Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacı tarafından araç satışına ilişkin olarak çıkartılan vekaletnameden haberi olmadığını, davacıya ait aracın satışı için kendisine verilen bir talimatın bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1- Davacı, davalıya verdiği vekalet ile haricen satışı yapılan aracın tescil işlemlerinin yapılmaması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı vergi borçlarının davalıdan tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, aracın satışının davalı tarafından vekaleten yapıldığı halde, tescilinin yapılmaması nedeniyle davacıya tahakkuk ettirilen cezalı vergi boçlarından davalının sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı aracın davalı tarafından haricen satışının yapıldığını ve bedelinin kendisine teslim edilğini iddia etmektedir. Davalı ise aracın kendisi tarafından satıldığını kabul etmemektedir. Bu durumda ispat yükü davacıdadır....

    tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 18/10/2020 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar ... ve ... yönünden aracın satış talebine ilişkin talebin kabulüne, satışın iptali ve tescil talebinin ise reddine dair verilen 14/04/2015 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/09/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve aracın teslimi, bu istem kabul edilmediği takdirde araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

      Davacıya kasko sigortalı, davalı adına kayıtlı araç 24.5.2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu pert olmuş, davacı 34.000 TL araç bedelini sigortalıya ödeyerek, davalı sigortalıdan ibra ve hasarlı aracın üzerinde hiçbir takyidat olmadan 3.kişiye satışının yapılabilmesi için taahhüt almıştır. Davacı tarafından araç ihale ile satışa çıkarılmış; 25.7.2012 tarihinde 11.401 TL teklif edilmiş; ancak araç üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/10928 sayılı takip doyası nedeniyle 7.8.2012 tarihinde konulan haciz sebebiyle, hasarlı aracın 3.kişiye satışı gerçekleştirilememiştir. Takip ilamlı icra yolu ile yapılmış, icra emri davalıya 6.6.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafça, davalı adına EFT havale ödeme talimatları 13.950 TL yönünden 10.7.2012, 20.050 TL yönünden 16.7.2012 tarihinde verilmiştir. Bu durumda davalı, kendisine hasar bedeli ödenmeden önce, araç üzerine haciz konulduğundan, aleyhinde icra takibi yapıldığından haberdardır. Hasarlı araç halen davacı uhdesindedir....

        Bu araç dışında da başka araçlar için de taraflar arasında işlem yapıldığı, davalı borçlunun bu araç dışında 5 aracını daha Cafer'e sattığı görülmüştür. Buna göre inceleme yapıldığında, Osmaniye 4.Noterliğinin 19/04/2017 tarih ve 4382 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin incelenmesinde; 34 XX 666 plakalı aracın T3 tarafından T6 150.000 TL bedelle satışının yapıldığı ve 34 XX 632 plakalı aracın 4380 yevmiye nolu sözleşme ile 15.000 TL bedelle satıldığı görülmüştür. Osmaniye 4. Noterliğinin 18/04/2017 tarihli araç satış sözleşmelerinin incelenmesinde; 34 XX 871; 34 XX 599, 34 XX 162; 34 XX 564 plakalı araçların T3 tarafından T6 satışının yapıldığı görülmüştür. Davalı T4 davalı Cafer'den dava konusu 34 XX 599 plakalı araç dışında Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/163 Esas sayılı davasına konu 34 XX 666 plakalı aracı, 34 XX 212 plakalı aracı 18/09/2017'de satın almıştır. Osmaniye 4....

        İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; sahte belgelere dayalı yapılan geçerli olmayan bir satış nedeni ile 34 XX 448 nolu plakalı aracın satışının iptali ile müvekkil adına bedelsiz tescilini karar verilmesi gerekirken yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasını ve araç mülkiyetinin bedelsiz müvekkiline tescilini talep ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın... plakalı aracını sattığını aracın üzerindeki ilandan öğrenen ve kendisini... olarak tanıtan bir şahsın, katılanı telefon ile arayarak irtibat kurduğu, yüzyüze görüşmek için buluştukları,...’ın, katılandan aracı 19.500,00 TL'ye almak üzere anlaştığı, bu şahsın... ismiyle düzenlenmiş 19.500,00 TL bedelli bir senedi de katılana verdiği, kendisini... olarak tanıtan şahsın, katılandan aracın devri için sanık ...'a vekalet vermesini istediği, sanık ...'ın... ismini kullanan şahsın sürekli güvenilir bir şahıs olduğundan bahsederek katılan üzerinde araç alışverişi hususunda güven oluşturduğu, aracın satışının gerçekleşmesi için sanık ...'...

          Mahkemece toplanan delillere göre, davacının aracı satın aldığı 02.03.2004 tarihinde araç üzerinde fiili veya trafik sicilinde haciz kaydı ya da tedbir bulunmadığı, davacının iyiniyetli olup mülkiyeti kazandığı, Kadıköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen tedbir kararının aracın satışından sonraki 10.03.2004 tarihinde trafik kaydına işlendiği, kayden konulan ihtiyati tedbirin davacının aracın mülkiyetini kazanmasına engel oluşturmayacağı, davacının gerekli yasal yollara başvurarak aracın mülkiyetini trafikte olmamasının aracın noter satışının feshedilmesini gerektirmediği, noter satış tarihinde davalının aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulduğunu bildiğinin ve usulünce ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Mahkemece, taraflar arasındaki harici araç satışının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesine göre resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları, davacının aracı işletip kullandığı dönemde oluşan vergi borç cezalarından dolayı davacının davalıya karşı sorumluluğunun bulunduğu, davacının ödemesi gereken bu miktardan davalının da araç maliki olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, harici oto alım satımı sebebiyle ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği gibi 2918 Sayılı Kanun'un 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışındaki satışları geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür....

              Somut olayda dosyada mevcut bilirkişi raporlarından ve davalı yanca sunulu teknik rapordan aracın ön tampon sağ tarafında çizgi halinde üretimden kaynaklanan boya hatası olduğu, malın ayıplı satışının yapıldığı sabit ise de, bu ayıbın tamponun değiştirilmesi veya tampon boyasının yenilenmesi suretiyle giderilebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda araç değişimi veya bedel iadesi şartları oluşmamışsa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince B.K.nun 202/2.maddesi hükmü dikkate alınarak, araç bedelinden bir başka değişle semenden tenzili gerektirir. Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Davalı vekili bononun “nakden” kaydıyla düzenlendiğini ve araç satışıyla ilgili olmadığını, 20.500,-TL olarak düzenlenen senet karşılığında 29.300,-TL ödendiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece bononun nakden kaydıyla düzenlendiği, aksini iddia eden davacının buna yönelik delil sunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının iddiası dava konusu bononun nakden kaydını taşımasına rağmen, araç alım satımı nedeniyle oluşan bakiye borç için verildiği noktasındadır. Her ne kadar mahkemece “nakden” kaydının aksinin ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek dava reddedilmişse de, dosyadaki harici satış sözleşmesinde bakiye borç için bono düzenleneceği açıkça yazılıdır. Öte yandan araç satışının da noterce resmi biçimde yapıldığı ve bu aşamada davalının önceki malikin vekili sıfatıyla hareket ettiği sabittir....

                  UYAP Entegrasyonu