"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Anne ve Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edindirmede anne ve babanın rızalarının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.05.2013 (Pzt.)...
Dava; evlat edindirme sırasında ana baba rızasının aranmaması istemine ilişkindir. Dava; TMK nun 312. maddesine göre evlat edindirme işlemlerinden anne ve babanın rızasının aranmaması talebine ilişkindir. Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; TMK nun 312. maddesinde; "Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir....
TCK.nın 109. maddesindeki düzenlemede hürriyeti tahdit suçunda mağdurun var olan rızasının yok sayılması sureti ile bu suçun oluşacağına dair bir ifade bulunmamaktadır. Hürriyeti tahdit suçunda hile ve aldatma olmadığı takdirde çocuk dahi olsa rızası bulunan kişilere yönelik rızaen fiziki alıkoyma eylemi başka bir suç oluştursa dahi (örneğin çocuklar yönünden alıkoyma suçunu oluşturması hali) hürriyeti tahdit suçunu oluşturmayacağı madde metni içeriğinden anlaşılmaktadır. Çocuğun rızaen alıkonulması suçunun düzenlendiği TCK.nın 234/3. maddesinde ise korunan hukuki yarar aile düzeni olduğundan bu suçun mağduru anne-baba veya yetkili makamlardır. Dolayısı ile bu suçta çocuğun iradesine değil, anne-baba veya yetkili makamların iradesine üstünlük tanınmıştır. Burada dikkatten kaçan husus çocuğun rızasının geçersiz ve yok sayılmadığıdır. Bu suçta korunan hukuki yarar aile düzeni olduğundan anne-baba veya yetkili makamların iradesi çocuğun rızasına üstün tutulmuştur....
babanın rızasının aranmasına yer olmadığına, Küçük Bulut GÜLEY'in davacı T1 tarafından evlat edinilmesine izin verilmesine...'' karar verilmiştir....
babanın rızasının aranmasına yer olmadığına, Küçük Bulut GÜLEY'in davacı T1 tarafından evlat edinilmesine izin verilmesine...'' karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana - Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan Çiğdem'in evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması, 2-Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342. maddesinde de anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayrım yapılmadan getirilmiştir. Mahkemece, nüfus kaydının düzeltilmesi istenen küçük Sebur'un anne ve babasının evli olup olmadığının ve velayet durumunun araştırılarak, velayetin ana ve baba tarafından birlikte kullanıldığının tespiti durumunda annenin de davaya katılımının veya rızasının sağlanması gerekirken eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'...
nun nüfus kaydına anne ve babasının evli ve sağ oldukları ve velayet hakkının anne ve babası tarafından birlikte kullanıldığının anlaşıldığı, ancak davanın yalnızca anne tarafından verilmiş olmasından dolayı temsil yetkisi vermeyen vekaletnameye dayalı olarak davanın açıldığı ve yargılamanın yürütüldüğü, istinaf aşamasında da aynı şekilde temsil yetkisi sağlamayan vekaletname ile yetki verilen vekil aracılığıyla davadan feragat edildiği, yeterli bir vekaletnameye dayanmayan vekilin feragat beyanına göre hüküm tesis edilemeyeceği, taraf teşkilinin re'sen yargılamanın tüm safhalarında gözetilmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta velayetin anne ve baba tarafından birlikte kullanılması gerektiği gözetilerek, ergin olmayan davacı ...'nun babasının da açılmış bulunan davaya katılımının veya rızasının sağlanması gerektiği, bu amaçla İstinaf ilamı doğrultusunda davacı ...'nun velisi ...'...
Aile Mahkemesi TARİHİ :09.09.2014 NUMARASI :Esas no:2013/979 Karar no:2014/636 DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Anne ve Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edinmede anne ve babanın rızalarının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.02.02.2015 (Pzt.)...
TCK.nın 234. maddesinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da bu suçun mağdurunun anne-baba veya yetkili makamlar olmasıdır. Yani bu maddede yaşı küçük çocuklar ebeveynlerinden biri tarafından diğerinin yanından kaçırıldığı veya kendisi evi terk ettiği için suçun mağduru değil konusudurlar. Dolayısıyla bu suçta çocuğun iradesine değil, anne-baba veya yetkili makamların iradesine üstünlük tanınmıştır. Ancak; burada dikkatten kaçan husus çocuğun rızasının yok sayılmayıp anne-baba veya yetkili makamların iradesinin çocuğun rızasına üstün tutulmasıdır. Yukarıda belirtildiği üzere maddenin 2. fıkrasında 12 yaşını bitirmemiş çocukların rızasına bakılmayacağı belirtilerek, mefhumu muhalifinden 12 yaşını bitirmiş çocukların rızalarının geçerli ve önemli olduğu dolaylı olarak vurgulanmıştır. Bu düzenlemeye rağmen 15 yaşından küçük çocukların rızalarının geçersiz olduğunu iddia etmek kanun düzenlemesini görmezlikten gelmek olacaktır....