Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı şirket bir anonim şirket olup, anonim şirketlerde hisse senetleri hamiline veya nama yazılı olur. Payları borsada işlem görmeyen şirketler için hamiline yazılı senetlerin aksine nama yazılı payların senede bağlanması zorunlu değildir ancak azlığın yani sermayenin en az onda birinin istemde bulunması üzerine hisse senetleri bastırılıp dağıtılmalıdır. Böyle bir istem bulunmadığı sürece payın senede bağlanması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı hisse senetlerine ilişkin hüküm uygulanır. TTK'nun 489. maddesinde de “Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder.” hükmü, 490. maddesinde ise “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler....

    Davalılar vekili, davacının müvekkili şirketlerin ortağı olduğunu, bu ortaklığın mevzuata uygun geçerli bir ortaklık niteliğinde bulunduğunu, müvekkili şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu kaydında olan, bu kurul ve diğer ilgili tüm resmi makamlar ile özel denetçiler tarafından faaliyetleri denetlenen çok ortaklı halka açık anonim şirketler olduklarını, ...'nın 329. ve 405. maddeleri gereğince anonim şirket ortaklarının sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyeceklerini, müvekkili şirketlerin tasfiye halinde olmadıklarını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirketlere ortak olduğunun bilirkişi kurulu raporu ile sübut bulduğu, davacının şirket ortaklığını, hisse devri almak yoluyla kazandığı, 6762 Sayılı ...'...

      Taraflar arasında , anonim şirket hisse devri sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediği, davalıya gönderilen paranın 3.kişilere yapılan hisse satışı veya davacıya taahhüt edilen hisse devri nedeniyle yapılıp yapılmadığı uyuşmazlık konuları olup, anonim şirket hisse devri 6102 sayılı TTK'nın 2.kitabında yer alan şirketler hukukundan kaynaklandığından dava mutlak ticari davalardan olmakla, uyuşmazlığı çözmekle ticaret mahkemeleri görevlidir. İlk derece mahkemesince davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmakla, taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

        Anonim Şirketi hisselerinin Mahkemece görevlendirilecek bilirkişiler mariferiyle değer tespitinin yaptırılmasını talep etmişlerdir. DELİLLER: İstanbul Ticaret Sicili kayıtları, ... ... Anonim Şirketi faaliyet raporu, bilançosu, vergi beyannamesi, bilirkişi raporu. Mali Müşavir Bilirkişi Meryem Tüfekçi tarafından Mahkememize sunulan 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Dosya kapsamında incelememize sunulan Dava dışı ... şirketinin 76.916,00 TL tutarındaki hisse senetlerinde, Davacı tarafların hisse sayıları, hisse grubu ve hissedarlık aşağıdaki tabloda açıklandığını, bu kapsamda değer tespiti talep eden A1 grubu pay sahibi ....'nin %18,42 paya sahip olduğu, B gurubu pay sahibi ...'un %32,50 paya sahip olduğu, B grubu ...'...

          Somut olayda davalılar, davacının şirket ortağı olduğunu ve TTK'nın 329-405. maddeleri gereğince ödediği parayı geri isteyemeyeceğini savunmuşlar, mahkemece de bilirkişi raporu alındıktan sonra davacının şirket ortağı olduğu, davacının hileli davranışlarla aldatıldığının tespite elverişli deliller bulunmadığı, anonim ortaklıklarda primli hisse senedi çıkarılabilmesi için TTK'nın 286 (Yeni TTK'nın 347) maddesi uyarınca şirket esas sözleşmesinde hüküm bulunması ya da genel kurul kararının bulunması gerektiği, somut olayda davalı Şirket'in 21.12.1998 tarihinde yapılan genel kurulunda sermaye artırımında rüchan hakkı kullanımında primli hisse çıkarılması yönünde karar verildiği, yönetim kurulununda bu karara dayanarak izahname çıkarıp sirküler yayınladığı, yayınlanan sirkülerde ise talepleri süreyle sınırlı tuttuğu, sirkülerde ilan edilen süre dışına çıkılarak talep alındığı, şirket ana sözleşmesinde yönetim kuruluna her an primli hisse senedi çıkarabilmesi için belirsiz süreli bir yetki...

            Somut olayda davalılar, davacının şirket ortağı olduğunu ve TTK'nın 329-405. maddeleri gereğince ödediği parayı geri isteyemeyeceğini savunmuşlar, mahkemece de bilirkişi raporu alındıktan sonra davacının şirket ortağı olduğu, davacının hileli davranışlarla aldatıldığının tespite elverişli deliller bulunmadığı, anonim ortaklıklarda primli hisse senedi çıkarılabilmesi için TTK'nın 286 (Yeni TTK'nın 347) maddesi uyarınca şirket esas sözleşmesinde hüküm bulunması ya da genel kurul kararının bulunması gerektiği, somut olayda davalı Şirket'in 21.12.1998 tarihinde yapılan genel kurulunda sermaye artırımında rüchan hakkı kullanımında primli hisse çıkarılması yönünde karar verildiği, yönetim kurulununda bu karara dayanarak izahname çıkarıp sirküler yayınladığı, yayınlanan sirkülerde ise talepleri süreyle sınırlı tuttuğu, sirkülerde ilan edilen süre dışına çıkılarak talep alındığı, şirket ana sözleşmesinde yönetim kuruluna her an primli hisse senedi çıkarabilmesi için belirsiz süreli bir yetki...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... taraflar arasında hisse devir sözleşmesi akdedildiği, hisse devir sözleşmesine göre davacı T1 ın hisselerini devri eden, davalı T10 ve davalı T6 un hisse devir alan konumunda olduğu, diğer davalı T8 ise hisse devrine konu olan şirket olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.maddesinde '..bilançoda yer alan şirket pasifinde bulunan her türlü borçlar, personel giderleri, vergi ve sigorta borçları, şirkete ve devralanlara ait olup, bu borçlar nedeniyle devredenlerin hiçbir sorumluluğu yoktur. Resmi veya özel 3.şahıslar tarafından şirket devredildikten sonra ekte yer alan bilançodaki borçlarla ilgili talep edilecek her türlü borcu devralanlar ödemeyi devredenlere tekeffül etmiş olup devredenler hiçbir şekilde bu borçlardan sorumlu olmayacaktır....

              Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir. Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra Müdürü, İİK. m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir....

              Vekilleri : … Karşı Taraf (Davalı) : T.C Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı Vekili : … İstemin Özeti : Sermaye Piyasası Kurul tarafından çıkarılan ve 19.12.1996 tarih ve 22852 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Halka Açık Anonim Ortaklıklar Genel Kurullarında vekaleten oy kullanmasına ve hayır yoluyla vekalet veya Hisse Senedi Toplanmasına ilişkin Esaslar Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına ilişkin tebliğ'in iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi davacı şirket tarafından istenilmektedir. D.Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : Dava; halka açık anonim ortaklıklar genel kurullarında vekaleten oy kullanılması ve bağrı yoluyla vekalet ve hisse senedi toplanmasına ilişkin esasları düzenleyen Tebliğ'in 17.maddesinde değişiklik yapan düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır....

                Asliye Ticaret Mahkemesi) Mahkemesi’nce verilen 27.07.2010 gün ve 2010/296-2010/619 sayılı kararı onayan Daire’nin 16.11.2012 gün ve 2010/14360-2012/18403 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 08.11.2005 tarihinde Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi yapıldığını, devir bedelinin nakden ve tamamen ödendiğini ve tarafların birbirlerini tamamen ibra ettiğini, ancak sözleşmenin şirket pay defterine işlenmediğini, müvekkilinin defalarca çektiği ihtarların sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin hisse devri karşılığı davalıya ödediği 27.000 TL'nin davalıdan tahsili için yapılan icra takibinin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalının itirazının iptaline...

                  UYAP Entegrasyonu