Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylelikle , kaza tarihi itibariyle yabancı uyruklu kişinin ... makamlarından aldığı ehliyet ile kaza tarihi olan ... tarihinde ülkemizde araç kullanma hakkına sahip olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; ... plakalı araca ilişkin olarak kaza tarihi itibariyle davalı şirket ile yabancı uyruklu kişi arasında motorlu araç işleten sıfatının değişmesi sonucunu doğuracak kira sözleşmesinin bulunmadığı ,anlaşılmakla , husumet itirazı dikkate alınmamıştır. Dava kapsamından; trafik kazasının, ... plakalı aracın sürücüsü olan yabancı uyruklu kişinin sola dönüş kurallarına riayet etmemesi ve ... plakalı aracın sürücünün ise kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmamak kuralına riayet etmemesi nedeniyle meydana geldiği ve böylelikle her iki araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve bu nedenle ... plakalı aracın sürücüsü olan yabancı uyruklu kişinin Karayolları ZMSS Genel Şartları B-4 'Dde belirtilen şekilde trafik kazasının meydana gelmesinde ağır kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır....

    Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduğunu, kazaya karışan araç kendisine ait olsa da; kazanın meydana gelişinde kendisinin bir kusurunun bulunmadığını, keza araç sürücüsü .........'ın da kusursuz olduğunu, olay önceki söz konusu aracı ...'a sattığını, buna ilişkin satış sözleşmesinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, araç sürücüsünün alkollü ve tamamen kusurlu olması nedeni ile araç maliki davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminata dair açılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, Noterden resmi olarak yapılan araç satış sözleşmesinin iptali ile mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19., 46. veya 57. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında davacıya ait ... marka aracın 752.000,00 TL bedelle davalıya satışı hususunda 13/02/2015 tarihli noter araç satış sözleşmesinin düzenlendiğini, davacının sözleşmeye uygun olarak aracı davalıya teslim ettiğini ve 752.000,00 TL bedelli faturanın tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, davalının satış bedelinin 400.000,00 TL'lik kısmını banka havalesi ile ödediği halde fatura bedelinin bakiyesi 352.000,00 TL'nin ödenmemesi nedeniyle başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının aracın satış bedelini aldığını resmi senet niteliğindeki noter satış sözleşmesinde beyan ettiğini, bunun aksini yine resmi senet niteliğinde bir belge ile ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde vekaletin yok hükmünde olduğunun tespiti ile araç satış sözleşmesinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm dahili davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2,75 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 03/10/2012 günü oybirliğiyle karar verildi....

          rehni sözleşmesine dayandığını ancak, yukarıda belirtildiği üzere, bu rehin kaldırılmış olup, halihazırda mevcut bile olmadığını, kaldı ki, işbu rehin sözleşmesi bir borcun karşılığı olarak değil, araç mülkiyetinin naklinin, bir başka deyişle, araç satışının teminatı olarak konulduğunu dolayısı ile, iddia olunan araç rehni sözleşmesinin yapılmış olması başlı başına müvekkili davacı tarafa gerçek bir borcu olduğunu göstermediğini, işbu rehin sözleşmesinin araç mülkiyetinin naklinin teminatı olarak yapıldığı ve müvekkili davacı tarafa gerçekte hiçbir borcunun bulunmadığı, Bursa 13....

            Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir....

              Davacı taraf her ne kadar 19 Mayıs Noterliğinin 02/07/2020 tarihli araç satış sözleşmesinin iptali ile 34 XX 491 plakalı aracın davacı tescil edilmesini talep etmiş ise de; trafiğe tescil işlemi idari işlem olduğundan ve idareyi zorlayıcı karar verilemeyeceğinden tescil istemi yönünden bir karar verilemez ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince noterde yapılan kati satış sözleşmesinin iptaline ve mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. (Yargıtay 13. HD 2014/536 Esas- 2014/15499 Karar sayılı ilamı.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz, davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile aralarında uzun dönem araç kiralama sözleşmesi düzenlendiğini, kira sözleşmesinin 10/c maddesi uyarınca; haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeyi fesheden ya da kusuru ile sözleşmenin feshine sebep olan tarafın, kalan süreye karşılık gelen kira bedelinin yarısı kadar meblağı karşı tarafa cezai şart bedeli olarak ödeyeceğinin ve bu tutarın 6 aylık kira bedelinden az, bir yıllık kira bedelinden fazla olamayacağının kararlaştırıldığını; sözleşmeye konu her bir aracın aylık kira bedelinin...

                , Vinçli, Kasalı Üst Yapılı araç....

                  UYAP Entegrasyonu