Noterliği'nin 23/10/2020 tarih ve 8953 yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin varlığına ve bu sözleşme kapsamında davalının davacıya 2.200.000,00 TL'lik ödeme yaptığı, 310.000,00 TL'nin davalı tarafından ödenmediği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ... plaka sayılı aracın davalıya teslim edilip edilmediği, aracın tescil kaydının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, aracın ruhsatının sahte olup olmadığı hususunda toplanmaktadır....
Davalılar karşı davalarında, satış vaadi sözleşmesinin tapusuz bir taşınmaza ilişkin olduğunu, tapusuz taşınmazlar için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılamayacağını, bu nedenle geçersiz olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptalini olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl dava kabule edilerek 199 ve 341 parsellerdeki davalılar murisi olan ... ... adına kayıtlı 5/15’... hissenin iptali ile bu payın davacı adına tesciline, karşı davanın da kısmen kabulü ile satış bedelinin güncelleştirilmiş değeri olan 8.149,71 TL’nin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve karşı davacılar temyiz etmiştir....
Davacının 30.5.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunan ... vekili veya temsilcisi olmadığından onun temsilcisi olarak ve satış vaadinde bulunan, davalı olarak göstermek suretiyle dava açması mümkün değildir. Bu itibarla, açılan satış vaadinin iptali davasının hukuki yarar ve dava şartının bulunmaması nedenleriyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 9.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, mülkiyeti kendisine ait olmayan araç üzerindeki tescil kayıtlarının düzeltilmesi için açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 2 nci maddesinde araç sahibi olarak, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi 2012-10503-15339 tanımı bulunmaktadır. Trafik sicilindeki kayıt, araç sahipliğine karine teşkil etmekteyse de; sicil, her zaman gerçek maliki göstermeyebilir. Zira, araç üzerindeki mülkiyet, Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 nci maddesi uyarınca noterlikçe düzenlenen satış sözleşmesi ve araç üzerindeki zilyetliğin devri ile başkasına geçer. İşte bu andan itibaren araç sahipliği sıfatı aracı devralan kişiye geçmiş olur....
Dava konusu aracın dava tarihi ve sonrasında malikini gösterir kayıtları içerir şekilde trafik tescil dosyası ve yukarıda bahsedilen araç satış sözleşmesi ile temyiz dilekçesinde sunulan ayrıca dosya içerisine de sunulduğu belirtilen dava konusu aracın devri ve feragata ilişkin anlaşma metninin aslının dosya içerisine konularak temyiz incelemesine esas olmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.01.1996 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.11.1998 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/05/2023 NUMARASI : 2023/12 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaa nedeniyle Araç Satış Sözleşmesinin İptali (TBK 19. Maddesi) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı T3 04.06.2023 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında Osmaniye 2. Aile Mahkemesi 2022/666 E sayılı dosyasında derdest boşanma davası ve Osmaniye 1....
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/575 esas sayılı dosyası ile 12.11.2001 tarihinde taraflardan davalı ... tarafından davacı ... Orcan aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak fereğa icbar ve tescil davası açılmıştır. Davacı ... bu dosyaya verdiği cevap dilekçelerin de de bu dosyada ileri sürdüğü iddiaları aynen tekrarlayarak hisseli satışın mümkün olmadığından sözleşmenin geçersizliğini öne sürmüştür. Satıs vaadi sözleşmesinin iptali için açılan davada dayanılan hususlar daha önce tescil davasında da savunma olarak ileri surülmüştür. Olayda dayanılan hususların o davada mahkemece incelenmesi ve karara bağlanması mümkün olduğundan ayrı bir iptal davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Davada hukuki yarar dava şartlarından olduğundan, mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır....
ten olma torunu olduğunu, murisin ölümünden 3 gün önce ... plakalı aracı davalıya temlik ettiğini, murisin pankreas kanseri olup, kırmızı receteli ilaçlar kullandığını, temlik esnasında murisin fiil ehliyetinin bulunmadığını,davalının hile ve desiselerle murisin iradesini etkilediğini ve aracın kendisine temlikini sağladığını,satışın geçersiz olduğunu, araç satış sözleşmesinin iptali ile müvekkillerinin hisseleri oranında mülkiyetin müvekkillerine ait olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, murisin vefatından evvel bizzat Notere kendisi talimat vererek satışı gerçekleştirdiğini, noter huzurunda yapılan bir işlemle ilgili hile ve desiselerden bahsedilemeyeceğini, belirterek davanın reddini istemiştir....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakan ...’nın 2173 ada 16 parsel sayılı taşınmazının Ümraniye Belediyesinin 14.12.2004 tarih ve 6124 sayılı encümen kararı ile davalılar adına tescil edildiğini, encümen kararının yasal dayanağını mirasbırakan Bektaş ile davalılardan ... ve ... arasında yapılan 26.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesinin oluşturduğunu, oysa ki taraflar arasında böyle bir satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmediğini, bahse konu satış vaadi sözleşmesinin sahte olduğunu, davalıların dava konusu yeri yolsuz olarak edindiklerini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar ... ve ..., ortak mirasbırakan ... ile aralarında yapılan satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğunu, sözleşme kapsamında belirlenen bedelin mirasbırakana ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....