WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca, davacının 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca, mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilip verilmediği, şirketin hangi tarihte münfesih duruma düştüğü hususları araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/12/2017 tarih 2015/3886 Esas sayılı kararı da bu doğrultudadır.) Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesi’nin tek kişilik limited şirketin 6102 sayılı TTK’nın 574. ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 3. maddesi karşısında tek kişilik limited şirkete dönüşen davalı şirketin, salt ortak sayısının bire düşmesinin şirketin fesih ve tasfiyesi sebebi sayılamayacağına dair kararı yerinde değil ise de, ortaklardan birinin vefatı ve mirasçılarının mirası reddetmesi nedeniyle bu ortağın payı bakımından TMK’nın 612. vd. maddeleri uyarınca ortaklık payının tasfiyesi hükümlerinin işletilebileceği nazara alındığında, bu durumun davalı şirketin fesih ve tasfiyesi sebebi sayılamayacak olmasına göre, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      GEREKÇE : Talep, ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ile ayrılma payının tahsili istenen davada ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir. Dava, ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ile ayrılma payının tahsili istenen davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Dava açılmış olması, mutlak ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirmez. HMK'nın 390/3 maddesinde, ihtiyati tedbir isteğinin kabul edilebilmesi bakımından, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimâl de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimâlini de gözardı edemez....

        Davacı şirket yetkilisi ve ortağı tarafından TTK 636/2 maddesi gereğince davalı şirketin faal olmadığı, şirketin organlarının mevcut olmadığı, şirketin esas sözleşmedeki amaçlarını yerine getirmesinin, şirketin yönetim organlarının toplanmasının ve karar almasının mümkün olmadığından bahisle davalı şirketin feshi ve tasfiyesi talebinde bulunulmakla, yargılama sırasında yapılan araştırma sonucunda Arnavutköy İlçe Jandarma Komutanlığı görevlileri tarafından tutulan tutanak ile şirketin faal olmadığı ve ......

          Şti'ne ortak olduğunu ve davacı aleyhine haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu, davalı şirketin kötü yönetildiğini ve ortaklar arasında mevcut olan husumet nedeniyle davalı şirketin gayesine ulaşmasının mümkün olmaması nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesinin gerektiğini belirterek, davacı müvekkilinin hak ve menfaatlerinin daha da zarar görmemesi, fesih ve tasfiyesi talep olunan davalı şirketin borçlandırılmaması ve kötü yönetilmesinin engellenmesini teminen şirkete kayyım tayinine, müvekkilinin hissedarı bulunduğu davalı şirket ... Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; Müvekkilleri ... ile ...'ın kurucusu oldukları ... Tic. Ltd. unvanlı şirketin 08/02/2005 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesine tescil ve ilan edilerek kurulduğunu, 22/06/2005 tarih ve 2005/2 sayılı Ortaklar Kurulu Kararına göre, şirket hissedarları ... ve ... tarafından yapılan devir sonucunda şirket dışından davacı ...'...

            Dava, TTK'nın 636/3. maddesi gereğince, haklı nedenle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.6102 sayılı TTK'nın 636/3 maddesinde "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağı payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağı şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." şeklinde düzenleme mevcuttur.Mahkememizce bu istem ve anılan yasal düzenleme kapsamında tahkikata başlanmış ancak 15/11/2023 tarihli celsede davacı vekilince, davacının karşı taraf ile anlaştığı, hisselerinin devredildiği, davanın konusuz kaldığı beyan edilmiştir. Davacı vekilinin anlaşma ve konusuz kalma beyanı yönünden beyanlarının sunulması için davalı şirket adına ihtarlı davetiye çıkarılmış, tebliğ edilmiş, ancak beyan sunulmamıştır....

              haklı fesih nedeni sayılmış olup, istinafa konu kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK’nun 531. maddesinin yürürlüğünden önceki olayların haklı fesih nedeni olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli karar incelendiğinde; müvekkili şirketin 1999 yılında girdiği iflas sürecindeki olaylara uzun uzadıya yer verildiği; fabrika binası ve tüm ekipmanlarının kiraya verildiği, bu kiralama işlemlerinden sonra feshi talep edilen anonim şirketin üretim hatları, makineleri ile birlikte tüm çalışanlarının da kiralananlara devredildiği ve feshi istenilenin şirketin atıl bir hale getirildiği, makinelerin kullanılamaz halde geldiği ve hurda olduğu vs. belirtilerek bu hususların haklı fesih nedeni olarak kabul edilmiş olduğunun görüleceğini, flas öncesi ve sürecindeki olayların haklı fesih nedeni olmayacağına ilişkin bir diğer nedenin ise; 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesinin ve 6103 sayılı yasanın 2/1-a maddesinin buna izin vermemesi olduğunu, zira; A.Ş.’lerde haklı...

                Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) VEKİLİ : Av. ... - ... DAVALI : ... VEKİLİ : Av. ... - ... DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 31/01/2020 YAZIM TARİHİ : 03/02/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında 25/10/2019 tarihinde tesis edilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında Konya ...Noterliği'nin 24/07/2018 gün ... yevmiye nolu işlemi ile "... İnşaat & ... Ortaklığı" adlı adi ortaklığın kurulduğunu, adi şirketin amacı olan Konya İli, Selçuklu İlçesi, ......

                  Davamızın davalı şirket ortağı olan davacının öncelikle ortaklıktan çıkma talebi bu talebi kabul edilmezse haklı nedenle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talebi, bu talepte kabul edilmez ise organ eksikliği sebebiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi olduğu, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında davayı görmeye davalı şirketin muamele merkezinin bulunduğu Menemen ilçesinin bağlı olduğu Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi kesin yetkili olup, mahkememiz yetkili olmadığından, HMK 114/1-ç 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                    Teknoloji Anonim Şirketi'ne münferiden yönetim kurulu başkanı seçilerek münferiden temsile yetkili kılındığı, 02/07/2018 tarihinde tescil, 06/07/2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesiyle ilan edilen 14/05/2018 tarihli genel kurul kararıyla da anılan şirketin tasfiyeye girdiği, davacının tasfiye memuru olarak atandığı ve yeniden münferiden temsile yetkili kılındığı, şirketin, 07/03/2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesiyle ilan edilen 15/02/2019 tarihli genel kurul kararıyla tasfiyesi tamamlanarak tüzel kişiliğinin sona erdiği, sözü edilen şirkete ait 2016 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerin incelemeye ibrazının istenilmesine ilişkin yazının kanuni temsilci ve tasfiye memuru olan davacının mernis adresinde eşi olduğu belirtilen … imzasına 18/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacı tarafından, şirketin yasal defterleri ve belgeleri incelemeye ibraz edilmediğinden ilgili dönem katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı...

                      UYAP Entegrasyonu