Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı (karşılık davacı) vekili savunmasında, taraflar arasında haricen araç satışı olduğunu, ancak davacı(karşılık davalı)nın ödemeleri yapmadığı gibi, aracı da teslim etmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, açtığı karşılık dava ile de, aracın davacı( karşılık davalı) tarafından 38 aylık kullanım süresine ilişkin kullanım bedeli ile, bu süreçte araçta oluşan kullanım ve yıpranma bedellerine karşılık olarak şimdilik 3000 TL alacağın banka reeskont faizi ile birlikte davacı (karşılık davalı)dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    e kendi istek ve rızasıyla bir araç teslimi yaptığını, bu hususun araç malikinin resmi mercilere verdiği beyanlarla da sabit olduğunu, bu beyanların dosya içine alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Davacının ekspertiz raporunun içeriğine dair objektif bir inceleme yapılarak talep edilen rakamın doğruluğu ve bu hasarın giderilmesi konusunda piyasa şartlarına ve hasarın gerekliliklerine uygun davranılıp davranılmadığını, araç sahibinin hasar bedelini işletmeden tahsil edip etmediği hususlarının incelenmediğini, Bilirkişi raporlarının heyet tarafında düzenlenmediğini, söz konusu davada, hesaplama yönünden teknik bilirkişinin, sigorta poliçesi klozlarının değerlendirilmesi yönünden hukukçu bilirkişinin yer almasını gerektirir bir ihtilaf bulunmadığını, bilirkişi raporlarının 3 kişilik heyet tarafından düzenlenmesi gerekirken, heyet oluşumu sağlanmadan tek bilirkişiden rapor aldırılmasının hukuka uygun olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla TBK'nın 392. maddesinde bulunan emredici hüküm nedeniyle dava konusu icra takip dosyasında istenen alacak yönünden icra takip tarihinden önce muacceliyetine/istenebilirliğine ilişkin işbu yasa maddesinde aranan koşullarının da gerçekleşip gerçekleşmediği mahkememizce incelendiğinde bu hususta yazılı delille ispat yükünün davacıda olduğu ve dosya kapsamı itibariyle muacceliyet şartının gerçekleştiğini ispata elverişli delil bulunmadığı, davalı tarafça ikinci cevap dilekçesinde muacceliyet şartının gerçekleşmediğinin ileri sürüldüğü anlaşılmakla alınarak davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine;..." şeklinde karar verilmiştir....

      Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386'ya göre; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." Taraflar arasında yapılan sözleşmeler tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Tüketim ödüncü sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren nitelikte sözleşme olup tüketim ödüncünü alan taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte aldığı ödüncü iade etme yükümlülüğü altındadır. Davacı bankanın davalı...'e verdiği tüketim ödüncü niteliğindeki kredinin geri ödendiğini ispat yükü davalı tarafta olup davalı taraf aldığı kredi borcunu ödediğini yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlüdür....

        Şti vekili, davalı ile davacı arasında araç alımı ve araç teslimi konusunda bir anlaşma olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, davalı şirkete ait bir alanda hasara uğramadığını, talep edilen değer kaybı bedelinin fahiş olduğunu, ayrıca tespit masrafı ve noter masrafının davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... Otomotiv İnş. Ltd. Şti vekili, dava konusu araç ile ilgili davalı şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aracın, teslim için hasarsız olarak Samsun ilinde faaliyet diğer davalı ... Üretim Ltd. Şti'ne teslim edildiğini, ayrıca aracın acentenin otoparkına çekildiğini, aracın otoparkta kaldığı süre zarfında bilinmeyen nedenlerle araçta hasarlar meydana geldiğini, diğer davalı şirketin dava konusu aracın kendi depolarında hasarın meydana geldiğini ikrar ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

          ın yönetiminde iken tek taraflı kazada pert olduğunu, davalı sigortacının ihbara rağmen zararı ödemediğini, müvekkilinin aracını kiralayamaması sebebiyle kazanç kaybının da bulunduğunu belirterek 44.050,00 TL araç bedeli ile 13.700,00 TL kazanç kaybı toplamı 57.750,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş. ve ... vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair karar davacı vekili ile davalı ... şirketi vekilinin temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 10.04.2014 tarih ve 2014/4996 E., 2014/5464 K sayılı ilamı ile bozulmuştur....

            Satış bedelinin iadesi hususunda verilen kararda davacının şirket olarak kabul edilmesi ve satış bedelinin davacı şirkete iadesi ile aracın davalı şirket tarafından davalıya teslimi konusunda karar verilmesi gerekirken infazda tereddüte yol açacak şekilde davacı gerçek kişininde içinde yer alacağı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Aracın davacıda olduğu anlaşıldığından mahkemece aracın teslimi karşılığında bedelin iadesine, faizin araç tesliminden sonraki döneme ilişkin olarak verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faize de karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu araçta oluşan zararın gizli ayıp niteliğinde olmadığı, aracın sürekli yoğun trafikte ve düşük hızlarda kullanıldığı için dizel partiküller filtrenin sık sık tıkanması sebebiyle meydana gelen arızaya ilişkin olduğu, bu arızanın aracın yüksek hızda ve uzun yolda kullanılması halinde giderilebileceği, sonrasında ise tekrarlanması halinde filtrenin değiştirilmesi ile giderilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle 6098 sayılı TBK'nın 227 maddesi doğrultusunda davacının gizli ayıp sebebiyle sözleşmeden dönülerek bedelin iadesini talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının, oluşan arızanın aracın kullanıma bağlı olarak gerçekleşmesi sebebiyle yapılan masrafları da talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                TBK'nın 260. maddesinde; "Satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde düşmesi sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden dönerse, her iki taraf aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı, ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve satılanın olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması hâlinde tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa edilmiş olsaydı elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez. Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz." hükümlerine yer verilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında sonra somut olaya bakıldığında; Ünye 2....

                A.Ş. ’den 30.12.2014 tarihinde 2014 model, Tofaş-Fiat Doblo Pano Premio Black 1.6 90 Mjet C.Matic marka aracın sıfır km olarak toplam 47.600 TL’ye satın aldığını , ancak belirli bir süre sonra kullanım neticesinde muayene süresi gelen aracın sıfır araç olmadığı, ikinci el araç olduğunu, daha önce malikinin başkası olduğu bazı sahte evrak ve usulsüz işlemlerle yeni araç gibi işlem ve kayıtlarının yapılmış olduğunu, davacı mezkur aracı bayiinden yeni ve sıfır olarak anlaşmış olmasına rağmen ayıplı malın davacıya bilinçli ve hileli olarak yeni araç gibi tanıtarak satıldığını, müvekkilinin yanıltıldığını, konunun ihtarname ile bildirilmesine rağmen davalı firma tarafından cevap verilmediğini, bu nedenle 6502 sayılı kanun 8. ve 11. madde ile 6098 sayılı kanunun ilgili hükmüne aykırı davranan davalıya karşı satılan aracın iadesini, sözleşmenin feshi ve 30.000 TL manevi tazminat ile birlikte tüm ödenen sigorta, kasko, poliçe ve diğer masrafların faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep...

                UYAP Entegrasyonu