İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin TMK 172 ve 166/son maddelerine dayalı boşanma davalarının kabulü ile boşanmanın ferilerine, kadının nafaka davasının da kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından erkeğin TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasının 3 yıllık fiili ayrılık süresi dolmadığından bahisle reddine karar verilmiş, kadının tedbir nafakası davasında ve boşanmanın fer'ilerine ilişkin istinaf taleplerinin ise kısmen kabulü ile bu hususlarda yeniden hüküm kurulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin ... 12. Aile mahkemesinde açtığı boşanma davasının reddine karar verildiği, bu kararı 28.2.2015 tarihinde kesinleştiği, davacı-davalı erkeğin TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasını ise 2.3.2018 tarihinde açtığı, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleştiği ve tarafların bu süre içerisinde ortak yaşamı kuramadıkları anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Asıl dava, tedbir nafakası istemine (TMK md.197), karşılık dava ise boşanma istemine (TMK.md.166) ilişkin olup, mahkemece verilen hüküm davalı tarafça her iki isteme yönelik olarak temyiz edilmiştir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı/davacı kadın vekili; kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına, tazminatlar için hükmedilen faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı/davalı erkek vekili; kadının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı TMK 197.maddesi gereğince açılan bağımsız tedbir nafakası davasında karar verilmesine yer olmadığı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece ilk dava olan tedbir nafakası talebi hakkında aşağıda boşanma konusunda verilecek olan kararda değerlendirme yapıldığından tedbir nafakası davası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş ise de, asıl davada TMK 197.maddesi gereğince açılan tedbir nafakası davasının bağımsız bir dava olduğu, TMK 169.maddesinde düzenlenen geçici önlem niteliğindeki tedbir nafakasından farklı olduğu, yasal şartlarının ayrı düzenlendiği dikkate alındığında davacının asıl davadaki tedbir nafakası talebi ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin asıl davadaki tedbir nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun...
Davalı-davacı tarafça asıl davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı-davacı asıl 28.02.2017 tarihli birleşen bağımsız tedbir nafakası dava dilekçesinde özetle; davacı-davalının ve ailesinin sürekli kendisine fiziksel şiddet uyguladıklarını, davacı-davalının özürlü ortak çocuğa da şiddet uyguladığını, kendisine hakaret ettiğini, iki yıl önce evi terk ettiğini, davacı-davalının başkası ile yaşadığını iddia ederek Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi gereğince lehine aylık 1000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince; açılan davanın, hukuki yararın bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; reddedilen tedbir nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md. 197) istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi gereğince, bildirilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede ; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
GEREKÇE : Asıl dava, TMK'nun 166/1.maddesine dayalı boşanma talebine, birleşen dava ise; TMK'nun 197.maddesine dayalı tedbir nafakası talebine ilişkin olup, davalı-davacı kadın tarafından süresinde kararın tümü yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamı incelendiğinde; davacı-davalı erkeğin, dava dilekçesinde açıkça evden ayrıldığını, başka bir kadınla birlikte yaşadığını ikrar ettiği, davalı-davacı kadının ise, karşı dava ile tedbir nafakası talebinde bulunduğu, dosya kapsamından davalı-davacı kadına yüklenecek bir kusurunda sabit olmadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/122 esas sayılı boşanma dosyası üzerinden devam etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın, taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Ayrı yerlerde açılan davaların; davacı ... yönünden, evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ve diğer davacı ... yönünden TMK nun 364. maddesine göre açılan yardım nafakası ile davalı tarafından boşanma hükümlerine dayalı olarak açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır....
için aylık 500TL davacı için ise aylık 1200 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
in velayetlerinin tedbiren kendisine bırakılmasını, kendisi ve müşterek çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Eşlerden biri, ortak hayatı sebebiyle kişliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir (TMK md. 197/1). Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK. md. 197/son). Toplanan delillerden, davalı erkeğin ayrı ev açmadığı, eşini istemediğini söyleyip kovduğu, birlik görevlerini yapmadığı ve geri çağırdığı evin de manevi bağımsızlığının bulunmadığının anlaşılması karşısında kadının ayrı yaşama hakkının doğduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle kadın yararına da tedbir nafakası bağlanması gerekirken (TMK. md. 197/son), yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....