Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin kusuru nedeniyle iptal olunan ihale neticesi ifası imkansızlaşan sözleşmeye dayanan tazminatın tahsili istemine ilişkin olduğu, hizmet kusuruna dayanarak açılan davaların İdare Mahkemeleri'nde görüleceği gerekçesi ile dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 12.02.2013 tarih ve 2013/173 Esas, 2013/748 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemizce, dava konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin dayanağı olan ihalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ihale sonucu 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanun'una göre sözleşmenin akdedildiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuş ise de, sözleşmenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanun'una göre yapılan ihale sonucunda yapıldığı görülmüş, ancak anılan yanılgının kararın sonucuna etkili olmadığı anlaşılmıştır....

    . - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin, taşınmazın diğer hissedarı olan davalının ısrarı üzerine, ihbar oluan şirket ile 01.08.2012 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede arsa sahibi olan taraflar arasındaki paylaşımın adil yapılmadığını, davalıya daha fazla sayıda ve daha değerli olan bağımsız bölümler verildiğini ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununun 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin, 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

        İnşaat Ltd. Şti. yönünden kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir....

          Dairemiz geri çevirme kararı ile dosyaya giren tevhid belgesi ve eklerinden tevhid işleminin arsa sahiplerince gerçekleştirildiği (arsa sahiplerinin verdiği vekaletnameye istinaden yüklenici temsilcisi.... tarafından) anlaşılmakta olup, ekindeki vekaletname içeriğinden de tevhide konu taşınmazlarla ilgili arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Vekaletname içeriğindeki yapılacak inşaat ibaresinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat yaptırılacağı anlamını taşımadığı, arsa sahiplerinin kendilerinin yapacağı ya da para karşılığı eser sözleşmesi ile başkasına yaptıracağı anlamına geldiği de açık olup, bunun aksi iddia ve ispat edilmemiştir. Buna rağmen mahkemece, dahili davalı arsa sahipleriyle davacı yüklenici arasındaki anılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi değerlendirilmekle yetinilmiş, haciz konulduğu tarihte haciz koyduran davalı (temlik eden alacaklı)....'...

          Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi istemi malın tamamı üzerinde tasarruf ve özgülendiği amacın değiştirilmesi işlemi niteliğinde oluduğundan bu madde hükmüne göre tüm paydaşların davada yer alması zorunludur. Somut olayda feshin tesbiti (feshi) istenilen sözleşme davacı arsa sahibi, davalı yüklenici ... ile dahili dava edilen arsa sahipleri Namaz ve Şahin tarafından imzalanmış olup, TMK’nın 692.maddesi hükmünce zorunlu dava arkadaşlığı bulunan diğer arsa sahiplerinin davacı yanında yer alması zorunluluğu bulunmadığı ve davaya dahil edilmiş olduklarından taraf teşkili sağlanmıştır. Tüm arsa sahiplerinin davacı ya da davalı olarak davada yer alması durumunda, davacı yanında yeralmayan arsa sahiplerinin açık muvafakatına gerek bulunmamaktadır....

            Devralan kimse, temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile, borçlu (arsa sahibi) ona karşı birtakım itiraz ve defilerde bulunmak imkanına sahiptir. Gerçekten BK m. 167'ye göre "Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir". Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defiler yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Somut olayda; yüklenicinin edimini yerine getirmediği, bundan dolayı da davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geriye etkili feshedildiği sabittir. Yüklenicinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak isteyebileceği hakkı olmadığından, şahsi hakkını davacı üçüncü kişiye temlik etmesi de ona bir hak sağlamaz. Davanın reddi bütün bu nedenlerle doğrudur....

              Davalı yüklenici vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli olması için düzenleme şeklinde yapılması gerektiğini savunarak, davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, 18.03.2009 tarihinde haczin kaldırılmasının talep edildiği ve tapuda satış işleminin yapıldığı, bu tarihte icradaki borçların ödendiği iddiasının kanıtlanamadığı, hile ile taşınmazın ele geçirildiği olgusunun yeni öğrenildiği ileri sürülmesine rağmen BK'nın 39/1. maddesi gereğince hileye ilişkin aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olunmadığı bildirilmediğinden sözleşme onanmış sayılacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                Dosya incelendiğinde, davalılardan ...’un da dahil olduğu arsa sahiplerinin davalılardan yüklenici ...’a yönelik arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi yönünden dava açtıkları, davanın .... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/571 E. sayılı dosyasında görüldüğü ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, .... 6....

                  Dolayısı ile arsa sahiplerinin gerçek alacağı ne ise o miktardan da sorumlu olacaktır. Bunun dışında HUMK.nun 299.maddesi uyarınca ipotek tutarının kararlaştırıldığı yüklenici ve arsa sahibi arasındaki 7.7.2006 tarihli sözleşme davacıyı bağlamaz. Hal böyle olunca; mahkemece 16.7.1998 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ve Amasya 2....

                    UYAP Entegrasyonu