Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

motor olduğu da göz önüne alındığında; söz konusu arıza sebebi ile teknik olarak aracın değişimi şartlarının oluştuğunu, dava konusu araçta imalat kaynaklı ayıp bulunduğunu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu bildirmiştir....

    cinsli 2015 model .......... plakalı aracın satın alındığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamakta olup; davacı tarafça bu aracın davalıdan resmi satış sözleşmesinde gösterilen 46.000,00 TL'ye değil aslında 58.000,00 TL'ye satın aldıklarını, aracın arızalanması üzerine ......... yetkili servisine götürdüklerinde aracın gizli ayıplı olduğunu öğrendiklerini ileri sürerek satış bedelinde indirim talep ettikleri anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ise, aracın kilometresi ile oynanma olmadığını, aracın beyni ile oynanmış ise bunun kendi mülkiyetlerinde gerçekleşmediğini, 3 aylık garanti süresinin dolduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür....

      Dosya kapsamı içeriğinden ve özellikle de davacının dava dilekçesindeki anlatımları ve işbu dilekçesinin sonuç kısmı dikkate alındığında davacının somut olaydaki talebinin ayıplı araç satımı nedeniyle bedelde indirim istemine yönelik olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, satış tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 227.maddesi hükmüne göre; alıcı, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme veya ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme haklarına sahiptir. Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak dava konusu araçta hasar ve değer kaybı oluştuğu belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından ötenden beri benimsenip uygulanan gelen ve "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi dikkate alınarak satış bedeline ilişkin indirim bedelinin hesaplanması gerekmektedir....

      Yapılan inceleme sonucunda davanın gizli ayıp nedeniyle öncelikle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi olmadığı takdirde ayıp oranında indirim istemine ilişkin olduğu anlaşılmış olup alınan bilirkişi raporu ile aracın kilometresinin değiştirildiğinin anlaşıldığı, araç satışlarında yapılan kilometre değişikliklerinin ise gizli ayıp olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi yapılan değişikliğin gizli ayıp olduğu, satıcının TBK'nın 219. maddesi gereği bu ayıptan sorumlu olduğu, davacının ödediği bedel ile rayiç bedel arasında çok fazla fark bulunmadığı bu nedenle bedel iadesi talebinin reddi, davacının değer farkından dolayı uğradığı zararın tazmini (satış bedelinde indirim) yönündeki kararı istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılması kuralına göre yerindedir. İlk derece mahkemesinin hüküm kurarken ilk talebinin reddine terditli talebin kabulüne şeklinde karar vermesi gerekirken davanın kısmen kabulüne şeklinde karar vermiştir....

      den satın aldığını, satın alınan aracın ilk andan itibaren çeşitli bölgelerinde sürekli olarak arızalar meydana geldiğini, meydana gelen arızalar nedeniyle aracın sürekli yetkili servise bırakıldığını, aracın günlerce serviste kaldığını ve araçta sürekli olarak parça değişim, tamir ve onarım yapıldığını, her seferinde sorunun halledildiği ve aracın sorunsuz olarak çalıştığı iddia edilerek aracın teslim edildiğini, müvekkilinin sıkıntıların üretim hatasından kaynaklandığını defaatle beyan ettiğini, servis tarafından bu iddiaların göz ardı edildiğini, müvekkili için aracın kullanımının imkansız ve katlanılmaz bir hal aldığını, üretim hatası olduğu belirtildiği ve misli ile değişim istenen 19/09/2019 tarihli ihtarnamenin davalılara gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen aradan geçen süreye rağmen herhangi bir dönüş olmadığını beyan ederek, aracın ayıpsız emsali ile değiştirilmesini, değişimin mümkün olmaması halinde satış tarihindeki mevcut piyasa değerinin tespit edilmesini ve karar...

        Davalı vekili, davacı tarafın, TTK. 25. maddesinde belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, aracın ayıplı olduğu iddiasının doğru olmadığını, aracın iki defa servise gittiğini, garanti kapsamında onarımının yapıldığını, her iki onarımın da farklı arızalardan kaynaklandığını, esasen davacının onarım hakkını tercih ettiğini bildirerek, davanın reddini talep etmiştir....

          Diğer taraftan her ne kadar davalı aracın piyasa değerinin altında satıldığını iddia etmişse de Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre aracın fiyatının muadillerinden düşük olmasının alıcının araçtaki ayıp ve hasarı bildiği anlamına gelmeyeceğinden bu savunmaya da itibar edilmemiştir. Davalı taraf her ne kadar araç üzerinde keşif yapılmadan rapor düzenlendiğini iddia etmişse de aracın tamir ettirildikten sonra dava dışı 3. Kişiye satılmış olması ve 3. Kişinin davada taraf olmaması karşısında keşif yapılması mümkün olmadığından, dosyada mübrez tamir kayıtları , satış öncesi düzenlenmiş ... tarihli ekspertiz raporu, ... tarihli uzman görüşü ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu aracın, davacıya bildirilmeyen satış tarihinden önceki motor arızasından kaynaklanan ayıbı nedeniyle ...-TL'ye onarımın yapılabileceği ve davacının bunu istemekte haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; malın ayıplı olmasından kaynaklı aracın misli ile değiştirilmesi yerinde görülmez ise bedelin iadesi aksi halde ayıp oranında bedelden indirim yapılması ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11 inci maddesi. 2. 13.06.2014 tarihli ve 29029 sayılı ... Belgesi Yönetmeliği'nin 9 uncu maddesi. 3....

              e nakledildiğini; bu hususta davalıyı arayarak bildirimde bulunduğunu; ancak, davalının arızayı gidermeye yanaşmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de netice alınamadığını, tamirat bedelini ödemek zorunda kaldığını; tespit yaptırdığını ve bu dosya kapsamında alınan raporda araçtaki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirildiğini, aynı bilirkişi tarafından tamir bedeli olarak 57.407,00 TL hesaplama yapıldığını, ayrıca bu dosyaya 1.537,10 TL masraf ödendiğini, araç serviste olduğu sürece kullanılamadığı için kazanç kaybı oluştuğunu belirterek; tamir bedeli olarak tespit edilen 57.407,00 TL'nin kaybın ortaya çıktığı 16/09/2019 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte, kazanç kaybı olarak 1.000,00 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Taraflarından sıfır olarak alınan dava konusu aracın alındığı günden bu yana arıza verdiği, bilirkişi raporunda da tespit edilen arızaların mevcut olduğunu, Aracın bu haliyle kullanımının mümkün olmadığı her iki rapor ile de sabit olmasına rağmen yerel mahkeme tamir olmayan aracın onarımına karar vermesi, sorunun çözümüne yönelik bir karar olmamıştır. gerekçeli kararında; aracın gizli ayıplı olduğu ve aracın mevcut haliyle kullanılamayacağı, kullanıldığında daha ağır arızalar vereceğini tespit edildiğini, dava, aracın arızalarının davalılar tarafından giderilememesi ve aracın kullanılamaması nedeniyle açıldığını, davalı şirket bu arızayı aleni şekilde servis formlara yazmış, arızayı kabul etmiş ancak mahkeme tüm bu yazılı verileri göz ardı ederek tüketiciyi zarara uğratan şekilde karar tesis etmiştir. bu nedenlerle Mersin 2....

                UYAP Entegrasyonu