"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.12.2012 tarih, 2011/3-222 esas ve 2012/5, 25.09.2007 tarih ve 194-189, 27.12.2005 tarih ve 121-171 ile 16.12.1997 tarih ve 307-318 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme kararları da 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibariyle halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, ön ödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını belirleyeceği cihetle; 14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik...
sınırı olarak HUMK'nın 427. maddesindeki düzenlemenin belirleyici olmayacağı ve asıl hükmün tabi olduğu temyiz edilebilirlik ölçüsünün esas alınacağı anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 02.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğinden; davacının icra alacaklısı olarak başlattığı icra takibinde icra borçlusu adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmaza haciz şerhi koydurarak satışa çıkardığı, başkaca ihale alıcısı çıkmadığından bir kısım alacağına mahsuben 9100TL bedelle satın aldığı, ancak aynı taşınmazın 30/1/2004 tarihinde ...' a satılıp tescil edildiği satış kaydının tapu sicilinden düşülmemesi nedeniyle önceki kaydın açık kaldığı mükerrer kayda sebep vermemek için tescil işleminin yapılamadığı, davacı tarafından başlatılan icra takibinin de devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacının, taşınmazı 18/9/2006 tarihli icra satışında bir kısım icra alacağına mahsuben satın aldığı, daha önceki satışın 30/1/2004 tarihinde olduğu gözetildiğinde önceki satışın tapuya işlenmesi durumunda davacının taşınmaza haciz şerhi koyduramayacağı anlaşılmaktadır. Buna göre; davacının, haciz şerhi koyduramayacağı taşınmazı ihale yoluyla satışa çıkarması ve satın alabilmesi de mümkün görülmemektedir....
icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tarihinden itibaren davalılardan tahsiline ve ayrıca %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalılar vekili, davalılar vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın dava konusu kararlar bakımından tenfiz edilebilme şartlarının oluştuğuna ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, tenfizi talep edilen hakem kararının henüz kesinleşmediği gibi icra edilebilirlik şerhi de söz konusu olmadığını, yabancı hakem kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi ile ilgili temel mevzuat olan 5718 sayılı milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku hakkındaki kanun olduğunu, tenfiz talebi için öncelikle MÖHUK 60 ve devamı maddelerinde yer alan düzenlemelerdeki şartların yerine getirilmesi gerektiğini, hakem kararının tenfizi için dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeler tek tek sayılmış olup, kanun metninde yer alan tenfiz talebi ile birlikte sunulması gereken belgelerin davacı tarafından dosyaya sunulmadığını, davacı yanca kesinleştiği belirtilen tenfize konu hakem kararı müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini...
İhtiyari arabuluculuğa ilişkin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (6325 sayılı Kanun), 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) arabuluculuğa ilişkin düzenlemeleri ve 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 35 inci maddesi uyuşmazlığa uygulanacak kanun maddelerimizdir. 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin dördüncü fıkrasına göre “Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.”...
İcra Müdürlüğünün 2019/4945 takip numarası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlattığı ve borçlunun vefat ettiğinin anlaşılması üzerine icra müdürlüğünden veraset yetki belgesi alıp müteveffanın eşi olan Nevin Kuzgun ve kızları diğer davacılar İrem Su ve T3 16/07/20119 tarihinde ödeme emri gönderildiği, ödeme emrine davacılar tarafından itiraz edilmemesi üzerine, öğretmen olan davacı Nevin Kuzgun'un hem maaşının 1/4'üne haciz konulduğu hem de 34 XX 240 plakalı aracına haciz şerhi konulduğu, davacıların Sakarya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1079 Esas 2019/751 Karar sayılı kararı ile murisin mirasını reddettikleri bu nedenle de murisin borcundan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı belirtilerek, davacıların Sakarya 2....
Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2015 tarihli kararı ile mühür bozma suçundan TCK’nın 203/1,62,52 maddeleri ile doğrudan 3.000.TL adli para cezasına hükmedilmiş olup bu miktarın temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu açıktır. Sayın çoğunluk, Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin aleyhe olup, 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesinin 3. fıkrasına göre; “tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur” düzenlemesi uyarınca tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında hapis cezası uygulanması gerekirken para cezasının uygulanması sureti ile yanılgılı uygulama nedeniyle hükmün temyiz edilebilirlik niteliğinin bulunduğu görüşündedir....
Hükmün davacı koca tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 04.03.2014 tarih 2013/21777 esas, 2014/4613 karar sayılı ilamı ile hüküm, ipoteğin kaldırılması talebinin reddi yönünden onanmış, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, bu sebeple aile konutu şerhi konulması talebinin kabulü gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Davalı banka, karar düzeltme talep ederek, dava konusu taşınmazın cebri icra ile davalı bankaya ihale edildiğini ve şerh konulmasında hukuki yarar kalmadığını ve davanın konusuz kaldığını belirterek, bozma kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İade kararı sonrası dosya içine alınan .... 3.İcra Dairesi'nin 2010/6002 sayılı dosyasından da; ipotek tesis edilen taşınmazın 30.05.2013 tarihinde cebri icra ile satıldığı ve satışın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile mülkiyet alıcıya geçmiştir (TMK. m.705/2)....