Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, tehdit HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü; 1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 01/10/2013 tarih, 2012/11-1304 esas, 2013/397 sayılı kararında da belirtildiği üzere yargılama gideri hüküm niteliğinde olmayıp, hükme bağlı tamamlayıcı bir parça olarak kabul edildiğinden, kanun yolu açısından asıl hükmün bağlı olduğu kurallara tabi olduğu gibi, yalnızca vekalet ücreti ile sınırlı bir temyiz başvurusunun yapıldığı durumlarda da, temyiz edilebilirlik sınırı olarak HUMK'nın 427. maddesindeki düzenleme belirleyici olmayacak ve asıl hükmün tabi olduğu temyiz edilebilirlik ölçüsü esas alınacaktır....

    Tür ve miktarı itibarıyla kesin olan kararlara karşı, suç vasfına yönelik temyiz bulunması halinde dosyanın Yargıtay’ca bu yönden incelenmesinin olanaklı olduğu ve sanık hakkında ön ödeme nedeniyle verilen düşme kararına ilişkin katılan vekilinin temyiz isteminin, eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, suçun vasfına da yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2012 tarihli 2011/3-222 Esas ve 2012/5 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme hükümleri de 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırının 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibarıyla halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, önödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını tayin edeceği; 14.04.2011 tarihli ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6217...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5809 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM :Sanık hakkındaki kamu davalarının ön ödeme nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarihli ve 2011/3-421 esas, 2012/34 karar, 31.01.2012 tarihli, 2011/3-222 esas ve 2012/5 karar sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme kararları da 5271 sayılı CMK'nun 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibarıyla halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, ön ödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını belirleyeceği, 14.04.2011 tarihli...

        esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını belirleyeceği cihetle; 14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırının 14.04.2011 tarihinden itibaren 3000 TL'ye çıkartılmış olması nedeniyle sanık hakkında 5809 sayılı yasaya muhalefet suçundan ön ödemeye esas alınan 1.280,00 TL'nin miktarı itibarıyla belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 18.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İcra Müdürlüğünün 2018/4576 esas sayılı dosyasından icra müdürlüğünce, ihale ile satılan evin satışından sonra kalan miktarın, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasından dolayı borçlu ile aile konutu şerhi koyan Safiye Aygül arasında eşit paylaştırılmasına karar verildiğini, karara itiraz ettiğini, aile konutu şerhi koyan Safiye Aygül ile Kocaeli Aile Mahkemesinin 2019/407 esas sayılı kararı ile boşandıklarını, 24/09/2019 tarihinde boşanma kararının kesinleştiğini, mahkeme kararında tedbir kararı verilmediğini, evin ihale ile satışının boşanma meydana geldikten sonra gerçekleştiğini, buna rağmen ihale bedelinden artan miktarın yarının Safiye Aygül'e verilmesi kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Niğde İcra Hukuk ve İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ihalenin feshi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin 09.07.2010 günlü görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp, kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. Yargı yeri belirlenebilmesi için, her iki kararın da temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması gerektiğinden öncelikle, anılan kararın tebliğe çıkartılıp temyiz edilmesi halinde dosyanın Yargıtay ilgili hukuk dairesine, temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde kesinleşme şerhi verildikten sonra yargı yeri belirlenmesi için Daire'ye gönderilmesi gerekmektedir....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2021 NUMARASI : 2021/257 E. 2021/559K. DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 12.02.2021 tarihli, 2018/221 Esas ve 2021/143 Karar sayılı Müdahalenin Meni ve Taşınmazın Boş olarak Teslimi kararı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahsili amacı ile İstanbul 37. İcra Müdürlüğü' nün 2021/13855 Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, İcra Müdürlüğünün 29.05.2021 tarihli kararı ile İstanbul 7....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- İncelenmesi gerekli bulunduğundan; 1.... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/736 takip sayılı dosyasının aslının ya da onaylı örneğinin tüm belgeleri ile noksansız olarak, 2. ... 4. İcra Müdürlüğü’nün 2007/10787 Esas sayılı dosyasının aslının ya da onaylı örneğinin tüm belgeleri ile noksansız olarak, 3. ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2008 gün, 2008/1000-9050 sayılı kararının kesinleşme şerhi içeren onaylı bir örneğinin, 4.Davacı Mim Mühendislik İnşaat ...nin ve borçlu ... Teknik San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ilk kuruluşundan günümüze değin tüm faaliyet adresleri ile ortaklarını gösterir ticaret sicil kayıt örneklerinin, 5.......

              Davacı, Yenimahalle, Çayyolu 233 parsel sayılı taşınmaz kaydına Gölbaşı İcra Müdürlüğünün 2006/269 sayılı icra takip dosyası nedeniyle 10.04.2007 tarihinde yazılan yazı gereği 19.04.2007 tarih 5321 yevmiye ile haciz şerhi işlendiğini, taşınmazın hükmen adına tescil edildiğini, önceki malik davalı ...'ın diğer davalı ... ile gerçekte olmayan borç ilişkisine girdiğini ve kendisini zararlandırmak kastıyla haciz şerhi koydurtduğunu ileri sürerek, taşınmazın hükmen adına tescil edilmesi nedeniyle kayıttaki haciz şerhinin terkinini istemiştir. Mahkemece, tensiple birlikte davacının isteminin hacizde istihkak iddiasına dayalı olduğu, İcra İflas Kanununun 96. ve 97. maddeleri uyarınca istihkak davası açabileceği, bu davalar içinde icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

                İlk derece mahkemesince, ihtiyari arabuluculukta anlaşma sağlandığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince özetle, ihtiyari arabuluculuk tutanağında her kalem alacak için tam olarak ne miktarda anlaşma sağlandığının belirtilmediği, tüm alacak kalemleri sayılarak toplam miktarın belirtildiği, belirtilen toplam miktarın ancak kıdem ve ihbar tazminatı ile 40 günlük maaşına tekabül ettiğini, davacının imzaladığı ibranamenin de yasal koşulları tanımaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; Taraflar arasında, ihtiyari arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılan hallerde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında dava açılıp açılamayacağı ihtilaf konusudur....

                UYAP Entegrasyonu