Araç koltuk durumundaki değişiklikten satım aşamasında bilgi sahibi olduk. Satım aşamasına kadar kullanım aşamasında herhangi bir durum farketmedik." şeklinde beyanda bulunmuştur. GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen araç satım sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edilen araçların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek araç bedellerinin iadesine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu; satılan araçlar ile ilgili normalde yolcu kapasitesinin 36 olduğu araçların geçici tescil belgesinde yolcu taşıma kapasitesinin fazla gösterilmesinden kaynaklı ayıp olup olmadığı, ayıba ilişkin iddianın süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir....
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; dava dosyası kapsamındaki delil ve belgeler, galericilik yapan dava dışı 3. kişilere davalı tarafından araç satışı için kazadan önce verilen özel vekaletnamenin kapsamı, galericilerin tanık sıfatıyla verdikleri beyanlar ve zarar gören çocuğun ailesinin ceza soruşturması kapsamındaki beyanları da dikkate alınarak davalının araç işleteni sıfatının bulunduğu zamanda davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi; Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nün iki ayrı tarihte verdiği cevaplar arasındaki çelişki giderilerek, aracın kazadan önce hurdaya ayrılmış araç olup olmadığı ve trafik sigortası yaptırma zorunluluğu kapsamındaki araç olup olmadığı üzerinde de durulmak suretiyle davacının rücu hakkının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin araç kiralama işleri ve otokoç-1 Mod markaları ile Türkiye'de 0 ve 2.el araç alım-satım işleri yapan firma olduğunu, davalının müvekkil firmadan 0 km araç satın aldığını ve aracın kendisine teslim edildiğini, satıcı firma aynı zamanda kasko ve sigorta hizmeti verdiğinden davalıya satılan araç kaza yapmış olmakla, aracın tamiri müddetince davalıya ikame bir araç verildiğini ve ikame araç sözleşmesi düzenlendiğini, bu ikame araç kullanım sözleşmesinin kira sözleşmesi olmadığını, işte ikame araç sözleşmesi ile davalıya teslim edilen aracın ağır hasarlı olarak müvekkili şirkete iade edilmesi nedeniyle 34 XX 688 plakalı ikame araçtaki hasar bedelinin tahsili için davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının itirazı haksız olduğundan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Nitekim mahkemece de icra müdürlüğünün araç değer tespitine yönelik kararının iptali ile araç değerinin 50.000,00- TL olarak tespitine karar verilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı ... vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının hakkında açılan davayı müvekkiline ihbar etmediğini, aracın satım bedelinin istenemeyeceğini, ancak kullanım süresinde elde edilen yarar hesaplanarak bir bedel istenebileceğini, pert kaydının aracaın davacıda bulunduğu tarihte oluşan hasardan sonra konulduğunu ce sigortadan bedel alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davacıya aracı alırken pert kaydı ile ilgili bilgi verilmediği, hakkında açılan dava ile öğrendiği, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacıya 03.03.2008 tarihinde yapılan araç satış sözleşmesinin feshinin haklı olduğunun tespitine, dava konusu aracaın davalı ...’a teslimi ile davacı tarafından ödenen bedelin aracın teslimi tarihinden itibaren yasal faizi ile davacıya ödenmesine ve davalı ...Ş. yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir....
-TL.ye karşılık) ... plakalı aracı haricen satım ve teslim aldığını, sözleşmede alıcının en geç 3 ay içinde haricen satın alınan otonun devrini almakla yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, ancak aracın 22.12.2003 tarihli Noter Kati Satış Sözleşmesi ile resmi satışının verilebildiğini, otonun trafiğe tescili için müracaat edildiğinde araç üzerinde harici satım tarihinden kısa bir süre sonra hacizler olduğunun görüldüğünü, araç ruhsatında ve ön satım sözleşmesinde hacizlerin görünmediğini, bu suretle davalıların davacıya ayıplı mal satımının söz konusu olduğunu belirterek davalılara ödenen 9.000.000.000.-TL.nin 15.01.2003 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile tahsilline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davacının istemi üzerine kati satışın ertelendiğini, aracın halen davacı elinde bulunduğunu, hacizlerden haberi olduğunu, aracın kati satışının zorlama ile davacıya verildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava,taraflar arasındaki araç satışı işlemi sonrasında, davalı tarafından satılan araca el konulması dolayısıyla, davacı tarafın kiralamak zorunda kaldığı başka bir araç için dava dışı kiralama şirketine ödenen araç kira bedelinin, davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali istemidir.Dairemizin görev alanı HSK'nın 02/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır.Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi iş bölümü kararı gereğince ticari satım sözleşmesine ilişkin ilamların istinaf incelemeleri 12,13,14 ve 43 Hukuk Dairelerine ait olup istinaf incelemesi yönünden bu daireler görevlidir.Hal böyle olunca HMK 352.madde gereğince; dava dosyasının görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12,13,14 ve 43. Hukuk Dairelerine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
DELİLLER: Bilirkişi raporu, araç satım sözleşmesi, noter ihtarı, tarafların ticari defter ve belgeleri ile tüm dosya kapsamı....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya harici satım sözleşmesi ile 18.01.2008 tarihinde yapılan çekici ve dorsenin noterden satış sözleşmesinin 01.06.2011 tarihinde yapıldığını, bu süre zarfında araç müvekkili üzerine kayıtlı olduğundan davalının kullanımında olan araç sebebiyle müvekkilince ödenen vergi borçları ile vergi alacaklarını tahsil etmek için bu davanın açıldığını ileri sürerek, alacak miktarının belirsiz olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL nin davalının zarar verdiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 31.10.2008 gün, 2008/4038-10403 sayılı, 3.Hukuk Dairesinin 10.02.2009 gün, 2008/20259-2009/1700 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 16.06.2009 gün, 2009/2181-8289 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, araç satım sözleşmesinden doğan alacakla ilgili icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle, hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....