Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde tesbit ve muarazanın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, kiracılığın tesbiti ile tahliyeye ilişkin muarazanın giderilmesine ilişkindir.HUMK'nun 8/l.bendinde Sulh Mahkemesinin görevli olduğu dava değeri belirtilmiş, ll.bentte ise dava değerine bakılmaksızın görevli olduğu davalar sıralanmıştır. Bu bentte sayılmayan ve yasada açıkça Sulh Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmeyen davalarda Asliye Mahkemesi görevli bulunmaktadır. Dava dilekçesinde muarazanın giderilmesinin istenilmesi ve bir yıllık kira bedeli gözetildiğinde, uyuşmazlığın Asliye Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir....

    Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca talebe konu işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğu sabit olup, bu sözleşme nedeniyle davalı asıl işverene teslim edilmiş olan teminat mektubunun bu sorumluluğun yani sözleşmenin teminatını teşkil ettiği nazarı dikkate alındığında, davalının dava tarihi itibariyle teminat mektubunu iade etmemekte haklı olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece, dava açılmasına sebebiyet vermemiş olan davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK.nun 438/7'nci maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

      Müdürlüğü tarafından düzenlenen ... abone numaralı fatura bedelleri ile devam edecek dönemde tahakkuk edecek fatura bedelleri ile ilgili olarak tevdi mahalli tayini ile muarazanın giderilmesi ile muarazalı durum çözümleninceye kadar davalıya ödeme yapılmaması ve suyun kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi, hali hazırdaki durumlar ve koşullar ile hukuki süreç nazara alınarak su tüketim bedeli borcunun kime ödenerek borcununu ifa edilmiş olacağı ili muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiştir....

        TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen asıl muarazanın giderilmesi ve istirdat, birleşen tüketici hakem heyeti kararına itiraz ve istirdat davalarının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurularak, asıl ve birleşen davaların konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 10.04.2006 gün ve 2006/2850 - 4128 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünce verilen ... sicil numaralı maden arama ruhsat sahasına davalı köyün meraları olduğu iddiasıyla idari men kararı alarak bu yerden men ettirildiğini ruhsat sahası içersindeki bir bölüm yer hakkında davalı köyün çıkardığı muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, ve toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava dışı Eshabı Kehf Külliyesinin davalı kuruma elektrik borcu bulunduğu, davacının işlettiği otel ve restorantın bulunduğu mahalde davalıya ait 100 KWA gücünde direk tipi bir trafonun mevcut olduğu, davacı şirketin ihtiyacının 50 KW olup, trafoda 69.9 KW gücünde kullanılabilir boşluk bulunduğu, davalı kurumun bu alanda tekel niteliğinde olduğu ve davacı şirkete elektrik enerjisini sağlama yükümlülüğünün bulunduğu,eski abonenin borcundan kiracı olan davacı şirketin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava eski abonenin borcunun ödenmediğinden bahisle davacının abonelik başvurusunun kabul edilmediği iddiasıyla muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi HÜKÜM : Asıl ve birleşen davanın usulden reddi Taraflar arasındaki menfi tespit ve muarazanın giderilmesi davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı, duruşma istemli olarak asıl ve birleşen davada davacılar vekili, asıl davada katılma yoluyla davalı vekili ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 14.02.2023 günü hazır bulunan davacı ...Ş. vekilleri Av. ..., Av. ..., davalı Enerjigaz Gaz Elek.Su Dağ.A.Ş. vekili Av. ..., davalı ... Belediyesi vekili Av. ..., birleşen davada davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı....

                Nitekim HGK 2004/...-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.07.2009 gününde verilen dilekçe ile muarazanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 08.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, yola müdahale ettiği gerekçesiyle davalı tarafından şikayet dilekçesi verilerek yaratılan muarazanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, dava konusu yerin davacıya ait olduğunu, şikayetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muarazanın giderilmesi isteğine ilişkin davaya bakmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir....

                    Mahkemece dava bir tespit davası olarak nitelendirilerek, davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, bu davada, davacının kooperatif üyeliğini devralması, buna göre kooperatife başvurması, ancak davalı kooperatifin bunu kabul etmemesi üzerine ortaya çıkan muarazanın giderilmesi istenilmektedir. Mahkemece dava bu şekilde nitelendirilerek, tarafların istem ve savunmasına göre aralarındaki muarazanın giderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Diğer yandan, davacının istemine göre, kooperatif ana sözleşmesi ile yasa hükümleri uyarınca üyelik şartlarını taşıması halinde, Kooperatif Hukuku’nun temel ilkelerinden biri olan “Açık kapı ilkesi” uyarınca davacının kooperatif üyeliğine kabulü gerekli olup, yönetim kurulunun bu durumda takdir yetkisi bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu