Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen 24 aylık teslim süresinin 16.09.2013 tarihinde sona erdiği, inşaatın % 24 seviyesinde tamamlandığı ve TBK'nın 473. maddesi uyarınca taraflar arasında akdedilen.... yevmiye no'lu gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. .../......

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve alacak davası istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK 3. Değerlendirme Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi; birleşen dava ise, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi nedeniyle davacı yüklenici tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....

    - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinden Mustafa ve ... ile davalı arasında 21.07.2011, ... ile davalı arasında 26.07.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme ile ruhsat tarihinden itibaren 24 ay içerisinde inşaatın tesliminin kararlaştırıldığını, 2011 yılı Eylül ayında taşınmaz üzerindeki eski binaların yıkılarak davacıların kira ödemeye başladıklarını, 28.02.2013 ve 01.03.2013 tarihlerinde keşide edilen ihtarnamelere rağmen davalının hiçbir işlem yapmadığını, davalının bu tutumları nedeniyle kira ödeme dışında gelir elde etmeme suretiyle zararlarının doğduğunu ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile şimdilik her bir davacı için 1.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      sinin davalı yüklenici hissesinde % ...,51'inin ise arsa sahibi hissesinde oluştuğu, davalı yüklenicinin sözleşmede öngörülen ve arsa sahibince tanınan süreler içinde inşaatı tamamlayamadığı ve sözleşme konusu tüm ... için belirlenen % ...,71'lik seviye itibariyle, sözleşmenin geriye etkili biçimde feshi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, taraflar arasında yapılan 02.....2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 Sayılı Kanun m....,...)....

        Mahkemece toplanan deliller ve bu kapsamda bilirkişi raporları değerlendirildiğinde; yüklenici davalının, yüklendiği ediminin ifasında, borçlu temerrüdüne düşmüş olduğu ve davacıların arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye doğru feshini dava etmelerinde haklı oldukları anlaşıldığı gibi; mahkemece, sözleşmeningeriye etkili sonuç doğurur şekilde” feshine karar verilmiş olması da isabetli olmuştur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshinde, yüklenici-davalı tamamen kusurludur. 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 108. maddesi hükmü gereğince, sözleşmeyi haklı olarak bozan taraf kendine düşen borcu ödemekten kaçınabileceği gibi; yapmış olduğu ödemeyi veya verdiği taşınmaz ya da taşınmaz payını geri isteyebilir. Bundan başka, eğer borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini kanıtlayamazsa, alacaklı sözleşmenin geçersiz kalmasından doğan maddi zararının tazminini de isteyebilir....

          den 10/05/2017 tarihli sözleşme ile satın aldığını, ödemelerin müvekkil tarafından yapıldığını ve dairenin tapusunun da müvekkili üzerine alındığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili olarak tapuya şerh vermediklerini, bu durumda iyi niyeli üçüncü kişinin hakkının genel ilkeler çerçevesinde korunacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava; arsa sahibince yükleniciye ve yükleniciden kat irtifakı satın alınanlara karşı açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin geriye etkili feshi ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki her ne kadar dava dilekçesinde açıkça sözleşmenin geriye etkili feshi talebi yer almıyor ise de; davacı tapu iptali ve tescil talep ettiğine göre sözleşmenin ayakta kalmasını istemediği hususu açıktır....

          (Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Taraflar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, yüklenicinin kusuruna istinaden feshedildiği kabul edildiğine göre, arsa sahibi sözleşmenin geriye etkili feshinden dolayı menfi zararını talep edebilir. Menfi zarardan maksat: Sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve malvarlığını eksilten harcama ve giderler ile başka bir yüklenici ile daha elverişli sözleşme yapma fırsatının kaçırılmasından dolayı ortaya çıkan zararların tamamına denir. Bir başka değişle, arsa sahibi, “geriye etkili feshedilen sözleşmeyi” yapmasaydı malvarlığından eksilmeyecek miktar, menfi zararıdır. Menfi zarar, fiili zarar ve yoksun kalınan kardan oluşur. Yoksun kalınan kardan maksat, arsa sahibinin daha iyi koşullarda sözleşme yapma fırsatını kaçırmaktan kaynaklanan karıdır....

            Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 02.08.1993 tarih ve 36801 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi için arsa sahiplerinden ... tarafından açılan ve diğer arsa sahipleriyle arsa sahibi ...'in mirasçılarınca onay verilen davada; Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04.02.2000 tarihinde kesinleşen, 1996/713 Esas, 1998/189 sayılı kararı ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshine karar verilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshi halinde; Borçlar Kanunu'nun 61 ve izleyen hükümleri gereğince ve "haksız iktisap kuralları uyarınca" sözleşmenin tarafları, karşılıklı olarak birbirlerine kazandırdıklarının ve verdiklerinin iadesini talep edebilirler....

              Bu açıklamalara göre, davacı borçlusu hakkında yaptığı icra takibinde, üçüncü şahıs olan davalı arsa sahiplerinin birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın doğru olmadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi davasında arsa sahiplerinin imalat bedeli nedeniyle takip borçlusuna 700.000,00 TL civarında borçlu oldukları iddiasıyla tazminat istediğinden, davası İİK'nın 89/IV. maddesinde ifadesini bulan tazminat davası niteliğindedir. Anılan madde gereğince alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek tazminat isteyebileceğinden görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesidir. İcra Mahkemesi de aynı maddenin son cümlesi gereğince tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halledecektir. Davacının İİK'nın 120. maddesinin 2. fıkrasına göre dava hakkını devraldığına dair bir belgesi ve bu amaçla üçüncü şahsa karşı genel mahkemede dava açtığına dair bir beyanı bulunmamaktadır....

                Mahkemece bozmaya uyulmuş, asıl davada davacı yönünden daha önce verilen ret kararı Yargıtay'ca onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında düzenlenen 03.07.1998 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin geçmişe etkili olarak feshine davacının menfi zarar taleplerini kanıtlayamadığından reddine, birleşen davadaki karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.1990 tarih ve 1989/13-392-1 sayılı kararında da belirtildiği gibi menfi zarar sözleşme yapılmasaydı davalının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır. Menfi zarar, sözleşmenin yapıldığı tarihte başkasıyla davaya konu arsa üzerinde ne miktarda daire ve arsa payı karşılığı sözleşme yapılabileceğinin belirlenmesi, bu miktar ile yeni ruhsata göre yapılabilecek inşaatlardan davacıya verilecek arsa payı ve bağımsız bölüm arasındaki fark tutarıdır....

                  UYAP Entegrasyonu