Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Satıma konu araç üzerine 06/08/2020 tarihinde haciz konulduğunu ve haciz düştükten sonra satış işlemi yapıldığını, İstenilen asıl satış talebinde 34 XX 227 plakalı aracın belirtilmediğini, Yine yatırılan satış avansının bu araç için değil satışı yapılan diğer araçlar için plaka bazında icra dairesince belirlenmiş rakam olduğunu, Dolayısıyla bu araç için satış avansının da yatırılmadığını, Satıma konu aracın piyasa değeri bilirkişi raporuna göre 1.050.000 TL ila 1.500.000 TL arasında olduğunu, satıma konu araç haciz aşamasında şehir merkezinde herkesçe bilinen ve ulaşımı kolay resmi bir yeddiemine teslim edilmediğini, bu nedenle satış işleminin de bulunduğu yerde yapılmadığını, aracın piyasa değeri çok yüksek olup bu husus dikkate alındığında pahalı bir araç olması nedeniyle her yöreden alıcı çıkacak nitelikte olduğundan yerel yerine ulusal düzeyde yayın ve dağıtımı yapılan gazetede yayınlattırmak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Ankara 14. Asliye Hukuk ile Ankara 5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, takas edilen aracın devrinin yapılmaması nedeniyle araç bedeli olarak ödenen miktarın tahsili istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/f maddesinde satıcı; "Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faliyetleri kapsamından tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri" olarak tanımlanmıştır. Dosya kapsamından, taraflar arasında ikinci el araç satışının gerçekleştiği, getirtilen 07.10.2006 günlü satış sözleşmesinin Yasanın aradığı usulüne uygun düzenlenmiş resmi satış sözleşmesi olmadığı, yapılan harici satışın geçerli bir satış olmadığı" anlaşılmaktadır....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacı ile davalı arasında ayıplı satımdan kaynaklanan sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. ... Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının tüketici olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......
, gerek satış sırasında gerek satış sözleşmesi yapıldıktan sonra hizmet sunulduğu, dava konusu araç davacının tercihlerine göre üretildiği için başka müşteriye iskontolu satılmak zorunda kalındığı, 2020 yılı sipariş verilen araçlardan elde edilen ciro priminden mahrum kalmış, araç satış priminden, aracın alıcı tarafından alınmamasından dolayı aracın mağazada kaldığı süre boyunca stok maliyetine katlanmak zorunda bırakıldığı, gerçekleştirilen sipariş iptalinin davacının Culpa ın contrahendo sorumluluğunu da doğurduğu, bildirilerek, davanın reddine karar verilmesi istenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve birleşen davada davacı temlik alanlar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Asıl dava ile, davacı ..., araç kiralama işi yaptığını, kendisine ait aracını 3. kişiye kiraladığını, bu sırada adına çıkarılan sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekaletname ile aracının davalı ...'a satılmış olduğunu öğrendiğini ileri sürerek, aracın davalı ...'a satışına dair 08.03.2013 tarihli araç satış sözleşmesinin iptaline, davalı ... adına olan yolsuz tescilin terkinine ve kendi adına tesciline karar verilmesini istemiş; davalı ..., iyiniyetli olduğunu savunarak, ödediği bedelin ve yaptığı masrafların iadesi ile davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesini dilemiştir....
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin davalılardan araç satım sözleşmesi ile araç satın aldığını, aracın satın alınmasından sonra yetkili serviste yapılan muayenesi sonucunda üç ayrı yerinde hasar olduğunu, aracın büyük bir kazaya karışıp 17.650.-TL hasar kaydının oluştuğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin zararının giderilmesini talep ettiği ancak davalıların talebi kabul etmediği açıklanarak satış sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilemesini ya da ayıp oranında bedel iadesine karar verilmesini, bu araç satışı sebebi ile oluşan 9.987,50.-TL zararın ayrıca hüküm altına alınması ve alacaklarını teminen davalıların malvarlıklarına ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Araç bedelinin ne kadar olduğunu ispat yükü davacıda olup davacı araç bedelinin 16.750.00 TL olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Mahkemece, araç bedeline ilişkin araştırma yapılmamış, davacının delilleri toplanmamış ve araç bedelinin tespiti hususunda davacının beyanıyla yetinilmiştir. Hal böyle olunca; Mahkemece, davacının araç bedelinin 16.750.00 TL olduğu iddiasına ilişkin delilleri toplanarak ve davacı bu iddiasını ispat edemez ise noter satış sözleşmesinde beyan edilen kasko değerine itibar edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Noterliği'nin 23/08/2017 tarih ve 17770 yevmiye nolu mülkiyeti muhafaza sözleşmesinin feshi ile 34 XX 438 plakalı aracın davalı adına kaydının iptaline ve aracın müvekkili adına tesciline, davalının borçları nedeni ile 34 XX 438 plakalı aracın kaydına konan hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: 34 XX 438 plakalı aracı Ümmühan Denli'den Mersin 12. Noterliği'nin 22/08/2017 tarih ve 17770 yevmiye sayılı mülkiyetin saklı tutulması şerhli satış sözleşmesi ile satın aldığını, araç bedelini ödeyemediğinden dolayı aracı satın aldığı tarihten iki ay sonra aracı sahiplerine teslim ettiğini, araç üzerinde kurumların haczi olduğundan dolayı devrini veremediğini, açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını belirterek, aracın davalıya tesciline karar verilmesine muvafakat ettiğini beyan etmiştir....
nun borcunun, davalı şirket yetkilisi ... tarafından üstlenilmesi ve karşılığında müvekkile dava dilekçelerinde ayrıntıları ile değindikleri araçların teslimi ediminin yerine getirilmemesinden kaynaklı uyuşmazlığa ilişkin huzurdaki davanın açıldığını, yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğini, bunun hukuka ve kanuna aykırı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararını açıklarken, salt araç satış vaadi sözleşmesinin geçerliliği üzerinde durduğunu ve sözleşmenin geçersiz olduğunu kabul ederek, müvekkilin de kendi üzerine düşen edimini yerine getirmediğinden tarafların iade yükümlülükleri olmamasından bahisle davayı reddetmiş olduğunu, oysa yerel mahkemenin davadaki gerekçeleri başından beri dinlemediğini, Öncelikle, araç satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartlarına dair yerel mahkemece hazırlanan gerekçeli kararda yapılan tartışmanın eksik olduğunu ve eksik olduğu için hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme her ne kadar araç satış sözleşmesinin...
in satış sözleşmesinin tarafı olmadığı, sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, sözleşme uyarınca kefalete dayalı sorumluluğunun dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerden dolayı davacının herhangi bir zarara uğraması halinde doğacağının düzenlendiği, satış sözleşmesinin feshi ve bedelin iadesi ile kira kaybı talepleri yönünden davalı ...'in kefalete dayalı sorumluluğunun doğmadığı, satış sözleşmesinin bu bağımsız bölüm yönünden feshi ve satış bedelinin iadesi gerektiği; B1 blok 11. kat 22 nolu bağımsız bölüm açısından sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirme yapıldığında davalı şirket ile davalı banka arasında imzalanan 01.10.2010 tarihli sözleşmenin "Konu" başlıklı 3 üncü maddesinde "İşbu sözleşmenin konusu firmanın malik olduğu Güney Mah. Yeni Ereğli Sok....