Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkememizce nispi ve mutlak bir ticari dava söz konusu olmaması sebebiyle adi ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesinden ve ortaklık payının tahsili isteminden kaynaklanan iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ..." gerekçeleriyle 1- Davacı T1, davalı T3 yasal ortağı sıfatını taşımadığı, bu nedenle şirket aleyhine açtığı fesih ve tasfiye dayalı tasfiye payı ödenmesine ilişkin alacak davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 2- Davacı T1'nın davalı T4 aleyhine açtığı adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ve buna dayalı alacak talebine ilişkin davanın niteliği gereği taraflar ve adi ortaklık müessesinin feshi ve tasfiyesi TBK'nın 627 ve devamı maddelerinde düzenlendiği için Mahkememizin görevsizlik nedeniyle işbu davalı yönünden görev yönünden HMK 114/1- c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın USULDEN REDDİNE karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

doğrultusunda idare ettiklerini ve müvekkiline bilgi vermediklerini, müvekkiline daha önce şirketteki hissesine karşılık olarak vermiş oldukları 3.000,00 TL’nin de kesildiğini ileri sürerek veraset yolu ile geçen miras hissesinin tahsili için şirketin tasfiyesi veya TTK 636/3 maddesinde ön görülen diğer çözüm yolları ile mevcut ortaklığın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin dosya sureti ile Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin dosya suretine göre davacı ve dava dışı diğer ortak arasında ortaklığın giderilmesi davalarının bulunmakla, bu hususlar şirketin feshi için haklı neden olup taraflar arasında davaların olması şirketin mali durumu göz önünde bulundurulduğunda davacının şirketin feshinin uygun çözüm olacağı kanaatine varılarak şirketin fesih ve tasfiyeye yönelik talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1.-Davanın şirketin fesih ve tasfiyesi yönünden kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 107342 sicil numarasında kayıtlı ...'nin fesih ve tasfiyesine, Tasfiye memuru olarak Mali Müşavir ...'...

      Davalı cevap dilekçesinde ortaklığın bulunmadığını, mal rejimi ve saklı pay hususlarında görevli mahkemeye açılmış usulünce bir dava bulunmadığını, mal rejiminin tasfiyesi talebi yönünden zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dava konusu 34 XX 493 sayılı otobüsün kaydı uyap üzerinden çıkartılarak dosya arasına alınmış ve malikinin dava dışı Göltur Gölhisar Çavdır Seyahat Tur. Taş. San. ve Tic. Limited Şirketi olduğu görülmüştür....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki bir kısım davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile sözleşmeye konu ... ilçesi Yeni mahalle ... ada ... parsel sayılı taşınmazın her türlü takyidattan ari olarak tapu iptâli ve tescil talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

        Yapı Kooperatifinin fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasına yönelik olarak açılmış olup, kooperatifin fesih ve tasfiyesine yönelik davanın fesih ve tasfiyesi talep edilen kooperatife husumet yöneltilerek açılması gerektiğinden davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....

          Mahkemece; davaya konu adi ortaklığın ticari işletme ile ilgili olduğu, dolayısıyla adi ortaklığın sona erdiğinin tespitine ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın fesholunduğunun tespiti ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.)....

            Mahkemece bozma sonrasında; asıl davasının reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında kurulan 12/08/1993 tarihli adi ortaklığın 03/07/1996 tarihinde feshedildiğinin tespitine, feshedilen adi ortaklık sebebiyle davacının davalıya 36.396 TL borçlu olduğunun tespiti ile ortaklığın bu şekilde tasfiyesine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 12/03/2019 tarihli ve 2018/5207 E. 2019/1909 K. sayılı kararla; adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....

              (BK. nun 535/7) maddesi uyarınca mahkemeden alınacak inşai kararla ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve özellikle dinlenilen tanık beyanları ile kardeş olan taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ispatlanmış olup, tarafların ortaklığın mal varlığını oluşturan araçları 2008 ve 2009 yıllarında birlikte kullandığı, ancak 2010 yılında ortaklığın eylemli olarak sona erdiği anlaşılmaktadır. Esasen, ortaklığın kurulduğu hususu mahkemenin de takdirindedir. TBK.'nun 147/4 (BK. nun 126/4) maddesi uyarınca, adi ortaklıktan doğan davalar beş yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımının başlangıcı ise, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre adi ortaklığın sona ermesi ile başlar. Zira, sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girmekte olup, buna bağlı olarak ortakların tasfiye alacağını isteme hakkı da muaccel olmuş olur.(TBK. Md 149, BK. md. 128)....

                tarihinde eylemli olarak faaliyetine başladığını, adi ortaklığın üst yüklenici firmanın bilgi ve rızası dahilinde kurulduğunu, bu nedenle üst yüklenici ile arasındaki taşeronluk sözleşmesinin feshedildiğini ve adi ortaklık anlaşmasına uygun olarak aynı koşullarla üst yüklenici ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamladığını, ancak iş bedelinin büyük bir kısmını üst yükleniciden tahsil etmesine rağmen davalı şirketin kar payını vermediğini ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla payına düşen kardan şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu