Dava, çalınan ve sigortaca sigorta tazminatı ödenmiş bulunan aracın sonradan bulunması halinde sigortaca aracın mülkiyetinin tespiti istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı davalıya ait aracın kasko sigortacısı olup çalınan aracın bedelini ödedikten sonra aracın bulunduğunu, araç kaydı üzerinde bulunan hacizler nedeniyle aracın mülkiyetinin devir işleminin yapılamadığını belirterek tespit ve tescil talebinde bulunmuştur. Aracın çalınmasından sonra bulunma tarihine kadar araç kaydı üzerine hacizler konulduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istenmesi üzerine davasının yapılan yargılması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Dairemizin 29/11/2018 gün 2016/8573 E. 2018/7448 K. sayılı ilamında; “Mahkemece, aracı en son elinde bulunduran davalı ...’nin iyiniyetli olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davacının isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme doğru değildir. Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Bu durumda, davalı ... karine gereği iyiniyetli olduğu varsayılmalıdır. Davacı, davalı ...’ın kötüniyetli olduğunu iddia ettiğinden bu durumu davacının ispat etmesi gerekir. Mahkemenin ispat yükünü davalıya yüklemesi doğru görülmemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen yetkisizlik kararının isabetli olduğunu, araç mülkiyet tespiti ve tescili konulu davada genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davacının Anadolu Adliyesi İş Mahkemelerinde açtığın davaların bulunduğunun doğru olduğunu, iş davalarında işin yapıldığı yerdeki iş mahkemelerinin davaya bakmaya yetkilerinin bulunduğunu ancak bu durumun davacı tarafa kendileri ile olan tüm uyuşmazlıklarda da Anadolu Adliyelerinde dava açabilme şeklinde bir hak tanımadığını aksinin kabulü halinde kanunilik ilkesinin bir anlamının kalmayacağını, davacının her yönü ile inançlı işlem iddiası ile açtığı davasını haksız fiil kapsamına sokup yetki hükümlerinden yararlanmaya çalışmasının da kötüniyet olduğunu, bu nedenle istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili talebine ilişkindir....
Son olarak tescil, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karar olacağından, adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemeyeceğinden araç mülkiyetinin tespitine karar vermekle yetinilmiştir gerekçesiyle '...34 XX 942 plaka numaralı aracın mülkiyetinin davacı T1 olduğunun tespitine, Araç tescilinin iptali ve yeniden tescil isteminde bulunmak idari nitelikte bir işlem olduğundan davacının bu yöndeki taleplerinin reddine,34 XX 942 plaka numaralı aracın mülkiyetinin davacı T1 olduğunun tespitine, araç tescilinin iptali ve yeniden tescil isteminde bulunmak idari nitelikte bir işlem olduğundan davacının bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı T3 vekili istinaf talebinde bulunmuştur....
Taraflar arasındaki inançlı işleme dayalı araç mülkiyetinin tespiti ve tescili, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü; Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2021 NUMARASI : 2020/640 ESAS DAVA KONUSU : ARAÇ MÜLKİYETİNİN TESPİTİ KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davacıların taşıt kredisi çekemedikleri için davalı ile anlaşarak onun adına taşıt kredisi çekmek suretiyle bir araç satın aldıklarını, bu yüzden aracın davalı adına tescil gördüğünü, taraflar arasındaki inançlı işleme göre kredi borcunun ödenmesinden sonra aracın davalı tarafından davacılara devredileceğini, ancak davalının aracın devrinden kaçındığını, söz konusu araç bedelinin ve kredi borçlarının davacılar tarafından ödendiğini belirterek, dava konusu aracın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespit ve tescili ile davalıya fazla ödenen bedellerin davacılara iadesine, bu mümkün görülmediği...
Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin ve belediye hat ruhsatının tespiti davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 07/05/2013 gün ve 2012/10488-2013/8233 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Yargıtay onama kararında, dosyadaki yazılara, delillere ve gerektirici nedenlere göre yerel mahkeme kararının doğru olduğu, bu açıdan temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığı vurgulanmıştır. Mahkeme gerekçesinin benimsendiği açıklandığına göre onun yinelenerek yazılmasına gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 10/09/2014 gün ve 2014/9052-2014/11578 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 248.00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 16/04/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti, tescilin iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 27/05/2019 gün ve 2018/901-2019/3088 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
aralarındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davası hakkında Ankara 4.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.12.2008 gün ve 2687/2817 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2009 yılı için 1.250 TL'dir. Temyize konu edilen miktarın 800 TL olması nedeniyle 30.12.2008 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....