Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının, gerçek babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....
a ait ... plaka sayılı aracın trafiğe tescil tarihi ile ... plaka sayılı aracın ilk tescil tarihinden itibaren intikallerini gösterir şekilde sicil kaydının Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden istenmesi, 2- ...plaka sayılı aracın kasko değeri ile bu araç için davalıya kasko sigortasından kaynaklanan tazminat ödemesi bulunuyor ise, buna ilişkin ödeme belgelerinin sigortacıdan temini ile 1. bentte belirtilen belgelerle birlikte dosyasına eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası,....l Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiştir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davalılardan ...'ın ... ve ...'nin evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği halde nüfus kaydına gerçeğe aykırı beyanla tescil edildiğinden bu durumda dava soybağı davası değil, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
A.Ş. lehine rehin kaydının bulunmadığını, satıştan sonra yapılan müracaat ile araç kaydına rehin kaydının eski tarihli olarak işlendiğini ve sıra cetvelininde buna göre düzenlendiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini şikayet ve talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Kararı, şikayet olunan ... Pet. Tur. A.Ş. vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, iddia savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sıra cetvelinde bedelli paylaşıma konu araç için şikayet olan lehine ... .... Noterliğinin ......2009 tarihli rehin sözleşmesi yapıldığını ancak rehin kaydının Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde 07.03.2014 tarihinde şerh edildiğini şerh tarihine değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Araç rehin sözleşmeleri M.K. 940/... maddesi uyarınca teslimi mezrut rehinlerden değildir. Bu nedenle noterde yapılan sözleşme ile rehin usulüne uygun olarak kurulmuştur ve hüküm ifade eder. Rehin şerhinin sicile işlenmemesi rehnin sıhhatine tesir etmez....
plakalı araç ve ... plakalı araç üzerlerindeki mülkiyeti muhafaza kaydının, öncelikle mülkiyeti muhafazalı satışın geçerlilik şartı olan, alıcının ikametgahı noterinde tescil gerçekleşmediği için mülkiyeti muhafazalı satışın geçerli olmayıp, satışın kat' i satış mahiyetinde olduğunun tespitine, olmadığı takdirde araç satış bedellerinin, çeklerin davalıya teslimi ile ödenmiş olmasına binaen bu araçlar üzerindeki mülkiyeti muhafaza kayıtlarının ödeme sebebiyle kaldırılarak satışın kat' satış haline geldiğinin tespitine, trafik sicilden bu araçlar üzerindeki mülkiyeti muhafaza kaydının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davayı cevap vermemiştir....
den olmuş gibi tescil ettirdiği, tescilin 1994 yılında davacı ...'in bildirimi ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ...'in kendisinden ve ...'den olmadığını bildiği davalı ...'i Nüfus Müdürlüğü'ne yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle hatalı kaydın oluştuğu anlaşılmıştır. Dava bu hali ile soybağının reddi olmayıp nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....
İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba olan ... ve .... üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Mahkemenin bu yoldaki kabulü doğrudur....
Mahkemece, asıl dava ile 2005/123 Esas sayılı birleşen tapuda kayıt düzeltilmesi davasının kabulüne karar verilmiş ise de, ayrı araştırma usullerine tabi bulunan tapu iptali ve tescil davası ile aynı taşınmaz hakkındaki tapuda kayıt düzeltilmesi davasının birleştirilerek aynı dosya üzerinden yürütülmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla; tapu iptali ve tescil davası, tapudaki kayıt düzeltilmesi davasının sonucuna bağlı olup mahkemece her iki dava dosyası tefrik edilerek tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın, ön mesele yapılarak sonucun beklenmesi, ondan sonra tapu kaydının hukuksal değerini yitirip–yitirmediği ve davacı lehine kanunda öngörülen koşulların gerçekleşip-gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda, aynı hükümle tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve bir sonraki hüküm fıkrasında da 245 ada 42 parselin tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
in babasının ..., annesinin ... olduğu halde, nüfus kaydında dedeleri ve babaannelerinin çocukları imiş gibi tescil edildiğini bildirerek, davalılar .... , .... ve ...'in nüfus kaydındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babası olan ... ile ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba olan Hamit ile Hodo üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....