Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı kiracı olduğu işyerinde bağlı olan elektrik sayacının güç arttırımı nedeniyle davalı kurum çalışanları tarafından söküldüğünü, sayaca müdahalesinin olmamasına rağmen kaçak elektrik tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek kaçak elektrik faturasından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sayaç üzerinde yapılan muayene sonucunda kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının tutanak tarihinden sonra elektrik tüketiminde bariz artış olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan 25.09.2007 tarihli Ölçüler ve Ayarlar Şube Müdürlüğü Muayene Raporu’nda elektrik sayacının bakanlık mühürlerinin bozuk olduğu belirtilmiştir....

    Adı geçen davalıların varsa ilgili vekile verilmiş vekaletnamelerinin dosyaya konulması, yoksa bizzat bu asillere mahkeme kararı ve davacı tarafın temyiz dilekçesi tebliğ edilip temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, 2-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle adli yargı ve idari yargı mercilerinde açılmış dava (kamulaştırmanın iptali, bedel arttırımı ya da indirimine ilişkin) bulunup bulunmadığı, varsa sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun davacı idareden ve mahkemesinden sorulup belgelerinin ve alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından, 3-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle davacı idarece bankaya yatırılan çekişmesiz kamulaştırma bedelinin kim adına yatırıldığının, davalılar ya da önceki malikler adına yatırılmış ise, önceki malikler veya davalıların kendileri veya yetkili temsilcilerine ödenip ödenmediğinin, ödenmişse hangi tarihte ödendiğinin davacı idareden ve ilgili bankadan sorularak alınacak...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ... ve Mehmet”in görevi yaptırmamak için direnme ve sanık ...”in kasten yaralama suçları hakkında verilen hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2) Sanık ... hakkında hakaret suçundan verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde; Diğer temyiz itirazların reddine, ancak; Sanık hakkında ceza hesaplanırken 1 yıl 9 ay olan cezanın ¼ oranında arttırımı yapılırken 1 yıl 14 ay 7 gün yerine 2 yıl 2 ay 7 gün süreyle cezaya hükmedilerek sanık hakkında fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten...

        Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şirketlerin borca batık durumda oldukları, başvuru tarihinden itibaren ilk 3 aylık dönemde davacı şirketlerin yüksek miktarda borç ödemesi gerçekleştirdikleri, bir kısım bankalarla yapılandırma anlaşmalarının yapıldığı, sermaye arttırımı kararı alınarak arttırılan sermayenin 500.000 TL'lik kısmının şirket ortaklarınca ödendiği, satışı gerçekleşen şirketlere ait bir kısım taşınmazlardan elde edilen kaynak ile tedarikçi firmalara ödeme yapıldığı, çalışanlara ödenmemiş maaş borçlarının bulunmadığı, iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olduğu gerekçesiyle, talebin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, müdahiller .... vekili ile ....vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre müdahiller .... vekili ile .... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

          Mahkemece davanın kabulüne karar verildikten sonra hüküm dairemizin 27.12.2011 gün ve 2011/9632-13004 sayılı ilamıyla 3.kişi bankanın borçlu ile aralarındaki kredi sözleşmesi ve limit arttırımı sözleşmesi uyarınca borçlunun banka nezdindeki doğmuş ve doğacak tüm alacakları üzerinde rehin ve hapis hakkı bulunduğundan bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı alacaklıdan alınmasına 14.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; 14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL'ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, tayin edilen 660,00 TL adli para cezasına ilişkin hükümlerin, cezaların türleri ve miktarları itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz istemlerinin tebliğnameye uygun olarak ayrı ayrı REDDİNE, II-Sanıklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde TCK'nın 116/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasının anılan Kanun'un 119/1-c maddesi uyarınca bir kat arttırımı...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Arttırımı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 03.05.2017 gün ve 2016/311-2017/5249 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıların ortağı ve yetkilisi oldukları ... şirketine ortak olduğunu, davalıların sermaye arttırımı için müvekkilinden davaya konu senedi aldıklarını, aradan 6 ay geçtikten sonra ise davalıların müvekkiline şirketi tasfiye etmek zorunda kaldıklarını ve masrafların olacağını belirterek para istediklerini, davacının da davalı ...'ün hesabına para yatırdığını, sonuç olarak müvekkilinin davalılar tarafından kandırıldığını ve şirket işleri için vermiş olduğu senedin davalı ... tarafından icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin icra takibine konu senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili ...'e husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili ...'e olan borcunu ödememesi sebebiyle senet verdiğini, ödeme yapmadığından bu senedin icra takibine konulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  -K A R A R- Davacılar vekili müvekkillerinin turizm ve inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini, ülke ve dünya üzerindeki ekonomik krizden etkilendiklerini ve borca batık hale geldiklerini; mevcut işlerin bitirilmesi ile hak edecekleri alacaklar ve sermaye arttırımı ile şirketin borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, ihalelerin kazanılması ve hakedişlerin tahsili ile şirketin borca batıklıktan çıkabileceğine dair kanaat oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve şirketin iflasının bir yıl süreyle uzatılmasına dair verilen karar bir kısım müdahiller vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, şirket aktiflerinin rayiç değerinin pasiflerinden fazla olması nedeniyle borca batık olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, müdahil ... vekili temyiz etmiştir....

                    TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu, Sanıkların katılanlara yönelik eylemleri farklı tarihlerde gerçekleştirdiği kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında TCK'nın 43/1-2 maddesi uyarınca ceza arttırımı yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu