DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari araç satışına ilişkin akdi ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği araç bedeline ilişkin 70.000,00 TL tutarındaki borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, alacağın fatura borcundan kaynaklandığını, davalının grup şirketlerinden ......
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; taraflar arasında yazılı ya da sözlü bir araç alım-satım sözleşmesi yapılmadığını, davacıyı hiç bir şekilde tanımadığını, herhangi bir şekilde de iletişimlerinin olmadığını, hesaba gönderilen paranın, araç bedeli olarak gönderildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının 03.09.2019 günü davalının hesabına gönderdiği tüm parayı dava dışı ......isimli kişi ile yaptığı araç alım satım anlaşması gereğince, bu kişinin bildirdiği hesaplara aktarıldığını, hesabının yalnızca ......e para aktarılması için kullanıldığını, davacı tarafın davalı ile arasında yapıldığını iddia ettiği araç satım sözleşmesinin varlığını ve söz konusu paranın bu nedenle davalıya gönderildiği iddiasını ispat etmesi gerektiğini, bu iddianın ispatı ile yazılı delil ve belge ile mümkün olduğunu, ispat yükünün davacı tarafa düştüğünü, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile tesis edilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar...
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin iptali nedeniyle satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, satıma konu aracın kamyonet olup ticari araç olması nedeniyle uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise tarafların tacir sıfatı bulunmayıp uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2019 NUMARASI : 2017/196 ESAS - 2019/93 KARAR DAVA KONUSU : ARAÇ MÜLKİYETİNİN TESPİTİ, NOTER SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ VE TESCİL KARAR : Manavgat 3....
Hükmüne uyulan Dairemiz Bozma ilamında “..Davacı taraf muvazaalı kira sözleşmesi şeklinde düzenlenen satım sözleşmesine istinaden davalıya verdiği bonoların bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve ödenen bono bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Dava konusu bonolar davacı şirket tarafından davalı ... lehine keşide edilmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde davacı tarafından yapılan ödemelerin davacı ile dava dışı .... arasındaki araç satım sözleşmesine istinaden yapılan ödemeler ile araç kira ücretine ilişkin ödemeler olduğu iddia edilmiş, dava dışı .... ile davalı şirket arasındaki Volvo marka çekici konulu araç satım sözleşmesinin incelenmesinden ise satım bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacı ve davalı iddiaları üzerinde yeterince durulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denmektedir....
Bu durumda taraflar arasında alışkanlık haline gelmiş şekilde kurulmuş bir satım ilişkisinden bahsedilmesi mümkün değildir.Dolasıyla davacının davalı ile aralarında satım akdi kurulduğu yönündeki iddiası mahkememizce yerinde görülmemiştir, satım akdi kurulmadığından Milletlerarası Anlaşma hükümlerinin uygulanmasına da gidilmemiştir." gerekçesinin hatalı olduğunu, Viyana sözleşmesinin 11. Maddesinde satım sözleşmesinin kurulması veya ispatının yazılı olmak zorunda olmadığının, 15. Maddesinde icabın muhatabına varması ile hükümlerini doğuracağının belirtildiğini, davalı şirket yetkililerinin mailleri ile icabın varlığının kanıtlandığını, sözleşmenin 18 ve 23....
Somut olayda; davacı taraf davalı ile yaptığı harici araç sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bir kısmını, aracı davalıya teslim etmesine rağmen davalıdan tahsil edemediğini, davalının aracı kullanması nedeniyle kullanım bedelini talep ettiğini belirterek itirazın iptali talebinde bulunmuş, davalı da, beyanlarında davalının resmi devre yanaşmadığı, bakiye bedeli de ödemek istemine rağmen davacının satış bedelini kabul etmediğini, kendisinin iyi niyetli zilyet olduğundan kullanım nedeniyle tazminat bedelinden sorumlu olmadığını,taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kira sözleşmesi olmayıp harici araç satış sözleşmesi olduğunu beyan etmiştir. Taraflar arasında araç harici satım sözleşmesi bulunduğu hususu iki tarafın da kabulündedir....
Mahkemece 2918 sayılı KTK'nun 20/d maddesi uyarınca harici araç satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve davalılar temyiz dilekçelerinde takasa konu edilen Toros marka aracın resmi satışının verilmediğini savunarak bu araç bedeline ilişkin olarak araştırma ve inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmişlerdir. Taraflar arasındaki anlaşma gereğince takasa konu edilen Toros marka aracın mülkiyeti davalılara devredilmedikçe davacının bu araç bedelini talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. O halde mahkemece anılan aracın akibeti yönünden araştırma ve inceleme yapılarak bu araç bedeliyle ilgili talep yönünden varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı vekili savunmasında araç bedelinin ödenmiş olmasına rağmen, araç üzerinde hacizler bulunduğundan davacının aracın devrini sağlayamadığını, bunun üzerine teminat bonosunun icra takibine konulduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, resmi şekilde yapılmayan araç alım satım sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalının ödediği araç bedelinin teminatı olan bonoyu icra takibine koymakta haklı olduğu ancak işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında araç alım satım sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olup mahkemenin bu yöndeki kabulü doğrudur. Ne var ki geçersiz sözleşmede herkes aldığını iade eder. Bir başka anlatımla davacı tahsil ettiği araç bedelini geri verecek, davalı alıcı da kendisine teslim edilmiş olan aracı teslim aldığı şekilde iade edecektir....
DAVA: Dava, ticari satım kapsamında zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan maddi tazminat alacağına ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. DELİLLER: -Bakırköy ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası sureti, -Araç satış sözleşmesi, gümrük bildirimi, ödeme dekontu, -İzmir ... İcra Dairesinin ... sayılı dosya sureti, -İzmir Emniyet Müdürlüğünün 11/03/2021 tarihli yazısı, -Yeşilköy Gümrük Müdürlüğünün 15/06/2021 tarihli yazısı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 214/1 maddesi,"Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur." şeklindedir....