Noterliği'nin, 05.09.2018 tarihli ...... yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin, "satış bedelinin ödenmesi" ve "aracın teslimi" yönünden hem ani edimli bir sözleşme türü olması, hem de bu edimlerin yerine getirildiğini tevsik eden ve ayni hakkın devrini gerçekleştiren bir tasarruf işlemi olması sebebiyle, ortada borçlandırıcı bir işlem mevcutmuş gibi söz konusu araç-alım satım işlemine dayalı olarak alacak iddiasında bulunulamayacağını, davacı tarafın hiçbir hukuki temele dayanmayan, yersiz ve de gerçeğe aykırı şekilde ortaya attığı alacak iddiasının asıl sebebinin, araç satış bedelini tahsil etmiş olmamalarının değil, müvekkili şirket yetkilisinin akrabalarıyla söz konusu satış işlemine aracılık eden ..... isimli şahıs arasında, araç satışından çok sonra ortaya çıkan ve karşılıklı olarak çok sayıda Ceza davasına konu olan ciddi husumetin varlığından ibaret olduğunu, davacı tarafın dava konusu araç satışından 21 ay sonra başlattığı icra takibinin herhangi bir hukuki sebebe dayalı...
DAVA: Tüm dosya kapsamı nazara alındığında satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya kapsamı değerlendirildiğinde taraflar arasında araç satım sözleşmesinin akdedildiği, satım bedelinin 135.000 TL olarak belirlendiği, ödemenin yapıldığı konusunda çekişme bulunmayıp, çekişme davacının dava dışı 3. Kişi bankadan kullandığı taşıt kredisinin davalı satıcıya fazladan ödeme şeklinde aktarıldığı, fazladan ödenen miktarın davacı alıcıya eksik ödendiği iddiası bulunmaktadır. Davalı satıcı kesintinin banka tarafından yapıldığını, taraflarının ise kesintili olarak kendilerine gönderilen miktarı aynen davalıya iade ettiğini savunmuştur....
Davalı ..., dava konusu senedin, araç satım sözleşmesinden vazgeçilmesi halinde cayma bedeli olarak düzenlendiğini, kendisi tarafından da aynı nitelikli bir senet düzenlenip davalı ...’ e verildiğini, davacının satım sözleşmesinden vazgeçmesi nedeni ile, senedin kendisi tarafından dava dışı kişilere ciro edildiğini, davacının sözleşmeyi bozduğu için cayma bedelini ödemek zorunda olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuş, davalı ..., kendisinin sözleşmede taraf olmadığını, araç satım sözleşmesinin bizzat kendisine ait işyerinde imzalandığı ve vazgeçilme halinde cayma bedeli olarak senet düzenlendiğini, satıma aracılık yaptığını, zira kendisine ait oto galerisi olduğunu, senedin hile ile imzalatıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının satım için 17.000.00 YTL alıp, bu paranın 4.000.00 YTL’ sini davacının aldığı, geri kalan 13.000.00 YTL’ nin kendisinde kaldığı daha sonra sözleşme gerçekleşmeyince masraflarının düşülmesi ile bakiye 11.000.00 YTL’ nin davacı tarafa ödendiğini...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/598 Esas, 2021/305 Karar sayılı ve 05/04/2021 tarihli kararı ile; " dosya kapsamından; taraflar arasında alım satım sözleşmesi yapıldığı hususunda ihtilafın olmadığı, uyuşmazlığın konusunun davalı araç alıcısının satım bedelini davacının isteği doğrultusunda kendisini temsil ettiği iddia olunan davadışı Serkan Özel e verip vermediği bu şahsa yapılan ödemenin satım bedel borç ödemesi kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı, noterde yapılan satım sözleşmesinin tarihinin 01.12.2017 olduğu, davacının bu satışta satım bedelini almadığını iddia ettiği, bir an için bu beyanının doğru olduğu kabul edildiğinde satım bedelini almamasına rağmen yaklaşık 10 ay sonra 23.09.2018 tarihinde davacının şikayette bulunmasının, hiçbir hukuki ve cezai işlem başlatmamasının izaha muhtaç olduğu,araç bedelinin ödendiğini beyan eden davalının satış gününde Vakıfbank hesabından 50.000,00 TL çektiğinin hesap özetinden anlaşıldığı,davacı, dava dışı Serkan Özel ile ilgili...
Mahkemece, toplanan delillere göre taraflar arasında araç satımını konu alan satım sözleşmesi gereğince davacı tarafça davalı tarafa verilen 2.000 TL'lik bononun satım sözleşmesinin sona ermesine karşın davalı tarafça iade edilmediği ve Malatya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/101 E. Sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre senet üzerinde tahrifat yapıldığı ve 2.000 TL olan senedin kuruş hanesinin silindiği, 6.000 TL bedel yazılarak takibe konulduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, Malatya 7. İcra Müdürlüğünün 2010/1227 esas sayılı takip dosyasına konu olan 6.000,00 TL bedelli senetten dolayı (yapılan 2.000 TL'lik takipte) davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konulan 2.000 TL'lik senet bedelinin % 40'ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Araç maliki ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince sürücünün ağır kusuru veya alkollü olması sonucu zarara neden olduğu takdirde, sigortacı kendi akidine rücu hakkına sahiptir. Somut olayda Üsmen Oto Alım Satım Kiralama Nakliye Gıda T3 aracı uzun süreli kiralayan olarak işleten sıfatına haiz ise de, sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığından sözleşmenin tarafı olan araç maliki davalı hakkında davanın açılması doğru olup ilk derece mahkemesi tarafından davanın husumetten reddine karar verilmesi isabetli değildir. Hal böyle olunca da, davacı vekilinin açıklanan hususlarda ki istinaf isteminin kabulü ile kararın HMK'nın 353/1- a/4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dava dosyasının işin esasına girilerek bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Araç satış sözleşmesinin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389/1.maddesi,"Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." şeklindedir. Dava, 34 XX 320 plaka sayılı aracın davalıya satışına ilişkin araç satış sözleşmesinin iptali davasıdır. Sözleşmenin konusu araçtır. Tedbir uyuşmazlık konusu hakkında verilmiştir. Anılan madde kapsamında ilk derece mahkemesince verilen karar yerindedir. Sonuç olarak: Davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
a devredilen araçla harici satım sözleşmesine konu araç arasında tanık anlatımlarıyla bağlantı kurulduğunu, davalının, borcunu ödediğini kesin delillerle ispatlayamadığını belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, harici satış sözleşmesiyle satıldığı iddia olunan aracın satış bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun "Araçların satış, devir ve tescili ile bu işlemlerle ilgili yetki ve sorumluluk" başlıklı 20 nci maddesi, 2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK. 3....
Davalı vekili, duruşmada ve yazılı beyanlarında taraflar arasında araç alım satımı hususunda görüşme olduğunu, ancak tasarı şeklinde kaldığını, herhangi araç teslimi yapılmadığını, zamanaşımının da gerçekleştiğini, davalının takibe itirazının vasıflı ikrar niteliğinde olduğunu, bu nedenle bölünemeyeceğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının araç satış sözleşmesini ispat etmesi gerektiğini, araç alım satımının ancak noter marifetiyle yapılabileceğini belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12.05.2022 NUMARASI : 2021/707 ESAS - 2022/210 KARAR DAVA KONUSU : Araç Satış Sözleşmesinin İptali (Muvazaa Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....