Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının zararı tespit edilmiş bu zarardan davacının araç kullanmaktan elde ettiği maddi yarar mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davacının araçtan elde ettiği maddi yarar bilirkişi tarafından uzun süreli araç kiralama ücreti baz alınarak 5.281.22 TL olarak hesaplanmıştır. Davacının satın aldığı araç özel araç olup bu özel aracın kiralık araç gibi her gün kullanılarak gelir getirdiği kabul edilemez. Davacının ekonomik sosyal durumu ve aracı kullanma tarzı belirlenip ayrıca davalının da satış bedelini kullandığı gözetilerek davacının elde ettiği maddi yarar için uygun bir değer indirimi yapılması gerekirken fahiş olacak şekilde ticari araç kiralama fiyatlarına göre hesaplama yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

    Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait ..... plaka sayılı araç müvekkil şirket tarafından satın alındığını, taraflar arasındaki resmi sözleşme Bakırköy ..... Noterliğinin 05/05/2020 tarih ve ...... Y. Numaralı araç satış sözleşmesi kapsamında belirlenen araç satış bedelini 650.000TL olduğunu, .........

      Davalı yapılan ticari satım sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacı ile akdedilmeyen araç satım sözleşmesinden dolayı hiçbir sorumluluklarının bulunmadığını, dava konusu aracın garanti süresinin 09.01.2015 tarihinde bittiğini, davacının iddia ettiği şikayetlerin kullanım hatası sonucunda ortaya çıktığını, davacı tarafın araç değişimi talebinde bulunmasının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        kar mahrumiyetine yönelik davanın reddine, satım bedelinin iadesi istemine yönelik red kararının bozma ilamı dışında kalıp kesinleştiği gerekçesiyle satım bedelinin iadesine yönelik dava ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          HUKUK DAİRESİ Dava; tacirler arası (araç) satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 13/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            K A R A R Davacı, 5.5.2005 tarihinde davalıdan satın aldığı motorun sık sık arızalanması nedeniyle çeşitli kereler tamirat gördüğünü, arızaların imalat hatası olup maldan yararlanmasının engellendiğini, ileri sürerek, satım sözleşmesinin feshi ile taksitle ödediği toplam 2.380,00 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı satıcı, aracın ... kapsamında gerekli tamir ve bakımlarının yapıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir....

              Oysaki davacı taraf dava dilekçesinde davalı ile aralarında harici araç satım sözleşmesinin bulunduğunu, davalıya bu nedenle para gönderildiğini ancak davalının sözleşmeyi ifa etmediğini ileri sürdüğüne göre somut olayda TBK'nın 77. Maddesinin uygulanma koşulları bulunmayıp ihtilafın sözleşmelerin ifasına ilişkin hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce 1....

              Öncelikle satış sözleşmesinden kaynaklı ayıptan sorumluluk ilkesinin 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu kanuna göre genel kanun olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmesi karşısında önem arz eden mahkemenin görevi hususunda açıklama yapmak gerekirse; harici araç satım sözleşmesinin tarafı olan alıcı davacı bu araç alım satım sözleşmesini mesleki veya ticari faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirmediğinden ve davalı harici satış sözleşmesinin tarafı Gökhan Baltacı galerici olduğundan ve bu satımı mesleki ve ticari faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirdiğinden 6503 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 3/1- k, 3/1- ı ve 2 hükümleri ile Samsun Bam 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/312 esas ve 2021/382 karar sayılı kaldırma kararı da nazara alınarak yargılamaya Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla bakılmıştır....

              Yerel mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasında, gerek maddi olgunun gerçekleşme biçimi ve gerekse davanın ayıplı çıkan araç nedeni ile satım sözleşmesinin feshi olduğu, aracın davalı/satıcıya iadesi (tescil ve fiili teslimle) ve satım bedelinin ise, davacı/alıcıya aynı anda verilmesi, yani karşılıklı edimlerin aynı anda ifası gerektiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda mahkeme kararında esas alınan (23.02.2007) temerrüt tarihinin ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi hesaplanmasının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır. Öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, temerrüt olgusu ve faiz kavramları ile bunların birbirleriyle olan ilişkilerinin açıklanmasında yarar vardır. Satım sözleşmesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (B.K.) 182 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

                ASLİYE TİCARET MA TARİHİ: 18/03/2022 (Ara Karar) NUMARASI: 2022/80 Esas İHTİYATİ TEDBİR İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022 İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: Davacı vekili; taraflar arasında noterden 31.03.2021 tarihli araç satım sözleşmesi imzalandığı, satım bedelinin 1.220,000,00 TL olup, müvekkili tarafından satım konusu aracın trafik kaydı ve zilyetliği davalıya geçirildiği halde davalı tarafından satım bedelinin ödenmediği, sözleşmede araç bedelinin nakten alındığı ibaresinin matbu olarak yazılı olduğu oysa bedelin alınmadığının kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını belirterek satım bedeli olan 1.220.000 TL'nin ve şimdilik 1.500.000,00 TL munzam zararın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkının kullanılarak...

                  UYAP Entegrasyonu