalılığı bulunduğunu belirterek malul olduğunun tespiti ve maluliyet aylığına hak kazandığının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum davaya cevap vermemiş, vekili duruşmalarda davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "davacının davasının reddine" karar verilmiştir....

      (beraber yaşamadıkları ve kart hamili olmadıkları olgusu) Bu tip kararlarda isabetin ve gerçekliğin ortaya konulması için genel hükümlere değil 5510 sayılı Yasa hükümlerine bağlı kalınarak sağlanabilme olasılığıdır.Nedeni çok açık olup, bu konuda yetişmiş ihtisas mahkemelerinin yorumu ve ilgili sosyal güvenlik yasalarının doğru yorumlanabilme olgusu öne çıkmaktadır.Bir eylemin haksız fiil olması sosyal güvenlik açısından çok önemli değildir.Ceza hukukunda ücretlerin çifte bordro ile bildirilmesi, prim kaybına sebebiyet verilmesi, hizmetlerin hiç bildirilmemesi farklı kimlikle, işe girilmesi esasen ceza hukukunda evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunma suçlarını oluşturulabileceğine rağmen, sosyal güvenlik hukukunu bu yönüyle etkilemez. Esasen bu hukuki ilişkilerin hepsi birer haksız fiildir ve iş mahkemelerinde davalarının görülmesine engel teşkil etmemektedir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, 2- Yargıtay içtihatlarına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, prime esas kazanç tespiti talebine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlıkta uygulanması gereken 11/09/2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64'üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7'inci maddesine üçüncü fıkra olarak “31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur....

        Gerekçe: Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesinde, “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tespit ile ilgili kararını Resmi Gazete'de yayımlar. Kararın yayımını müteakip bu tespite karşı ilgililer iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede onbeş gün içinde dava açabilirler. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.” denilmiştir. Aynı Kanun'un 60. maddesinde “işçi ve işveren sendikalarının kurulabilecekleri işkolları aşağıda belirtilmiştir.” denilerek “6” sıra numarasında “Dokuma”, “8” sıra numarasında “Ağaç” ve “13” sıra numarasında “Metal” işkollarına yer verilmiştir Bununla birlikte yine aynı maddede “Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılır....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 24.834,09 TL maddi ve 14.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.06.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranının % 14.2 olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde, davacı işçinin % 30, davalı asıl işveren Soli Gemi A.Ş.’nin % 20, davalı alt işveren Yurtsever Denizcilik Ltd....

            Başka bir anlatımla, 506 sayılı Yasa'nın uygulama alanı devletin hükümranlık sahası ile sınırlı olup, ülke sınırları dışında uygulanamaz. 506 sayılı Yasa'nın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortaları bulunması halinde mümkün olabilir. Somut olayda, davacının, davalı işverenin yurtdışında...'da bulunan işyerinde çalışmakta iken zararlandırıcı olaya maruz kaldığına ve... ile Türkiye arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’nu yükümlülükler altına sokan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi bulunmadığına ve topluluk sigortasının kısa vadeli sigorta kollarını kapsayıp kapsamadığının anlaşılamamasına göre olayın Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden iş kazası sayılması mümkün değildir....

              UYAP Entegrasyonu