Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ayrıca sayılmaması ve aracın “yer” kavramı içerisinde değerlendirilemeyecek olması nedeniyle araç için “umuma açıklık” kavramının aranmasının da gerekmediği, bu nedenle TCK'nın 188/4-b maddesi ile artırım yapılmasının yasa koyucunun amacına uygun olduğu gerekçesiyle çoğunluk görüşe katılmıyoruz. 22.12.2021...

    Ex ... aracın tanıtım katoloğunda vaad edilen yakıt sarfiyatından % 50 daha fazla yakıt sarfettiğini, yetkili servisin araçtaki bu ayıbı gideremediğini, ayıplı araç satışının söz konusu olduğunu ileri sürerek aracın davalılara iadesine, araç için ödediği bedelin tahsiline, aracı kullanamamaktan ve bakım masrafı olarak yaptığı 500,00 YTL maddi tazminat ile 500,00 YTL manevi tazminatın faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

      idaresindeki... plakalı araç ile çarpışması sonucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta araç sürücüsünün "şerit izleme kurallarına riayet etmemek" kuralını ihlal etmiş ve aynı zamanda ehliyetsiz olması sebebiyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucunda müvekkil sigorta şirketinde.... Sigorta AŞ'ne 17/11/2014 tarihinde 17.200,00 TL ödendiğini, iş bu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek, davalıdan 17.200,00 TL'nin tahsilini ve davanın sonuna kadar...plakalı aracın 3. şahıslara devir ve satışının önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği, bu sebeple davayı inkar etmiş olduğu anlaşılmıştır....

        a satışının yapılmasını isteyerek katılanı ikna ettiği, katılanın da aracı sanık ...'a 26/10/2009 tarihinde noterden devrettiği, araç bedelinin ödenmemesi üzerine sanık ...'nin iş ortağı olan sanık ...'ın 15.400 TL bedelli senedi katılana verdiği, sanık ...'ın bu tarihten yaklaşık altı gün sonra noterden vekalet vererek aracı sanık ...'ye devrettiği, katılanın talebi üzerine araç üzerine 25/11/2009 tarihinde şerh konulmasından sonra sanık ...'nin almış olduğu vekalete istinaden aracı 11.12.2009 tarihinde noterden vekalet vererek sanık ...'ye devrettiği, Sanık ...'nin de araca konulan şerh nedeniyle 17.12.2009 tarihinde aracı tekrar noterden sanık ...'...

          a satıldığını, 19/08/2006 tarihinde ... plaka sayılı araç ile yapılan kaza sonucunda.... plaka sayılı araçla hukuki ve fiili bir bağlantısı olmadığı halde kazaya sebebiyet verdiğinden bahisle davalı tarafından .... plaka sayılı araç için ödenen 3.375,00 TL tazminatın .... sayılı dosyasında kendisinden tahsil edilmek için takibe geçildiğini, bu borçtan sorumlu olmadığının tesbitine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davalının.... Şartlarına göre sigorta sözleşmesine aykırı davranarak Noter vasıtası ile satılan aracın satışının kendilerine bildirilmediğini, bu nedenle sigorta ilişkisinin devam ettiğini, alkollü olarak verilen zarardan davacının sorumlu olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; dava dışı 3. kişinin, davalı araç maliki ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile davacıya satışı yapan ... isimli kişiye vekaletname verdiği, vekaletname ile davacıya araç satışının yapıldığı, davacıyı zarara uğratan vekaletnamenin, bu sahte sürücü belgesine dayalı olarak noterce yapıldığı anlaşılmaktadır. 07/09/2009 tarihli bilirkişi ön raporunda; iğfal kabiliyeti konusundaki inceleme ve tespitlerin bizzat o belge üzerinde yapılması gerektiği, aksi halde varılacak sonucun yanıltıcı olabileceği, bu nedenle belge asıllarının teminin talep edildiği, belge asıllarının temin edilememesi üzerinde fotokopi üzerinden yapılan inceleme neticesinde 08/02/2010 tarihli bilirkişi raporuyla; araç maliki adına düzenlenmiş sürücü belgesi ve araç satışını vekaletname ile gerçekleştiren ...'...

              İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı ... vekili, müvekkilinin araç alım satım işi ile uğraştığını, söz konusu aracı 07.11.2014 tarihinde ... isimli kişiye sattığını, ancak o gün mesai bittiğinden aracın noter devrinin sağlanamadığını, daha sonra aracın noter satışının sağlanması konusunda karşı taraf ile görüştüğünü, ancak yapılmadığını, müvekkil araç satış sözleşmesini yaptıktan sonra aracı alıcıya teslim ettiğini, kazaya karışan araç, satış tarihi olan 01.11.2014 tarihinden itibaren fiilen alıcı ... ’in tasarrufu altında olduğundan, müvekkil, aracı teslim ettikten sonra araç üzerinde herhangi bir tasarruf hakkının kalmadığını, 2918 Sayılı Kanun’un 3. maddesinde işleten tanımında ‘’araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir....

                tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 10.644.00.YTL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı araç sürücüsünün olayda %70 oranında kusurlu bulunduğunu, davalı aracın trafik sigortasından 5.000.00.YTL tahsil edildiğini belirterek kusur oranına isabet eden bakiye 2.450.00.YTL'nin ödeme tarihinden işleyecek reesknot faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... kazaya karışan araç trafikte adına kayıtlı ise de bu aracı haricen 5.11.2003 tarihinde ...'e sattığını, 1 ay sonra aracın trafikten tescilini yapmak için kendilerine vekaletname verdiğini ancak noter satışı olmadan ... tarafından aracın 3. kişiye satıldığını kazayı da satın alan bu şahsın yaptığını aracın haricen satıldığına dair tanıkları bulunduğunu davanın reddini istemiştir....

                  Davalı (alacaklı) vekili, takip tarihi ile aynı günde borçlu şirket adına kayıtlı araçların trafik kaydına yakalamalı haciz şerhi konulmasının istendiğini, hakkında çok sayıda icra takibi bulunan borçlunun üçüncü kişi ile danışıklı olarak aynı gün araç satışını yaptığını, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu araç satışının takip tarihi ile aynı günde ve kaydında çok sayıda haciz şerhi bulunduğu halde yapıldığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                    Davalı (alacaklı) vekili, takip tarihi ile aynı günde borçlu şirket adına kayıtlı araçların trafik kaydına yakalamalı haciz şerhi konulmasının istendiğini, hakkında çok sayıda icra takibi bulunan borçlunun üçüncü kişi ile danışıklı olarak aynı gün araç satışını yaptığını, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu araç satışının takip tarihi ile aynı günde ve kaydında çok sayıda haciz şerhi bulunduğu halde yapıldığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                      UYAP Entegrasyonu