Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalı derneğin feshi ve tasfiyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm müdahil İçişleri Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davalı derneğin feshi ile mallarının tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

    Davalı savunmasında, ortaklığın kar elde edemediğini hatta zarar ettiğini savunduğuna göre, mahkemece öncelikle yönetici ortak olan davalıdan, ortaklığın tüm gelir ve giderleriyle ilgili hesap listesi istenilmeli, benzeri işletmelerin gelir ve giderleri de gözöünde tutulmak suretiyle, ortaklık konusu olan “otel ve restoran işletimi” nin niteliğine göre, yapılması gereken harcama ve maliyet bedelleri ile, elde edilebilecek gelir miktarı konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak, davacının ortaklık nedeniyle davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir....

      Dairemiz bozma ilamında da açıklandığı üzere taraflar arasındaki adi ortaklığın 1979 yılında kurulup bilahare 1996 yılında sonlandırıldığı, 100 parsel numaralı taşınmazın ortaklık sırasında alındığı ve davalı 2010/7960-17434 adına 30.4.1992 tarihinde tescil edildiği, bilahare müteahhite kat karşılığında 8 daire karşılığı verildiği, anılan dairelerin ferdileştirilmesi sonucunda 17.4.2003 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından ve dairemiz bozma kararında açıklanan olgular karşısında taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu ve 100 parsel numaralı taşınmazında adi ortaklık konusu olduğunun kabulü gerekir. Ortaklık son bulduğuna göre 100 parsel numaralı taşınmaz yönünden tasfiyeninde bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/198 Esas KARAR NO : 2022/31 DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 18/03/2021 KARAR TARİHİ : 20/01/2022 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan fesih ve tasfiye davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; ... A. Ş.'nin 20/07/2016 tarihli ve ... Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen KHK kapsamında kapatılarak müvekkili kuruma devredildiğini, kapatılmak suretiyle tüm mal varlığı hazineye devrolunan adı geçen şirketin hak ve alacaklarının... KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından yürütüldüğünü, hazineye devrolunan ... A. Ş.'nin davalı şirket ile ... 10. Noterliğinin 14/02/2014 tarih ve ... yevmiye numaralı sözleşmesiyle adi ortaklık kurulduğunu, İl KHK Bürosu tarafından ... A....

          Rent A Car isimli adi ortaklık ya da ''... ve ...'' olduğunu, müvekkilinin hem kar payına hem de tasfiye payına hak kazandığını, hem tasfiye payının hem de kar payının 2011 yılı baz alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve kâr payı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle adi ortaklığın feshine, adi ortaklığa özgülenmiş malvalığı ve borç bulunmadığından adi ortaklığın tasfiyesi talebinin reddine, davacının kâr payı alacağının 1.967,57 TL'lik kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır....

            A.Ş.nin bile yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle iflas ettiklerini, ancak davalı şirket hakkında böyle bir durumun olmadığını, davalı şirketin davacının tüm menfi çalışmalarına ve engellemelerine rağmen başarı ile ticari hayatına devam ettiğini, şirketin malvarlığının çarçur edildiği iddiasının asılsız olduğunu, davacının tek amacının hukuka aykırı gerçek dışı iddialarla davalı şirketin ticari hayatına son verilmesi olduğunu, şirketteki geçimsizliğin davacıdan kaynaklandığını, davacı dışındaki tüm kardeşlerin beraber olması ve çalışma hayatına devam etmelerinin davacının haksız olduğunun en büyük delili olduğunu, bu nedenlerle şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin şartların oluşmadığını ileri sürmüştür. DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava anonim şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiyesi, bu mümkün olmazsa ortaklıktan çıkmaya ilişkin terditli davadır. T.T.K.'nın 531'inci maddesi haklı sebeple fesih halini düzenlemektedir....

              Adi ortaklığın belirlenecek toplam sermaye değerinden öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli, taraflara yapılan ödemeler düşülmeli ve kalan taraflar arasında hisseleri oranında paylaştırılarak B.K.538 ve devamı maddeleri hükmüne göre ortaklığın mahkemece tasfiyesi bizzat yapılmalıdır. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 550.00 YTL. duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....

                "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adi ortaklığın tasfiyesi davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, tapu iptali talebini de içeren adi ortaklığın tasfiyesi davasında Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğü, dolayısı ile mahkeme davada görevli olduğu gerekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, adi ortaklığın tasfiyesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Ticari davalar 6100 sayılı TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu