Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında nitelikli kasten öldürme ve nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davalarında hükmedilen hapis cezalarının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesi kararının temyize tabi olduğunun tespiti ile yapılan incelemede; ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarih ve 2018/190 Esas, 2018/485 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında annesi maktul ...'nu kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK’nin 82/1-d, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, kardeşi katılan ...'na karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK’nin 82/1-d, 35/2, 62/1, 53. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 17/01/2019 tarih ve 2019/15 Esas, 2019/141 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 1....

    Yukarıda belirtilen şekilde davalı mirasçılarının davaya dahil edilmesi akabinde, evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusunun kalmadığı gözetilerek, boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek ve davalı mirasçıları kusur tespiti yönünden davaya devam ederlerse kusur tespiti yönünden de bir karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Müteveffa davalının annesi Yeter Yarar ve babası Taki Yarar'ın istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; ANKARA 21....

    A R A R Küçük ...e velayeten davacılar tarafından açılan davada, küçüğün mülhak vakıf olan ..Paşa Vakfı'nın galle fazlasından yararlanmaya müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi sonucu Dairemizce mahkeme hükmünün onanması yönündeki ilamın düzeltilmesi davalı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya yeniden incelenmiştir. Dava, dava konusu mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 3. maddesine göre mazbut vakıflar, bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe (Vakıflar Genel Müdürlüğü) yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlanmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, Türkiye vatandaşı annesi ile aralarında nüfus kaydına göre bağlantı bulunmayan davacının annesinin T.C. vatandaşı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dava, Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan tespit istemine aittir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının annesi Hamiyet Kammaz'ın 1933 Kilis doğumlu olup Türk vatandaşı olduğunu kendisinin öz kızı olduğunu, ancak davacının Türk nüfusuna kayıtlı olmadığını, halen Suriye vatandaşı olduğunu belirterek öz çocuğu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus idare temsilcisi takdiri mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, mahkemece her ne kadar karar gerekçesinde talebin idari işlem olduğu ve idari başvuru yapmadığı hukuki yararı olmadığından reddine karar verilmiş ise de kararın hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen kararı davacı vekili istinafa taşımıştır....

      Taraflar arasındaki dava, yabancı uyruklu davacının babası Mihdi Yüksel ile annesi Hadice Yüksel'in Türkiye de evlendiklerini, daha sonra ise Lübnan'a yerleştiklerini ve Lübnan'ın kanuni şartlarına göre Omar soyadını aldıklarını, müvekkili Zübeyde'nin 01/01/1972 tarihinde Lübnan da dünyaya geldiğini, annesi Hadice ve Mihdi'nin Lübnan da hayatını kaybettiklerini ve mezarlarının orada bulunduğunu, müvekkilinin Türk vatandaşlığına geçmek için başvuruda bulunduğunu ancak müvekkilinin annesinin Hadice babasının ise Mihdi olduğuna dair mahkeme kararının istenildiğini bildirerek müvekkilinin annesinin Hadice ve babasının Mihdi Yüksel olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, Türk vatandaşı olarak nüfusa kayıtlı kişinin kendi anne ve babası olduğu iddiasına dayalı olarak kendisinin de Türk vatandaşı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacının T.C....

      ın ortaklığı annesi ...'a muvazaalı şekilde devrinin iptali, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkil ile vefat eden ... arasındaki ortaklığın tespiti ile ...'ın vefatı nedeniyle ...'ın işlettiği işletmenin müvekkile ait olduğunun tespiti gerektiğini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 20.04.2021 tarihli celsedeki beyanında; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. DELİLLER -19.10.2017 tarihli ortaklığın feshi sözleşmesi -Bila tarihli ortaklık sözleşmesi DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava adi ortaklık sıfatının tespitine ilişkindir. Davacının tacir sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti için Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının tacir sıfatının olmadığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık 6098 sayılı TBK'nun 620 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....

        Gereği görüşülüp düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 286/2-a maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyize tabi olduğunun tespiti ile yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin 27/12/2021 tarih ve 2021/1722 Esas, 2021/1857 Karar sayılı Yargıtay bozması üzerine verilen yeni kararında isabetsizlik görülmemiş olduğundan; katılan Bakanlık vekilinin; üst hadden ceza verilmesi gerektiğine, iyi hal indiriminin uygulanmasının hatalı olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince “......

          nın çocuğu resmi eşi davalı ... ile olan evliliğindenmiş gibi nüfusa kaydettirdiğini, müvekkilinin bu hususu çok sonra öğrendiğini, küçüğün doğduğundan beri annesi olan müvekkili ile birlikte yaşadığını, nüfus kaydının gerçeğe aykırı olmasının çeşitli sorunlara yol açtığını belirterek küçüğün gerçek annesinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 19/1. maddesinde de "Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir." hükmüne yer verilmiştir. Her ne kadar kayıt düzeltilmesi istenen küçük ...'nın güncel MERNİS adresinin “.../...” olduğu gözükse de küçüğün nüfus kaydında Annesi gözüken ... tarafından ......

            TMK'nın 282. maddesi uyarınca "Çocuk ile annesi arasındaki soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı evlat edinme ile de kurulur". Ayrıca, kısaca Af Kanunları olarak nitelendirilen evlenme akdine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlarla da soybağı düzeltilebilir. Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla kendiliğinden kurulduğundan ve çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için hükme gerek bulunmadığından, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tesbiti dava konusu edilebilir. (18.HD.'nin 2013/15948E-2014/175K sayılı ilâmı) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

              in annesi olduğunun tespitine ve nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilen davalı ...'ın gerçekte ...'in annesi olup olmadığı konusunda DNA testi yapılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu